Meclis Genel Kurulu’nda Sivil Havacılık Dairesi (Kurum, Vazife ve Emek verme Esasları) Değişim Yasası’nın oy birliği ile kabul edilmesinin arkasından güncel konuşmalara geçildi.
Bu çerçevede ilk sözü Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Doğuş Derya söz aldı.
-Derya: “Bu toplumu, protokol düzenine teslim etmeye kalkan egemenler kim?”
CTP Milletvekili Doğuş Derya konuşmasına, Meclis Başkanı Sıkıntılı Töre’ye Maliye Teftiş Kurulu’nun mecliste denetim yapmasını oylatmadığı nedeni öne sürülerek “sayın başkan” diye hitap etmek istemediğini belirterek başladı.
Hükümeti “halk ile bağını koparmakla” ve “egemenlik, cumhuriyet ve devlet olmak kavramlarının içini boşaltmakla” suçlayan Derya, “İnsanlar devlet için değil, devlet insanoğlu için vardır. Devlet, tüm yurttaşlar için olması ihtiyaç duyulan bir aygıttır” dedi.
Egemenlik teriminin Kıbrıs’ta bir bölüşüm mücadelesini anlattığını kaydeden Derya, 1974 öncesi Rumlarla Türkler içinde olan bölüşüm mücadelesinin, 1974 sonrasında aynı cemiyet içinde yaşayan insanoğlu içinde devam ettiğini söylemiş oldu.
Kamu kaynaklarını kendilerine harcayan, yozlaşmış, siyasal alanda kendine pozisyon edinen bir güruhun oluştuğu ve hukuk ihlali yaparak, kişisel menfaati sağlama üstüne kurulu bir sistem yaratıldığını kaydeden Doğuş Derya, bu sistemi yaratanların bugünkü UBP’nin ataları bulunduğunu beyan etti. Derya, bir adaletsizlik yaratıldığını ve adaletsizliğin üstünün örtülmeye çalışıldığını söyleyerek, “Egemenliğin kimleri varlıklı etmek için kullanıldığını konuşacağız” dedi.
“Milliyetçi cenah” olarak adlandırdığı hükümetlerin ekonomik kaynakları “mükafat yada ceza” olarak kullanarak, seçmen yarattığını iddia eden Derya, Cenup Kıbrıs’ta 1974 sonrasında “mühim sanayi tesisleri kurulduğunu, ekonomide gelişme kaydedildiğini ve üretim sektörünün büyütüldüğünü” söylemiş oldu.
Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağımlı hale getirilmek istendiğini korumak için çaba sarfeden Derya, ekonomik bağımlılığın siyasal bağımlılık getirdiğine işaret ederek, “Bu toplumu protokol düzenine teslim etmeye kalkan egemenler kim?” diye sordu.
Derya, kaynakların kamuya kullanılması için birkaç adım atıldıysa onların da CTP’nin koalisyonda olduğu dönemde atıldığını söylemiş oldu.
Ucuz milliyetçiliği karın doyurmadığının 2001’de yaşanmış olan ekonomik krizle ortaya çıktığını kaydeden Derya, “2002’de Annan Planı geldi ve o dönemde bu cemiyet iradesini gösterdi. Bir ihtimal o irade çözümü sağlamadı fakat kapıları açtırttı. Eşit egemenler yarattıkları düzenin taşları yerinden oynayınca paniğe kapıldılar. İlk kere tabana doğru yayılan ekonomik refah o dönemde yaşandı” ifadelerini kullandı. Peşinden inşaat sektörünün patladığını söyleyen Derya, bu süreci de “ikinci ganimet süreci” diye vasıflandırdı.
Derya, son zamanlarda bölüşüm kavgasında yeni bir seçkin grup olarak İslamcıların da yerini aldığını ve iradeyi ortadan kaldıran bir süreç yaşandığını savunarak, “Eşit egemenlik denildiğinde kimin egemenliği diye sormak gerekiyor. İnsanlar her gün yoksullaşıyor, gençler göç ediyor. Kimin egemenliği? Kimdir egemen olan? Yetki alanları iyice daraltılmış, bir tek talimatları yerine getiren UBP elitleri midir egemen olan? Ersin bey midir egemen olan? Her gün arazi ve yurttaşlık dağıtan Üstel ve kabinesi midir egemen olan? Kişisel otomobiline naylon satmaca düzenleyen Sıkıntılı bey midir egemen olan?” sorularını sordu.
-Şahali: “12. Spor Şurası’nda varılan mutabakatların hiçbiri hayata geçmedi”
CTP Milletvekili Erkut Şahali ise güncel konuşmasında 13. Spor Şurası’na değindi. Önceki şurada varılan mutabakatların hiçbirinin hayata geçmediğini söyleyen Şahali, yönetimsel olarak Başbakanlık çatısı altında örgütlenmiş sporun ihtiyaç duyulan ilgiyi görmediğini belirtti. Şahali, bütçede spora ayrılan miktara işaret ederek, “Başarı göstermiş sporcuların ödüllendirilmesi bu yıldan ve geçmiş yıllardan daha olanaksız hale geldi” dedi. Şahali, sporda yeni yatırımları, atılımları mümkün kılacak bir bütçe öngörüsü bulunmadığını kaydetti.
Şahali, Kıbrıslı Türk sporcuların bilardo branşında KKTC adıyla internasyonal oyunlarda yer aldığını ve bilardoda dünya sıralamasında yeri olan başarı göstermiş sporcuların bulunduğunu belirterek, bunların devlet desteği görmemesini eleştirdi.
Spor altyapısına yatırım yapılmasının önemine değinen Şahali, bunun ciddi bir devlet yönetimi gerektirdiğini söyleyerek hükümeti spor mevzusunda vizyon sahibi olmamakla itham etti.
“Mağusa’da ulusal spor voleyboldur, voleybol Mağusa’da birinci ilgi alanıdır” diyen Şahali, Şampiyon Melekleri de anarak okul sporlarının devam edebilmesi için bir kaynak ayrılmadığını belirtti.
Ulusal Eğitim Bakanı’na tam gün eğitim mevzusunda da eleştirilerde bulunan Şahali, 12 Ekim’de Bakanlar Kurulu tarafınca elektronik sigaranın ithali ve satışının özgür bırakılmasına “Bir başka bağımlılık tehdidi gençlerimizin hayatına sokuldu” sözleriyle tepki gösterdi.
-Çavuşoğlu: “Hükümet tam gün eğitim mevzusunda kararlıdır”
Erkut Şahali’ye cevap vermek suretiyle söz alan Ulusal Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, 13. Spor Şurası’ndan çıkacak kararların hayata geçmesinin önemine vurgu yapmış oldu ve şuraya katılanlara teşekkür etti.
“Ülkede spor tesislerimiz istediğimiz seviyede değil” diyen Çavuşoğlu, kapalı spor salonlarını yapmanın ve işletmenin maliyetli bulunduğunu kaydederek, daha öncelikli problemler olduğundan bu mevzuya gelemediklerini söylemiş oldu.
Ödül Tüzüğü’nün 2011 senesinde kendi bakanlığı döneminde geçtiğini belirten Çavuşoğlu, okullarda kabiliyet taraması da yapıldığını söylemiş oldu.
Çavuşoğlu, Şampiyon Melekleri de anarak, “Mağusa’da voleybola geçmişten gelen bir ilgi olduğu aşikardır” dedi. Bazı spor federasyonlarının yapmış olduğu spor salonlarının okul saatlerinde okullar, sonrasında federasyonların kullanımına açtıklarını özetleyen Çavuşoğlu, “Biz federasyonları okullara sokmaya çalışıyoruz. Hedefimiz federasyonları okulların içine almak, öğrencilerin farkındalığını artırarak spora ustalaşmış olarak devam etmesini sağlamak” dedi.
Geçmişte Türkiye’ye müsabakalara 20-30 takımın gittiğini, günümüzde ise bu rakamın 60’lara çıktığını aktaran Çavuşoğlu, ek olarak bu yıl yapılacak maçların yargıcı paralarının tümünü federasyonlara ödemeye çalıştıklarını da söylemiş oldu.
Bu esnada CTP milletvekili Erkut Şahali’nin yerinden söz alarak, bir takımın Mağusa- Lefkoşa arası ulaşım harcamasının 10 bin TL bulunduğunu söylemesi üstüne, Çavuşoğlu, bölgelerarası ulaşım harcamasını bakanlık olarak üstleneceği sözünü verdi.
Çavuşoğlu, tam gün eğitim mevzusunda meydana getirilen eleştirilere ise “Şu anda iki gün olarak başlatılan tam gün eğitim mevzusunda hükümet kararlıdır” dedi ve mevzuyu Bakanlar Kurulu’nda da masaya yatırdıklarını belirtti. Çavuşoğlu, ihtiyaçlı ailelerin evlatlarının beslenmesine destek için 30 milyon TL’lik kaynak ayrıldığını, okulların güçlendirilmesiyle ilgili işlere hız kazandırılacağını ve altyapının iyileşmesiyle beraber tam gün eğitimin 5 güne geçmesinin eş zamanlı olacağını aktardı.
Çavuşoğlu’nun hitabı esnasında yerinden söz alan CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, “Erenköy lisesi ile yıkım sonucu onaylandı mı?” diye sordu, Çavuşoğlu ise yine karot yapılacağı yanıtını verdi.
-Hamzaoğulları: “Harup alımındaki sorun büyüyecek”
Peşinden güncel konuşmasını yapmak suretiyle kürsüye çıkan CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, harup alımı mevzusuna değinerek, niçin bir tek Toprak Ürünleri Kurumu’nun (TÜK) alım yaptığını sordu. Yarından sonrasında dört gün yağmur beklendiğini de belirten Hamzaoğulları, harup alımındaki sıkıntının büyüyeceği uyarısında bulunmuş oldu.
Harup alımında da bazı sıkıntılar yaşandığını özetleyen Hamzaoğulları “İsim listesini daha evvelde mi bildirmek gerekir?” ve “Tatlısu’da harup alımına başlandı mı?” sorularını sordu.
-Çavuş: “Türkiye’den 400 ton arpa alındı”
Biray Hamzaoğulları’na cevap vermek için söz alan Ziraat ve Naturel Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, harup fiyatının dünya piyasasında da istenilen noktaya gelmediğini belirtti.
“Binboğa’nın 48 tonu alıp işleme noktasında açık ki bir çekincesi var” diyen Çavuşoğlu, her 10 TL alımda 10 TL de direkt alım desteği kaleminden hükümet tarafınca ödeneceğini söylemiş oldu.
Şu ana kadar TÜK’ün 260 ton, hususi bir firmanın da 100 ton civarında alım yaptığını özetleyen Çavuş, “Gelecek günlerde şubelerimizi genişleterek, alımı tamamlamayı hedefliyoruz” dedi. Çavuş, TÜK’te üretici kaydı olmadığını da ekledi.
CTP Milletvekili Erkut Şahali’nin yerinden tohumluk sıkıntısıyla ilgili sual yöneltmesi üstüne Çavuş, Türkiye’den 400 ton arpa alındığını, 200 tonun geldiğini, 200 tonun ise cuma gününe kadar gelmesinin beklendiğini kaydetti.
Çavuş, CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu’nun yerinden söz alarak, yönelttiği “10 TL’lik direkt alım desteğinin hususi sektörde iyi mi olacağı?”na ilişkin suali yanıtında, “{Özel sektör} 10 TL’yi ödeyecek, fişini bizlere getirecek. Hususi sektörü de ödeyeceğiz” dedi.
Denktaş, Azerbaycan’da konuştu: Türk dünyası içinde hak ettiğimiz yeri alabilmeliyiz
CTP Milletvekili Armağan Candan da yerinden söz alarak, Cypfruvex’te pazarlama mevzusunda gecikme yaşandığını ifade etmesi üstüne Çavuş, “Çözebileceğimizi hızlıca çözdük, çözmeye devam ediyoruz. Yakinen izliyoruz” yanıtını verdi.
Tekrardan yerinden söz alan Şahali de, “hasat sezonunda alımı meydana getirilen 2 bin ton mandalinanın bozulup imha edilmiş olduğu doğru mu?” diye sordu. Çavuş, “İmha değil sıkılma noktasına gittiği yönünde bilgim var” yanıtını verdi.