Şampiyon Melekler’in aileleri Anka Haber Ajansına yaşadıkları süreci özetleyen bir röportaj verdi.
Verdikleri röportajda, zelzele suçlularının taksir değil ‘ihtimaller içinde kast’ ile yargılanması icap ettiğini ifade eden acılı aileler, “Bilirkişi raporundaki ihmalleri okurken hakkaniyet isteğimiz de öfkemiz de daha çok arttı” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Hususi KKTC temasları esnasında ailelerin kurduğu Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği’ni de ziyaret etti. Hususi’in ziyareti esnasında Anka’ya konuşan aileler, hakkaniyet taleplerini söyledi.
Gazimağusa, Lefkoşa ve Minareliköy’de yangın
Kızı Serin İpekçioğlu’nu kaybeden Pervin Aksoy İpekçioğlu, otelin yıkılmasının alınyazısı olmadığını vurgulayarak, “Iyi mi yollarla bu binaların yapım iznini alıyorlar, yaptırıyorlar? Türkiye’nin ve Türkiye’de yaşayan insanların bunu sorgulaması gerekir. Şu sebeple en büyük problem bu esasen, sorgulamayan bir halk var. Bu kadar olabilir mi?” diye sordu.
Zelzele esnasında çocuğuyla beraber otelde olan ve kızı Serin İpekçioğlu’nu kaybeden Pervin Aksoy İpekçioğlu, dava dosyasına gelen binaya ilişkin bilirkişi raporuna dikkat çekerek, “Birçok yetkili merciden geçmesine karşın imza bakımından, her aşamayı atladılar. 4 yıldızlı bir otele çevirdiler. Kamuya açık… Binadan sağ çıkanlardan biriyim. O binanın 10 saniye içinde iyi mi yıkıldığını, iyi mi kum yığınına döndüğünü kendim yaşayarak, gözlerimle gördüm” dedi.
“KİMSE BİZİMLE İLGİLENMEDİ”
İpekçioğlu, bilirkişi raporunda ihmallerin tespit edildiğini aktararak, binanın iyi mi yıkıldığını şu şekilde söyledi:
“Dönerek bina öne doğru çöktü. Şu sebeple kolon kesiminde esasen ön tarafta var. Dolayısıyla öne doğru bina düşmüş olduğu için ben ikinci kattan bir boşluk bularak çıktım. Kafileden bir başka arkadaşımla karşılaştım, onun üstünden kırılmıştı bina. Üçüncü kattaydı o. İlk yardım ekibi pazartesi günü Kıbrıs’tan geldi. Bizi 11 şeklinde pazartesi sabah belediyeden birileri geldi. Ben yaralanmıştım, başım ve tırnaklarım ezilmişti, ellerim yaralıydı. Bizi 11 civarı hastaneye götürdüler. Hastanenin girişi de yıkıktı. Hastaneye giderken, ‘Merak etmeyin, orada kriz masası var, ilgilenecekler, tedaviniz olacak’ diye bizi götürdüler. Fakat orası inanılmazdı. Hepimiz, binlerce emin olun insan vardı orada. Esasen oldukca uzak bir yerde bıraktılar bizi, acilin önüne gitmek mümkün değildi. Acil servise girdiğimizde her taraf yaralı doluydu. Yerlerde insanoğlu, bağırmalar, çağırmalar. Cesetler. Oldukca kötüydü ki hastanenin girişi de yıkılmıştı. Biz orada hiçbir şey yapmadık, bir tek çocuklarımıza baktık. Oradalar mı diye. Yardım sever bir yurttaş bizi bıraktı. Şu sebeple dönecek kimseyi bulamadık. Polise ve askere gittik. Kimse bizimle ilgilenmedi.”
“SORGULAMAYAN BİR HALK VAR”
İpekçioğlu, Türkiye’de adaletin gerektiği şeklinde işlemediğini vurgulayarak, “Bu zelzele vakalarında hakkaten artık, görevli olan kişilerin ağır bir ceza almalarını ve bundan sonrasında bu şekilde bir bina halletmeye cesaret edemeyecek bir karar verilmesini istiyoruz” dedi. İpekçioğlu, şunları ekledi:
“Bu alınyazısı değil. Türkiye’nin kaderi de olması imkansız. Bizim asla değil. Bizim yaşadığımız topraklar değil orası. Şu sebeple biz oraya bir tek 5 günlüğüne gittik. Düşünün ki bir ülkeye gidiyorsunuz, 4 yıldızlı bir otel, şehrin merkezinde, başınıza yıkılıyor. Bu iyi mi bir cesarettir? Iyi mi bir cürettir ki bu şekilde bir bina halletmeye cesaret ederler? Tüm yetkililere, tüm bürokratik kademelerdekilerin hepsinin bu binaların yapılmasında sorumluluğu vardır. Iyi mi yollarla bu binaların yapım iznini alıyorlar, yaptırıyorlar? Bunu Türkiye’nin ve Türkiye’de yaşayan insanların bunu sorgulaması gerekir. Şu sebeple en büyük problem bu esasen, sorgulamayan bir halk var. Bu kadar olabilir mi?”
Dernek Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya da kızı Selin Karakaya’yı depremde yitirdi. Karakaya, çocuklarını Türkiye’ye spor müsabakası için gönderdiklerini sadece bir binanın 10 saniye içinde yıkılması sonucu hepsini kaybettiklerini söyleyerek, binanın yıkılmasına ilişkin oluşturulan davada “katillerin ceza almasını sağlayacaklarını” belirtti.
“KATİLLERİN CEZALANDIRILMASI GEREKİR”
Karakaya, çocuğunun yaşamını kaybettiğini; “Depremin sonucunu bir telefonla öğrendik” diye deklare etti. Karakaya, bilirkişi raporundaki ihmalleri okurken neler hissettikleri sorusuna da, “Biz o raporu okurken, her okuduğumuz cümlede esasen bildiğimiz bir gerçek ispatlanmış oldu. Okudukça öfkemiz, hakkaniyet isteğimiz daha çok arttı. Bizim bildiğimiz bir gerçeği ortaya koydu o rapor esasen. Bu sorumluların, bu katillerin cezalandırılması gerekir” yanıtını verdi.