CTP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye nazaran, Meclis’te görüşülen bütçenin “iş ola” yapıldığını korumak için çaba sarfeden Akansoy, “Halkın beklentilerine yanıt vermekten oldukça uzak” dedi.
Hükümette yeni açılımlara olanak verebilecek bir vizyon olmadığını dile getiren Akansoy, bu zihniyetin devamı halinde sorunların büyüyeceğini kaydetti. Akansoy, Kanal SİM’de programa katılarak, gündemdeki mevzulara dair değerlendirmelerde bulunmuş oldu.
Hükümetin mali politikasının olmadığını korumak için çaba sarfeden CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, bundan dolayı halkın TL’nin kıymet yitirilmesine nazaran dalgalanma yaşadığını söylemiş oldu. Türk lirasının pozisyonunun siyasal ve ekonomik kararlara bağlı olarak şekillendiğini belirten Akansoy, “Bizim ekonomik olarak kaderimiz Ankara’daki siyasilerin vereceği kararlara bağlandı. Bundan kurtuluş noktası da Kıbrıs problemininin çözümüdür” dedi. Yaşam pahalılığı oranıyla ilgili değerlendirmelerin de tamamlanmamış kaldığını ifade eden Akansoy, hükümetin yalnız insanların günlük hayatlarını sürdürebilecekleri kadar oran belirlediğini belirtti.
Ekonominin büyümesine yönelik lüzumlu teşvik ve hibelerin verilmediğini belirten Asım Akansoy, bunun da ekonominin daralmasına yol açtığını ve insanların alım enerjisini düşürdüğünü söylemiş oldu. Gerek TL kullanımı, gerekse Kıbrıs problemininin çözümsüzlüğünden meydana gelen problemler bilinse de bu durumda bile yapılabilecek şeyler bulunduğunu kaydeden Akansoy, hükümetin bu sorunlarla ilgili inisiyatif alıp Türkiye Cumhuriyeti ile görüşme yapması icap ettiğini altını çizdi.
Girne Limanı’ndaki 17 işletmeye 6 milyon TL bağışlama veriliyor
Şimal Kıbrıs’ın kayıt dışı paranın cenneti haline geldiğini ifade eden Akansoy, “Hukukun dikkate alınmadığı, kamu otoritesinin olmadığı, rüşvetin, yolsuzluğun üst düzey olduğu bir coğrafya haline geldik” dedi.
Dışarıdan gelen yatırımcılar mevzusuna değinen Akansoy, “Dış yatırımcılar eğer halkımızın beklentilerine ve toplumsal ihtiyaçlara cevap vermeyecekse, buna izin vermemek gerekir. İskele beton kent haline geldi. Yabancı yatırımcıya gereksinim bulunduğunu, fakat bunun kurallarının olması icap ettiğini söylüyoruz” dedi.
“Tüm bu problemler yaşanırken iktidarda CTP olsaydı ne olurdu?” sorusunu cevaplayan CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, “İstikrarlı muhasebe birimine hızlıca el atardık. Arazi satılmasında düzenlemeye giderdik. Bu ülkenin sahipleri Kıbrıs Türk halkıysa, onun beklentilerine nazaran hareket ederdik. Kesinlikle en erken zamanda Yurttaşlık Yasası’nı yenilerdik. Nüfus konusunu da planlardık” ifadelerini kullandı.
Marifetin hükümete gelmek olmadığını kaydeden Asım Akansoy, aslolan marifetin istikrarlı bir şekilde hükümette kalmak bulunduğunu söylemiş oldu.
Eğitimde yaşanmış olan sorunlara değinen Akansoy, CTP’nin geçtiğimiz haftalarda iki gün devam eden eğitim çalıştayı düzenlediğini ve bu çalıştayda çıkan sonucu rapor haline getirip Kıbrıs Türk halkıyla paylaşacaklarını aktardı. Çalıştaya Avrupa Birliği’nin mesleki eğitim uzmanının yanı sıra Türkiye ve Kıbrıs’tan oldukça sayıda uzmanların katıldığını belirten Akansoy, yararlı sonuçlar elde edildiğini belirtti.
Öğretmenlerle Ulusal Eğitim Bakanı içinde diyalog problemi yaşandığını işaret eden Akansoy, “Hala Sultan’da gerçekleşen vakalar basına taşındı. Bunlar ciddi sorunlardır. Eğitim Bakanlığı ne işe yarıyor…”” dedi. Kolektif çalışmaya gereksinim duyulduğunu belirten Asım Akansoy, bu sebepten dolayı CTP’nin “bu yol beraber yürünecek, bu ülkeyi beraber yöneteceğiz” söylediğini altını çizdi.
Kıbrıs sorununda yaşanmış olan son gelişmelere de değinen Akansoy, BM’nin yeni hususi temsilci atamasına yönelik bazı iddialar bulunduğunu söylemiş oldu. Yeni temsilci atanmasının bir ekip yeni açılımları da bununla beraber getireceğine vurgu icra eden Akansoy, 2025 senesinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin CTP için büyük ehemmiyet taşıdığını belirtti.
Isias Hotel davasına da değinen Akansoy, bunun Kıbrıs Türk toplumu için oldukça mühim bir dava bulunduğunu söylemiş oldu. Tarifi olmayan bir acıyla karşı karşıya kalındığını dile getiren Akansoy, “Bu aşamada ailelerin oldukça haklı olarak istediği, bizim de istediğimiz tek bir şey var. O da suçluların hak etmiş olduğu cezayı almasıdır. 3 Ocak’ta davanın ilk görüşmesi başlamış olacak. Ikimiz de ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz. Ikimiz de mücadelemizi sürdüreceğiz. İddianamenin kabulü hepimizde hayal kırıklığı yarattı. Fakat bu mücadeleyi Türkiye basını ve kamuoyuyla görüşüyoruz ve görüşeceğiz. Evlatlarımızın hayatlarını kaybetmesine sebep olan suçluların lüzumlu cezayı alması için mücadelemizi yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.