Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, toplumsal medya hesabı üstünden ‘Halk dalkavukluğu ve politika…’ başlığı altında bir izahat yaparak, eleştirilere tepki gösterdi.
Bakan Arıklı, “Biz politikacılara yakıştırılan ve tavsiye edilen bir davranış biçimi vardır; “Size hakaret etseler de asla yanıt vermeyin. Yutkunun ve susun”… Ben bu davranış biçimini, halk dalkavukluğu olarak görüyor ve asla kabullenemiyorum” ifadelerini kullandı.
Arıklı, “Toplumsal medyanın yaygın hale gelmesinden sonrasında, birçok ruh hastası, ellerinde telefon; “Bugün kime ne hakaret etsem, iyi mi sövgü etsem de kendimi doygunluk etsem” anlayışı ile sabahtan akşama kadar sağa sola yaylım ateşi yapıyor” dedi.
Meteoroloji uyardı… Yağmurlu hava perşembe gününe kadar etkili olacak!
“Bunlar için bir haberin içinde ne olduğu falan mühim değildir” diyen Arıklı, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Haberin başlığı, düşünce sahibi olmak ve zehir kusmak için yeterlidir. Hele hakkında haber meydana getirilen şahıs, sevmediği, kendi dünya görüşüne ters biri ise, bu klavye kahramanlarını durdurabilene aşkolsun…
Bu tipler için, kızının düğününde oynamak da, uçakta gülerek fotoğraf vermekte kabahat. Politikacıların bir kısmı, bu tiplerle muhatap olmamak için toplumsal medya bile kullanmazlar… Bugün Ercan Havaalanında meydana getirilen peyzaj düzenlemesi ile ilgili bir haber çıktı haber sitelerinde. Bu emek vermeyi öven ve kutlama edenlerin yanı sıra, yukarıda bahsettiğim ruh hastaları anında zehir kustular ilgili haberlerin altına…
Ben de bu hakaret ve küfürleri okuyunca; “Bu kadar kısa sürede bu kadar ruh hastasını iyi mi yetiştirmişiz?” dedim. Kızılca kıyamet koptu. Bazı dostlar iyi niyetle, bu cümlenin bir milletvekiline yakışmadığını söylemiş oldu. Ne münasebet. Ben bir politikacıyım. Fakat halk dalkavuğu değilim… Birileri bizlere, toplumsal medyada yerli yersiz her türlü sövgü ve hakareti meydana getirecek, bizlere de susmak duracak o şekilde mi? Bakın kardeşim, biz Hristiyan değil Müslümanız. Hristiyanlıkta; Sana bir tokat atana öteki yanağını çevireceksin (Matta 5/39, Luka 6/29) ilkesi tavsiye edilir. Oysa Müslümanlıkta “Kısasa kısas” vardır (Bakara 178/179). Birisi sana ne yapmış oldu ise, sen de bunu yapana aynısını yapma hakkına sahipsin. Dolayısı ile, toplumsal medyada da olsa sövgü ve hakaret etme hakkını kendinde gören kişiler, bunun bir bedeli olacağını bilmeli…”