‘LTB Beslenme Desteği’ programı 1950 çocuğa ulaştı…
Moderatörlüğünü Prof. Dr. Seyfi Yıldız’ın yapmış olduğu panelde MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, Ahlat Belediye Başkanı Mümtaz Çoban ve Türksoy Genel Yazman Yardımcısı Sait Yusuf konuşmacı olarak yer aldı.
Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu panelde Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Dünyasındaki yerini anlatırken, Kıbrıs Türklerinin yaşamış olduğu süreçlerden de bahsetti.
Ataoğlu böylesi hususi bir panelde yer almış olduğu için duyduğu memnuniyeti dile getirerek, panele katılan tüm misafirleri selamladı.
Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geçmişinden günümüze ne zorluklarla geldiğini özetleyen Ataoğlu, Akdeniz’de bir Türk devletinin iyi mi var olduğundan bahsederek sözlerini sürdürdü.
“Kıbrıs Türkleri olarak bir oldukça sıkıntıdan geçerek bu günlere geldik, ambargolara maruz kalmış olsak da daima Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda var bulunduğunu ve var olcağını haykırmaya devam ediyoruz.
Kültürümüzü koruyarak, gelecek nesillere aktarabilmek için daima elimizi taşın altına koymaya hazırız.
Gelecek dönemde de TÜRK DÜNYASI’NIN bir ailesi olarak meydana getirecek bir oldukça projemiz vardır. Bu projelerimizi el birliğinde yapmak için hazırız.
Köklü bir tarihe haiz olan adamızın kuzeyi 1974 Mutlu Sulh Harekatından sonrasında 15 Kasım 1983’te Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak duyuru edilmiştir.
Dün cumhuriyetimizin 40. müessese yıl dönümünü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve bereberindeki heyetin iştirakı ile beraber törenlerle kutladık.
Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak biz Toplumsal gerilimlerin, çatışmaları yaşandığı coğrafyamızda, artık iyice eskimiş ve tüm parametrelerinin gözden geçirilmesi ihtiyaç duyulan, yarım yüzyıldır bizleri bölgeyi ve internasyonal toplumu meşgul eden “Kıbrıs Problemi” kapsamlı, adil ve sürdürülebilir çözüme yetişmesi için uğraş vermektedir.
Bu uğraşımızda en büyük destekçimiz ve iş birliği içinde olduğumuz ülke asla şüphesiz ki yanı başımızdaki Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’dir. Ne var ki bunca senedir bu uğraşlar, Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşmaya yetmemiştir.
2004 senesinde Birleşmiş Milletlerin sunmuş olduğu “Annan Planı” olarak anılan kapsamlı Çözüm Planına Kıbrıs Türk Halkının %65 “evet” derken, Kıbrıs Rum Halkı “hayır” demiştir.
Referandumda “hayır” diyerek kapsamlı çözümü ret etmelerine rağmen Cenup Kıbrıs Rum Yönetimi “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak Avrupa Birliğinin tam üyeleri arasına katılırken, “evet” diyerek çözümü kabul eden Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve halkı, dışarda kalmıştır.
Cenup Kıbrıs Rum Yönetimi “ Kıbrıs Cumhuriyeti “ adı altında dünya ailesinin tanınan ve küresel ekonominin ve toplumun bir parçası olarak küresel düzeyde imkanlardan ve fırsatlardan yararlanmaktadır.
Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk Halkı olarak biz ekonomik kalkınma, refah , yaşam standardını iyileştirme çabalarımızda , internasyonal ortaklaşa iş, proje desteği olanaklarından yararlanamamakta, internasyonal kuruluşlarla yada öteki coğrafyalardaki ülkeler ve toplumlarla ortaklaşa iş yapamamakta, edinim paylaşma imkanlarından ve fırsatlarından yararlanamamaktadır.
Bu yüzden Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı bir taraftan siyasal çözüm için çabalarını sürdürürken öte taraftan da ekonomik kalkınma, refahı artırma ve yaşam standardını iyileştirme yönündeki çabalarına yoğunlaşmış durumdadır .
Türkçe konuşan halkların birbirlerini daha yakından tanımaları, kültürel miras değerlerini korumaları, kültürel ortaklığımızın tüm dünyaya tanıtılması mevzusunda pek oldukça faaliyeti daima olduğu şeklinde beraber yaratma düşüncesindeyiz.
Bu faaliyetler dil, tarih ve kültür birlikteliğinin yanı sıra, ortaklaşa iş mevzusundaki ortak irademiz ve ortak çabalarımız yardımıyla senelerdir amacına ulaşmaktadır.
Ortak kültür çatısı olarak teşkil edilen Türk Devletleri Teşkilatı ve TÜRKSOY’un hiçbir siyasal amaç gütmeden, yalnız halklarımız arasındaki kardeşliğin, dostluğun ve kültürel ortaklığın güçlendirilmesi için emek harcaması örgütlerin kıymetini daha da arttırmakta ve misyonunu daha da güçlendirmektedir.
Bu özelliğiyle iki teşkilatın da emek harcamaları kültürlerarası yakınlaşmaya, medeniyetler arası diyaloğa, bölgesel sulh ve istikrara da katkı sağlamaktadır.
Bu yıl Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü, Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 40’ncı yılı dolayısı yaşadığımız mutluluk ve gurur tanım edilemez.
Ümit ederim Anavatan Türkiye ve tüm Türk dünyasının birleşmesiyle büyük Türk dünyasını birbirine yakınlaştırma ve ortak bir gelecek inşa etme hedefine kısa sürede ulaşacağız.
Sözlerimin sonuna yaklaşırken Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın sözleri ile konuşmamı sonlandırmak isterim.
“Devletsiz kalmak her şeyiyle aciz kalmak demek, başkasına ihtiyaç duymak anlamına gelir.
Devletsiz yaşayan insanoğlu olabilir, fakat devletsiz yaşayan millet yoktur.
Kıbrıs Türk halkı, Türk milletinin ayrılmaz, kopmaz bir parçasıdır”
Merhum Kurucu Cumhurbaşkanımızı bu vesileyle anmak istedim. Ruhu şad olsun.
Türk Dünyası Panelini organize eden Kırıkkale Üniversitesine, tüm katılımcılara ve Prof Dr. Seyfi Yıldız’a teşekkürü bir borç bilirim. Panelin oldukça yarar sağlayacağı düşüncesindeyim, alın teri döken herkesi kutlama eder, saygılarımı sunarım.”