Halkın müsterih olmasını istediğini belirten Başbakan Üstel, “Buradan belirtmek isterim ki; bu mevzuyla ilgili savaşım edilmediği yönündeki algılara maalesef muhalefetimiz de katkı yapmaktadır. Bu yöndeki ithamlar, tamamen temelsizdir ve güzel ülkemizi karalamaya yöneliktir. Kabahat Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasamız, 2007 yılından bu yana yürürlüktedir ve uygulanmaktadır. Kabahat ve suçlularla savaşım mevzusunda başta Interpol ve Europol olmak suretiyle internasyonal kuruluşlarla ve gene başta Türkiye Cumhuriyeti Güvenlik Teşkilatı olmak ülkelerle tam ortaklık içinde çalışılmaktadır. Cenup Kıbrıs Rum Kesimi ile de kabahat ve suçlulara yönelik faaliyetlerde bir ortaklık kanalı yaratılmış ve işletilmektedir” ifadelerini kullandı.
Başbakan Üstel, “Devletimizde kaçak yaşama yönelik polis denetimleri benim başbakanlığım dönemimde artırılmış ve yüzlerce kaçak ülkelerine gönderilmiş yada gönderilmeyi beklemektedir. Ek olarak, kırmızı bültenle aranan oldukça sayıda isim tespit edilerek ülkelerine iade edilmiştir. Bu ülkeler içinde Türkiye, İngiltere, Avustralya ve Rusya da vardır” dedi.
“Sıfır hoşgörü…”
“Herhangi bir kabahat örgütüne dahil olduğu tespit edilen onlarca kişinin ülkemize girişi ise yasaklanmıştır” şeklinde konuşan Başbakan Üstel, açıklamasına şöyleki devam etti:
“Kabahat örgütleri bağlantılı olup, vatanımızda barınmak isteyenlerin ihracı da katı bir halde devam etmektedir. Kabahat ve suçlularla mücadelede ‘sıfır hoşgörü’ devamlı temel aldığımız ilke olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bankacılık finans sistemimiz, Merkez Bankası tarafınca tertipli olarak denetlenmekte, tüm işlemleri internasyonal genel kabul görmüş bankacılık ilkeleri doğrultusunda yürütülmektedir. Bankalarımız hem yeni hesap açılışı hem de sonrasında ‘uyum’ kurallarına tam riayet etmekte, yasaklı ülke, şahıs ya da kurumlarla ilişkiye kesinlikle izin vermemektedir.”
“Kabahat Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasa Tasarısı, AB’nin son direktiflerine uygun şekilde düzenlendi”
Başbakan Üstel, “Mevcut yasanın yerine geçmek suretiyle üstünde çalıştığımız Kabahat Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasa Tasarısı, AB’nin son direktiflerine uygun şekilde düzenlenmiştir ve tasarı ilgili Meclis komitesinde son aşamadadır. Uzun süredir yasalaştırılamayan bu yasa da son haliyle kısa sürede meclis gündeminde olacaktır” diye konuştu.
“Beni eleştirebilirsiniz fakat…”
Üstel, “Tüm kurum ve kuruluşlarımızla beraber meydana getirilen mücadeleyi görmezden gelmek ve mesnetsiz açıklamalara destek vermek güzel ülkemize yönelik bir karalama adımıdır” dedi ve şöyleki devam etti:
Berova, “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” sebebiyle ileti yayımladı
“Beni başbakan olarak eleştirebilirsiniz. Buna asla itirazım olmaz. Fakat, uzun süredir etkin bir halde yürüttüğümüz her türlü kabahat ve suçlularla mücadelenin görmezden gelinmesi, ülkemizin karalama kampanyasının bir öznesi yapılması asla kabul edeceğim bir şey değildir. KKTC devletinin kabahat ve suçlularla mücadelesine yönelik çabasına iktidar ya da karşıcılık beraber destek vermemiz ihtiyaç duyulan bir mevzudur. Net olarak söylüyorum, bu mevzuda polisimizin ve mali denetimle yükümlü tüm kurumlarımızın çalışmalarına desteğimiz tamdır. Göreve geldiğim günden itibaren, tüm devlet yönetimi tecrübemle kurumlarımıza talimatım ‘sıfır hoşgörü’ ile proaktif savaşım yürütülmesidir.”
“Ülkemiz bu şekilde bir ülke değildir”
“Asla ve asla KKTC’nin suçluların barındığı bir ülke şeklinde tanımlanmasına iznimiz yoktur” diyen Başbakan Üstel, açıklamasının devamında ise şunları dile getirdi:
“Ülkemiz bu şekilde bir ülke değildir. Ülkemizi değişik bir halde gösterme çabası güzel ülkemize, insanımıza, kurumlarımıza oldukça büyük bir haksızlıktır. Ülkemiz bir refah adasıdır ve bu yapısını korumak başta ben olmak suretiyle hepimizin görevidir. KKTC hukuk sistemi, internasyonal camiada da takdir ve itimat duyulan yanımızdır. Meydana getirilen açıklamalar, organize karalama söylemleri, Rum lobisinin söylemleri üst üste geliyor.
Başta söylediğimi sonda da yeniden edeceğim. Bu ülke sahipsiz değildir. Hiçbir kabahat örgütü burada barınamaz, yasa dışı, hukuk dışı hiçbir faaliyete izin vermeyiz. Polis teşkilatımız, merkez bankamız ve devletimizin tüm kurumları bu alanda geçmişten elde ettikleri kuvvetli tecrübelerle vazife yapmaktadır. Hükümetimizin kendilerine desteği ise tamdır…”