Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’nde Türk Ajansı Kıbrıs’ın sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, “Bu bölgede Türkiye Cumhuriyeti ve Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), şu demek oluyor ki Doğu Akdeniz’deki iki Türk Devleti tarafınca ‘tamam’ denmeyen hiçbir internasyonal senaryo, proje hayata geçmez. Biz artık bu bölgede oyun kurucuyuz. Eğer dünyanın gelişmiş diyebileceğimiz ülkeleri bu bölgede bir senaryo bir proje peşindeyse Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC’yi hesaba katmak ve yanlarına almak zorundadırlar.” Dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kurum yıl dönümü sebebiyle Türkiye’de olduğu şeklinde Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de 100’üncü yıla hususi kutlamalar ve etkinlikler yapılacağını vurgulayan Feyzioğlu, önceki gün süregelen kültür, sanat ve spor etkinliklerinin 3 Kasım’a kadar devam edeceğini ve tüm halkın bu etkinliklere davetli bulunduğunu belirtti.
– “Türkiye’nin yüzyılında büyük başarı hikayeleri şimdiden yazılmaya adım atmıştır. O başarı hikayelerinin her birinde Kıbrıs Türkü de vardır”
“Türkiye’nin yüzyılında büyük başarı hikayeleri şimdiden yazılmaya adım atmıştır” ifadelerini kullanan Feyzioğlu, “O başarı hikayelerinin her birinde Kıbrıs Türkü de vardır” dedi.
Kurtuluş savaşı döneminde Kıbrıs Türkü’nün imkanları çerçevesinde, varıyla yoğuyla Anadolu’nun yanında bulunduğunun altını çizen Feyzioğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin de Kıbrıs Türkü’nün ulusal mücadelesinde yanında bulunduğunu, bundan sonrasında da olacağını kaydetti.
Feyzioğlu sözlerini şöyleki sürdürdü:
“100 yıl ilkin Türkiye’de Cumhuriyet kuruluyor, burası İngiliz yönetiminde ve Kıbrıs Türkü idam edilmeyi göze alarak, varıyla yoğuyla, tüm gücüyle Anadolu’ya desteğe koşuyor. Yalnız tarihe bak, sen Kıbrıs Türkü’ne boyun eğdiremeyeceğini anlarsın…
Elbet Kıbrıs Türkünün ulusal mücadelesinde de Türkiye yanında. Bugün bizim kardeşlik hukuku dediğimiz, bu kökü binlerce yıl geriye giden Türk milletinin var olduğu güne kadar giden hukuk işte bu.
Dolayısıyla bizim cumhuriyetinizin 100 yılıyla Kıbrıs Türkü’nün o yüz senesinde hiçbir kopukluk yoktur gönülde. 1974 öncesinde gönüller birdir. 1974 sonrasında da tüm gücüyle Türkiye ve Kıbrıs Türkü yan yandır. Şimdi de Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılı olan, Türkiye’nin yüzyılı olarak ortaya koyduğumuz davamızda, iddiamızda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve KKTC birliktedir.”
Önümüzdeki dönemde birlikteliğin fazlaca daha güçlenerek devam edeceğini belirten Feyzioğlu, bu coğrafyada son İsrail saldırılarında da görüldüğü şeklinde batının süslü laflarının arkasında aslına bakarsak insan haklarının olmadığını görüldüğünü söylemiş oldu.
Feyzioğlu, “İsrail hastaneyi bombalar, batı koşar sarılmış olur, ‘siz yapmadınız, üzülmeyin’ denir. Bu batıya, bu AB’ye mi güveneceksiniz? Bu AB mi gelecek ve Türkün hakkını koruyacak? Burası sıcak bir coğrafyadır, dünyanın büyük devletlerinin askeriyle, istihbaratıyla, elektronik harp teçhizatıyla burada bulunduğunu biliyoruz. Bu kadar tehlikeli sonuç bir bölgede Türklere ilişkin bir devletin varlığı, onların sömürgeci, emperyalist niyetlerine, planlarına aykırıdır. Kıbrıs’ta bir Türk devletinin varlığı tüm planı onlar açısından bozmaktadır.” şeklinde konuştu.
– “Rum yönetiminin kafasındaki federasyon modelinde Kıbrıs Türkünü azınlıktan öteye, kurucu unsur olarak görmeyi reddeden bir zihniyet var”
Feyzioğlu, Rum yönetiminin kafasındaki federasyon modelinde Kıbrıs Türkünü azınlıktan öteye, kurucu unsur olarak görmeyi reddeden bir zihniyet bulunduğunu da bildirdi.
“Rum yönetimi ırkçıdır. Irkçılığını her vesileyle kanıtlama etmiştir” diyen Feyzioğlu, ufaklıklara ve gençlere de ‘sen Helen’sin’ diye eğitim verildiğini belirterek şunları söylemiş oldu:
“Burada sözde istenen tırnak içinde söylüyorum ‘federasyon’, federasyonu bilimsel olarak tanımlayan hiçbir unsuru tanımayan bir federasyondur. Adı federasyondur. 1960 modeli işlemez diyorlar, 1960’da Türklere verilen kamusal yetkilerin bugün için verilemeyeceğini savunuyorlar. Geliyoruz Annan planına, ‘iyi ki reddedilmiş, o plan da işlemez’ diyorlar. Crans Montana’da masayı sen devirdin, tekmeyi atan sensin. Aslen bunlarda Türklerin haklarına birçok engelleme gelmesine karşın, onları bile kabul etmedin. Fakat ben federasyon isterim diyorsun. Fakat kalmadı ki federasyon modelin senin. Burada Kıbrıs Türkünü azınlıktan öteye, kurucu unsur olarak görmeyi reddeden bir zihniyet var. Rum yönetimi ırkçıdır. Irkçılığını her vesileyle kanıtlama etmiştir. 60’ta kurulmuş devleti ırkçılıkla gaspetmişir, Annan planını ırkçılıkla reddetmiştir, Crans Montana’da ırkçılığına yenilip masayı devirmiştir. Çocuklarına, gençlerine de ‘sen Helen’sin’ diye eğitim veriliyor, yetiştiriliyor. Fakat aynı kişiler Kıbrıs Türklerinin çocuklarına dönerek, ‘sakın ırkçılık yapmayın siz Kıbrıslısınız’ diyor. Elbet Kıbrıs’ta yaşayanlar, Kıbrıs’ta yaşadıkları için coğrafi anlamda Kıbrıslıdır. Fakat Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır. Kıbrıs’ta hiçbir süre Kıbrıslı diye bir millet asla varolmamıştır.”
“Aslen Kıbrıs meselesi diye bir sorun yok. Kıbrıs meselesi 1974’te çözülmüştür” diyen Feyzioğlu “Bizim Kıbrıs davamız var” şeklinde konuştu.
Kıbrıs Türklerinin düzmece vaatlerin, yalanların ardında koşmaktan bıktığını söyleyen Türkiye Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, artık bu oyuna gelinmediğini ve Kıbrıs Türklerinin bağımsız, egemen, eşit bir devlet olarak varlığını sürdüreceğini duyuru ettiğini kaydetti. Feyzioğlu, bu çerçevede yapılanları ve yapılması gerekenleri de şöyleki sıraladı:
“Bunun için bu adanın, KKTC’nin, enerji meselesinin kalıcı şekilde çözülmesi lazımdır. Enterkoneksiyon sistem budur. KKTC’nin, bir devletin haiz olması gerektiği şekilde, o modernlikte bir havalimanına haiz olması lazımdır. Yeni Ercan terminali budur. KKTC’nin e-devlete ihtiyacı vardır. Refah içinde yaşayabilmenin şartlarından biri de halkın işlemlerini devlet dairelerinden sıra beklemeden online yapabilmektir. Şeffaflık da, demokrasi de bunu gerektirir. Bu yüzde beraber e-devletin altyapısını kuruyoruz.
KKTC bir kalıcı devlettir, o yüzden bir yönetim merkezine gerekseme vardır. O yüzden İngiliz’den kalma ve artık işlevinin yerine getiremeyecek kadar minik bir Cumhurbaşkanlığı binası ve Cumhuriyet Meclisi ile olmaz. Bu yüzden Cumhuriyet Meclisi yerleşkesi ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi yapılmaktadır.
Ve daha nice projeler otoyollar vs. Asrın Projesi. 35 milyon metreküp kullanıma verildi. 35 milyon metreküp ise Güzelyurt ve binlerce senedir sulama görmemiş olan orta Mesarya’ya gidecek. Siz o süre görün, o süre izleyin. Kıbrıs Türk halkı tarımla ve tarıma dayalı endüstri ile coşacak. Neye ihtiyacımız var? Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği şeklinde, kendimize inanmaya ihtiyacımız var. Sayın Denktaş’ın söylediği şeklinde devletimize haiz çıkmaya ihtiyacımız var. Kendimi o denli Kıbrıs Türkünden bu halktan görüyorum ki devletimiz diyorum.”
“Düzeleceğine yüzde yüz gözüyle bakmamız ihtiyaç duyulan bazı aksamaların ardına geçip devletle gurur duymak lazım” diyen Feyzioğlu, babası Turan Feyzioğlu ve Denktaş’ın Filistin lideri Yaser Arafat’la bir anısını da aktardı:
“Rahmetli Arafat, rahmetli Denktaş’a ve babama da söylemişti. Bigün New York’ta ‘Sayın Arafat’ der babam, size imreniyorum. Tüm dünya Filistin davasını tanıyor. Diyor ki sayın Arafat, ‘asla imrenmeyin. Keşke bizim de, bizlere ilişkin bir ülkemiz olsaydı da kimse bizi tanımasaydı. Bu öyleki derin bir cümle ki. Filistinliler öldürülüyor, kimse kılını kıpırdatmıyor. Onların anavatanı yok bundan dolayı. Kıbrıs Türkü’nün anavatanı var.”
– “Türkiye’nin ve KKTC’nin geleceği birbiriyle iç içe”
Türkiye’nin ve KKTC’nin geleceğinin, birbiriyle iç içe bulunduğunu vurgulayan Metin Feyzioğlu, “Devletlerimizin güvenliği bir diğerinden adım atar, halklarımızın refah birbirine bağlıdır” dedi.
Uzun soluklu elektrik kesintisi olacak
Türkiye’nin Azerbaycan’a desteğine ve Libya ile yapmış olduğu anlaşmalara da değinen Büyükelçi Feyzioğlu, tüm bunların KKTC’nin geleceğine, varlığına, bağımsız, egemen, eşit internasyonal statüde bir devlet olarak varlığını devam ettirmesine de tesirinin son aşama açık olduğuna vurgu yapmış oldu.
Feyzioğlu, sözlerini şöyleki sürdürdü:
“Türkiye bunu Azerbaycan’da ispatladı. Azerbaycan’da 30 yıl konuştular, Karabağ savaşından beri hiçbirşey çıkmadı. Sayın Erdoğan ve Sayın Aliyev elele verdiler ve 30 senedir çözülemeyen mesele birkaç ayda bitti, ikincisi de 24 saat sürmedi. Azerbaycan’ın topraklarını beraber özgürleştirdik.
Suriye’nin kuzeyinde, Irak’ın kuzeyinde PKK devleti oluşturmak istediler, kuramazsınız dedik. 100 yıl ilkin burada Sevr antlaşması ile bir Kürt devleti oluşturmak istemişlerdi. Şu anda da gene bu bölgede direkt doğruya emperyalistlerin güdümünde kukla devletimsi bir yapı oluşturmak istiyorlar. Kim engel oluyor buna? 100 yıl ilkin Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti ve Kurtuluş Savaşı ile Türk Milleti iyi mi engellediyse, bugün de Türkiye Cumhuriyeti kale şeklinde duruyor. Bunu yaşam geçirmek için 15 Temmuz’da darbe girişiminde bile bulundular emperyalist devletler, emirlerindeki kukla örgütle.
Libya’da keza öyleki… Birileri dedi ya Libya’da ne işiniz var? Deniz yetki alanlarını dikkate aldığınızda Libya bizim komşumuz. Ne yaptık, ‘deniz yetki alanlarını belirleyen’ bir antak kalma yaptık. Hem Türk milletinin hem Libya halkının denizlerdeki meşru menfaatlerini korumak için yaptık. Karşımızda kim vardı, emperyalist devletler. Amaçları neydi, 100 yıl ilkin Sevr’de amaçları her neyse oydu. 100 yıl ilkin Sevr’de Türkiye’yi deniz sınırı bir tek Karadeniz’de olmak suretiyle Orta Anadolu’ya hapsetmek, sonrasında yok etmekti. Bugün ortaya konmak istenen ne? Seni Anadolu’ya hapsediyorum, güneynde bir PKK devleti kurduruyorum, Doğu Akdeniz’i de ben alıyorum. Ege denizinden dışarıya burnunu uzatamaz hale getiriyorum. Amaç buydu.
Bu planın en mühim yerlerinden birinde doğal ki Kıbrıs var. 1960 Cumhuriyetini Rumların gaspettiği o denli açıkken, soykırıma varan saldırlar o denli açıkken, EOKA’nın, Enosis’in ne olduğu ortadayken, megalo ideanın neyi kapsadığı ortadayken, Rum yönetimi hala EOKA’cılar bizim kahramanımız diyor.
Azerbaycan ve Libya ile yapılanların, dış poltikaya yansımaları fazlaca büyük. Tüm bunların KKTC’nin geleceğine, varlığına, bağımsız, egemen, eşit internasyonal statüde bir devlet olarak varlığını devam ettirmesine de tesiri son aşama açıktır.
Burada Kıbrıs Türklerinin kendi devleti var, kendi hakları var, kendi egemenlikleri var. Rum yönetimi ise ne istiyor? Kuzeyde de egemen olmak. Bunlar Türk milletini, Kıbrıs Türkünü tanımıyorlar. İngilizin işgal etmiş olduğu, yönetmediği, sadece boyunduruk altına alamadığı tek halk, tek yer burasıdır. 80 yıldan fazla burayı yönetmişsin fakat Evkaf’ın önündeki Türk bayrağını göstermek için dedenin torununu merkep sırtında 2 gün taşımasını elde eden ulusal bilincini elinden alamamışsın. Kıbrıs Türkü’ne kimse boyun eğdiremez.”
– “Cumhuriyetin 100’üncü yılı kutlamalar çerçevesinde KKTC’de de pek fazlaca etkinlik yapılacak”
Cumhuriyetin 100’üncü yılının KKTC’de de büyük bir heyecanla kutlanacağını söyleyen Büyükelçi Feyzioğlu, yapılacak etkinliklerden de bahsetti.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Gezim Bakanlığı’nın, KKTC Kültür Bakanlığı ile beraber gezici beyaz perde tırı etkinliği yapacağını kaydeden Feyzioğlu, çocuk sinemasının köylere taşınacağını belirtti. Feyzioğlu Tatlısı, Mehmetçik, Güzelyurt ve Lefke’de gezici tırda çocuk sineması oynatılacağını, 18 Ekim’de süregelen etkinliğin 27 Ekim’e dek süreceğini söylemiş oldu.
“21 ekim Cumartesi, 10.30’da Alevkayası’nda süregelen bir tabiat yürüyüşümüz olacak” diyen Feyzioğlu, 22 Ekim Pazar günü Şampiyon Meleklerimiz için yapılacak maratona da katılacaklarını kaydetti. Feyzioğlu, aynı gün, Geleneksel Türk Okçuluğu Cumhuriyet Kupası’nın da 10.00-16.00 saatleri içinde yapılacağını beyan etti.
“25 Ekim Çarşamba Concorde Otel’de 20.00’de mükemmel bir giyim gösterisi var. Beylikler Döneminden Cumhuriyete Anadolu Giysileri. Bakın bakalım orada Kıbrıs Türkü’nün motiflerini görebilecek misiniz? Ben gördüm.” Diyen Feyzioğlu, 26 Ekim’de Alayköy ilkokulunda saat 10.00’da 100’üncü yıl Teknoloji Odasını açacaklarını belirtti.
26 Ekim’de akşam 20.00’de halkı Raif Denktaş Kültür ve Kurultay Sarayında , Gazimağusa’da KKTC Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrasının 100. Yıl konserine bekliyoruz” diyen Feyzioğlu, Türkiye’den Devlet Opera ve Balesi’nden sanatçılardan da katkı alınacağını kaydetti.
“27 Ekim Cuma günü Hala Sultan Camiinde mevlidimiz var” diyen Feyzioğlu, aynı gün 20.00’de Türkiye’den 8 hanım sanatçıdan oluşan Allegra Ensemble’ın 20.00’de fazlaca keyifli bir konser vereceklerini bildirdi. Feyzioğlu bu etkinliklerin hiçbirinin biletli değil, halka açık bulunduğunu da altını çizdi.
28 Ekim Cumartesi Mustafa Kemal Atatürk Spor salonunda badminton şenliği ve 100. Yıl cumhuriyet kupası jimnastik müsabakaları olacağını hatırlatan Feyzioğlu, 29 Ekim Pazar 100. Yıl Cumhuriyet Kupası Okçuluk müsabakası yapılacağını belirtti. Feyzioğlu, aynı gün Büyükelçilikte 29 Ekim resepsiyonu olacağını, sadece bu yılki resepsiyonun alışagelmişin ötesinde değişik etkinliklerle düzenleneceğini söylemiş oldu.
30 Ekim-3 Kasım Cumhuriyetin Yüzü Geleneksel El Sanatlarında sergisinin yapılacağını kaydeden Feyzioğlu, 3 Kasım Cuma günü de ODTÜ’de Suni Zeka konferansının düzenleneceğini, KKTC’nin çıkış noktalarından birini de ileri teknoloji üssü olarak gördükleri için bunu oldukça önemsediklerini aktardı.