[ad_1]
Ülkenin geleceğini vatandaşın refahını düşünen her insanın, bilhassa de siyasetçilerin, ülke ekonomisinin ana sektörlerine yönelik hesapsız konuşmalardan ve haksız ithamlarla görüntü zedeleyen demeçlerden kaçınması gerektiğine işaret eden Öztürkler, “Gerek yükseköğrenim, gerekse emlak ve gezim alanları olsun, bu sektörler, ülkemizin kuvvetli bir ekonomiye ulaşması, halkımıza hak etmiş olduğu hizmetlerin götürülmesi adına gözetmemiz ihtiyaç duyulan mühim ana sektörlerimizdir. Ara sıra ülke gündeminde gördüğümüz bu alanlara yönelik kötüleyici açıklamalar üzücüdür. Bu kolaycı, sorumluluktan uzak açıklamalar ve yaklaşımlarla kendi geleceğimize zarar veriyoruz ”dedi.
Küresel ekonomik krizlerin yaşandığı, ülke olarak sıkıntılar yaşadığımız bu dönemlerde ülkemizin geleceği, vatandaşın yaşam standartlarının yükseltilesine katkı sağlayacak, devletin en mühim gelir kaynaklarından önde gelen gayrimenkul alanına yönelik, devlet denetimini artırmaya ve bu alanı kayıt altına almak için çözümler üretmeye odaklanılması icap ettiğini ifade eden Öztürkler, “Mecliste olan yasa tasarılarının ‘daha iyi iyi mi olur, bu lokomotif sektörlerin devlete katkısı iyi mi artırılır’ sorularına yanıt aramak ve ortak akılla çözüm odaklı çalışılmalıdır. Biz, vazife süremiz içinde çeyrek asırdan fazla bir süre hep konuşulan fakat bir türlü düzenlemeye gidilemeyen, 51/95 Belediyeler Değişim Yasası’nda ve Yeni Cezaevine geçiş sürecinde elzem olan cezaevi yasasında ortak akılla hareket etmeyi başardık” şeklinde konuştu.
“İNSANIMIZIN TEMEL İHTİYAÇLARINA YÖNELİK DEVLET İMKÂNLARINI ARTIRMAK, SOSYAL DEVLET ANLAYIŞINI GÜÇLENDİRMEK TEMEL HEDEF OLMALIDIR”
Öztürkler, “Siyasete düşen en büyük görevlerin başlangıcında ilkin devletin gelirlerini artıracak, kendi imkânlarımızla ayakta duracak, halkımızın gereksinimlerine, sıkıntılarına yönelik çözüm üretecek yaklaşımlar, stratejiler geliştirmek ve toplumsal faydası olan projelere imza atmanın gelmesi icap ettiğinin altını çizdi.
Yabancıların Taşınmaz Mal alımlarına sınırlama getirirken bununla birlikte ülke insanımıza, gençlerimizi konut sahibi meydana getirecek gelir artırıcı düzenlemeleri beraber ele almak, planlı ve gerçekçi projelere haiz çıkmanın önemine değinen Öztürkler, “Bizim Yabancıların Mal alımlarındaki tapu harçlarını %6’dan %12’ye artırırken yaptığımız buydu. Ekonomik koşulların ortada olduğu bu zor dönemde, gerekseme sahibi vatandaşlarımızı konut sahibi yapma imkânı yaratmak adına tapu harçlarında meydana getirilen düzenleme ile %3’lük bir fon ayrılmıştır. Bu fonda biriken para ile devlet olarak toplumsal konut projelerini lafta değil, gerçek anlamda hayata geçirebileceğiz. İnsanımızın temel gereksinimlerine yönelik devlet imkânlarını çoğaltmak, toplumsal devlet anlayışını güçlendirmek temel hedef olmalıdır ”dedi.
[ad_2]