“Denktaş dönemine bakıldığında Türkiye ile oldukca kuvvetli bir bağ ve iyi ilişkiler bulunduğunu, Türkiye tarafınca Denktaş’a duyulan büyük saygının halka da yansıdığını” belirten Serdar Denktaş, tarih süresince, en zor dönemlerde bile bu kadar özgüven eksikliğinin yaşanmadığını, mutsuz olunmadığını savundu; “hatanın bu ilişkileri iyi yönetemeyenlerde bulunduğunu” söylemiş oldu.
Serdar Denktaş İletişim Ofisi’nden meydana getirilen açıklamaya gore, Denktaş bugün Kanal T’de katılmış olduğu programda açıklamalarda bulunmuş oldu.
“Ilkin hedeflerin ve fiil planlarının olması gerekiyor”
Iktisat ve Türkiye ile ilişkileri değerlendiren Denktaş, Türkiye’den herhangi bir mali destek almadan geçirdiği maliye bakanlığı döneminden örnek verdi.
Denktaş; “Benim maliye bakanlığım dönemimde ülkede dolaşan paranın, kendi gereksinimlerimizi karşılamaya yeteceğini gördük. Kapıların açık olmasından faydalanarak doğru iktisat politikalarını düzenleyince para akışı hızlandı ve ülkedeki yaşam standardının beyan edilen gelirlerin üstünde bulunduğunu fark ettik o dönem. Devlet bu standartlara gore payını alabilir mi diye düzenlemelere gidecektik fakat hükümet bozuldu. Bizim kendi hedeflerimizi koyup, Türkiye’den de hangi teknik ve mali desteği isteriz onu belirleyip sunmamız gerekir. Ilkin hedeflerin ve fiil planlarının olması gerekir” dedi.
“Tarihimizdeki savaşım azınlık olmak için yapılmadı”
Kıbrıs problemi mevzusuna da değinen Denktaş, federasyonda hala ısrar eden olanlara artık şüpheyle baktığını ifade ederek, “İki kesimli iki toplumlu federasyon Denktaş’ın Birleşmiş Milletlere kabul ettirdiği bir tezdi. Yarım asra yakın da bunun olması için çaba gösterdi. Fakat Annan Planı’nda ve Akıncı’nın girişimlerinde de gördük ki Kıbrıs Rum tarafı bizimle herhangi bir halde güç paylaşımını kabul etmiyor, etmeyecek. Tüm dünya kendilerini adanın tek yetkilisi ve temsilcisi olarak görmüş olduğu müddetçe de kabul etmemekte ısrar edecek. Dolayısıyla federasyonun bir yaşam şekli olamayacağı açık şekilde ortadadır. Hala federasyon diye ısrar eden arkadaşlara kuşku ile bakmaya başlıyorum şu sebeple, istenmiyorsun ve istenmediğin bir yere ısrarla gittiğin sürece ödün vereceksin anlama gelir, her şeyini kaybedip azınlık statüsünü kabul edeceksin anlama gelir. Tarihimizdeki savaşım azınlık olmak için yapılmadı” diye konuştu.
Denktaş, yalnız Cenup kesimiyle değil, tüm dünya halklarıyla eşit konumda olunduğunu anlatmak için ilkin ülkenin kendi içinde uzlaşılması icap ettiğini altını çizdi ve şunları kaydetti:
“İki eşit egemen devlet politikası doğru bir siyaset. Bu ülkede egemen olduğumuzu, irademizi doğru ve muntazam kullandığımızı ilkin kendi içimizde algı edebilirsek, devlete inancı geçmişten de daha üst seviyeye çıkartabilirsek o vakit dünyanın karşısına çıkıp, biz komşumuzla eşit koşullarda, iki eşit devlet temelinde ilişkiler kurmaya, iki iyi komşu benzer biçimde yaşamaya hazırız demeye hak kazanırız.”
Rumlarla aynı kültürü paylaşıyoruz söylemine de eleştiride bulunan Denktaş, aynı kültür, aynı dil ve dinin paylaşılmamasından öte bugüne dek hiçbir ortak hedefe de birlikte yürünmediğini kaydetti.
“Nüfus şu anda bir milyonun üstünde”
Resmi nüfusun yanı sıra ülkedeki toplam nüfusa yönelik tahminini belirten Denktaş, “Ülkede şu anda öğrencisiyle, çalışanıyla, turistiyle, kaçak kalanıyla bir milyonun üstünde bir nüfus var, orası kati. Büyük bir para akışı da var devletin bilincinde olmadığı. O paraya ihtiyacımız var, durdurmak yerine denetim altına alıp disipline edip, devletin payını alması gerekir” dedi.
Dikkat… Karpaz’da 4 buçuk saatlik elektrik kesintisi olacak
Ekonomik gelir kapılarının kapatılması yerine sıkıca denetlenmesi ve devlete düşen payın alınması icap ettiğinin altını çizen Denktaş, “Rant Üniversiteleri kapatılsın diyenler oldu geçtiğimiz günlerde. Bu ülkenin mühim bir gelir deposudur üniversiteler, aslına bakarsan Türkiye’den gelen talebe sayısı azaldı. İngiltere’den ve İsviçre’den talebe gelmeyeceğine gore Afrika ve Orta Asya’dan gelen öğrencilere de çifte vize uygulaması başlatıldı. Gelir getirecek sektörlerde işi zorlaştırmak yerine denetim ve denetim mekanizmaları arttırılmalıdır” vurgusu yapmış oldu.
Mülk satılmasında da icar sistemi önerisini hatırlatan Serdar Denktaş, mülkün koçanının devlette duracak şekilde uzun vadeli kiralamaya gidilmesi icap ettiğini belirterek, İngiltere’nin bunu senelerdir uyguladığına dikkat çekti.
Asgari tutara artış mevzusuna da değinen Denktaş, mühim olanın ücretlerdeki artıştan oldukca yaşam pahalılığındaki artış bulunduğunu, alım gücünün azalması halinde meydana getirilen zammın bir işe yaramayacağını, alım gücünün arttırılmasına yönelik emekler yapılması icap ettiğini belirtti.