Tatar, Azerbaycan ziyaretini Anadolu Ajansı (AA) muhabirine değerlendirdi.
Azerbaycan’da bulunmaktan kıvanç duyduğunu bildiren Tatar, Bakü’ye kuvvetli bir heyetle geldiklerini, Başbakan Ünal Üstel ve Başbakan Yardımcısı, Gezim, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ile fazlaca sayıda turizmci ve eğitimcinin kendisine eşlik ettiğini belirtti.
Tatar, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le görüşmesinin fazlaca samimi bir ortamda gerçekleştirdiğini vurgulayarak, “Kendisinin gönlü bizimle” ifadesini kullandı.
PGM 145 adam polis memuru istihdam edecek
Azerbaycan’ın 2. Karabağ Savaşı’nda elde etmiş olduğu zaferin Kıbrıs Türkleri tarafınca da memnuniyetle karşılandığına işaret eden Tatar, bundan sonraki Azerbaycan ziyaretlerinde Karabağ’a ve Nahçıvan’a da gideceğini söylemiş oldu.
Azerbaycan’la aynı milletin evlatları olduklarını vurgulayan Tatar, “İyi günde ve fena günde hep beraber olmak durumundayız. Sayın Aliyev de bu tarz şeyleri teyit etmiştir. Türk birliğinin güçlenmesi her birimizin faydasına olacaktır. Gelecek nesillerimiz bundan fazlaca yarar elde edecektir. Bundan dolayı artık dünyada yalnız kalamazsınız. KKTC ise asla yalnız kalamaz. Doğu Akdeniz’deki bu Türk devletinin hem ulusal ve içsel hem de stratejik kıymeti vardır. Bakü’den Ceyhan’a, Türkiye’nin en batısına kadar olan coğrafyayı güneydeki KKTC ile tamamladığınızda büyük bir beraberlik oluyor. ‘Bir millet, üç devlet’ terimi bizlere nazaran anlamlı ve değerlidi.” diye konuştu.
Tatar, Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) oluşumundan da bahsederek, “Artık TDT potansiyel büyük güç olarak ortaya çıkmıştır” dedi.
Türk dünyasının 300 milyonluk nüfusla büyük ekonomik potansiyele de haiz bulunduğunu belirten Tatar, şu şekilde devam etti:
“İnşallah Doğu Akdeniz’de de organik gaz bulunacaktır. Türkiye, enerji kaynaklarının Batı’ya aktarılmasında mühim köprü vazifesi görüyor. Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan’dan organik gazın pazarlara intikali ve Doğu Akdeniz’de de organik gaz bulunursa Kıbrıs üstünden nakline bir tüm olarak bakıldığında tüm bu coğrafyanın önemini görüyoruz. KKTC de tüm bu denklemler içinde kendi mesuliyet ve rolünü alacak vaziyettedir.”
Tatar, Kıbrıs meselesine senelerdir devam eden müzakerelerde çözüm bulunmadığını kaydederek, şu görüşü paylaştı:
“Kıbrıs’ta bir antak kalma olacaksa bu iki devletli bir çözüm olacaktır. Federal temelli bir ortaklık ve bu ortaklığın Avrupa Birliği’nde olacağı durumunda Türkiye dışlanacağı için bu sürdürülebilir olmaz. Şu anda sulh ortamı var. Bu barışın devam etmesi Cenup Kıbrıs’a da fazlaca yaramıştır. Cenup Kıbrıs bu barıştan dolayı fazlaca büyük ekonomik hamleler yapabilmiştir.”
Türkiye’nin her geçen gün daha da güçlendiğini vurgulayan Tatar, “Yeni yüzyılda dünyada söz sahibi olacak bir Türkiye Cumhuriyeti, 40 mil uzağındaki Kıbrıs’ta da sulh, rahatlık ve güvenliğin devamı ve orada ulusal ve bölgesel istikrarın sağlanması bakımından ağırlığını koymaya devam edecektir. Öyleki bir acımasız dünyada yaşıyoruz ki eğer gücünüz yoksa asla acımıyorlar ve sizi yok edebiliyorlar. Ikimiz de Kıbrıs’ta bu şekilde bir zihniyetle karşı karşıya kalabiliriz. Bunu kolaylıkla görebiliyorum. Fakat hamdolsun ki Türkiye’miz var” ifadelerini kullandı.
– “Dünyada bir gerçek vardır, Kıbrıs Türk halkı vardır”
Kıbrıs Türkü’nün davasına tüm Türk dünyasının destek vermesi icap ettiğini vurgulayan Tatar, şu değerlendirmede bulunmuş oldu:
“İslam İşbirliği Teşkilatı ve öteki dost ülkelerin bizlere olan desteğiyle artık yeni siyasetin bir denge unsuru olarak kökleşmesi ve artık Kıbrıs’ta bir antak kalma olabilecekse iki devletin (KKTC ve Cenup Kıbrıs Rum Yönetimi) ortaklık ile olması lazım. Eğer bir resmi görüşme süreci başlayacaksa, eskiden değişik olarak mutlak şekilde Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit internasyonal statüsünün kabul görmesiyle olabilir.”
Tatar, şu görüşleri dile getirdi:
“Biz mazlum fakat mücahit bir halkız. Ana vatanın desteğiyle kahramanlık, direniş ve zaferlerimizle Doğu Akdeniz’de bir Türk devletinin sahibiyiz. Bu şekilde bir devletin kendi vatandaşlarına fazlaca daha müreffeh yarınlar vadedeceği umudunu da taşıyoruz. Azerbaycan ziyareti de bu anlamda fazlaca mühim ve değerlidir. Bundan dolayı adım adım hedefe ilerleyebileceğimizi ve yalnız olmadığımızı görüyoruz.”
KKTC’nin TDT’ye gözlemci üye olmasından da bahseden Tatar, şunları kaydetti:
“Semerkant’ta geçen yıl meydana getirilen zirvede TDT’ye oy birliği ile gözlemci üye olarak kabul edildik. Bunda Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’ın büyük gayretleri vardı. KKTC’nin bir Türk devleti olarak bu ailenin bir parçası olduğu, Kıbrıs Türk halkının Türk dünyasının kopmaz bir parçası olduğu mesajları verildi. KKTC internasyonal topluluk tarafınca değişik sebeplerle tanınır yada tanınmaz. Fakat dünyada bir gerçek vardır. Kıbrıs Türk halkı vardır.
Bu yıl Astana’da yapılacak zirve (TDT Zirvesi) bizim için mühim. Bu görüşmede olmamamız için hiçbir niçin yok. Rum ve Yunanların kışkırtmalarıyla bazı hastalıkların yaratıldığı belli. ‘KKTC ile temas kurmayın.’ diyorlar. Onlar bunu meydana getirecek. Rum yönetimi, bizim bırakın tanınmamızı, devletlerin bizimle herhangi ilişkiye geçmesine bile tahammül edemiyor. Başkalarının kışkırtması bizim dost ülkelerimizi etkilememesi lazım. Dost devletlere mesajım şudur. Kıbrıs Türk halkı vardır ve var olacaktır. Kıbrıs Türk halkı hakkını arıyor. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok.”
– “KKTC, Doğu Akdeniz’de sulh ve istikrarın anahtarıdır”
Tatar, Cenup Kıbrıs Rum Yönetimi ile gelecek işbirliklerine yönelik, “Mütekabiliyet esasında Rum komşularımızla iki devlet içinde her türlü ilişki ve ortaklık geliştirmeye hazırız. Türkiye’nin de onay ve desteğiyle gerek organik gaz ve petrol arama çalışmalarında gerek Türkiye’den getirilecek suyun paylaşımı noktasında, yenilenebilir enerji hususunda, Türkiye üstünden çekilecek enerji hattı hususunda işbirliğine hazırız. Girne sahillerinden yalnız 40 mil uzaktaki Anamur’a yada yakın bir bölgeye bir kablo çekildiğinde Avrupa Birliği’ne fazlaca daha kolay ve rantabl enerji köprüsü oluşturulabilir. Bu hat hem KKTC hem de Cenup Kıbrıs için fazlaca yararlı olabilir. Ada’nın topyekun enerji meselesini halledebilir. KKTC, Doğu Akdeniz’deki barışın kilididir. KKTC, Doğu Akdeniz’de sulh ve istikrarın anahtarıdır.” görüşünü paylaştı.
Tatar, İsrail ile Filistin arasındaki problemi değerlendirirken internasyonal kurumların yetersiz kalmasına dikkati çekerek, “Orada mazlum ve günahsız insanların iyi mi sefil duruma düştüğünü, iyi mi kurşunların hedefi bulunduğunu, ‘İnsanlık nerede’ dediğimiz vahşeti görüyoruz. İşte burada Sayın Cumhurbaşkanı’nın (Erdoğan) ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor. Dünya 5’ten büyüktür” dedi.