Ulusal Eğitim Bakanlığı ve T.C. Kültür ve Gezim Bakanlığı, Mustafa Kemal Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu iş birliğiyle düzenlenen “Türkçenin Yabancılara Öğretiminde Yaşanmış olan Problemler Çalıştayı”nın ikincisi, bugün  Bosna Hersek’te gerçekleştirildi.

Başkent Saraybosna’da düzenlenen çalıştaya, Başbakan Ünal Üstel, Ulusal Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü Murad Aktuğ, Mustafa Kemal Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert ile Bakanlık Denetmenleri ve Bakanlığa bağlı okullarda vazife meydana getiren öğretmenler katıldı. 

Çalıştayda, Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Türkçe öğretiminin gelişimi ve ada genelindeki durumunun tespiti için 11-14 Eylül 2023 tarihlerinde KKTC’de düzenlenen birinci çalıştayın netice bildirgesi açıklandı.

“DİL SADECE BİR DERS DEĞİL YAŞAMIN HER ALANINDA ÖNEMLi ETKİLER YARATAN BİR KONUDUR”

Başbakan Ünal Üstel, çalıştayda yapmış olduğu konuşmada”Boşnak kardeşlerimizin, ülkesi Bosna Hersek’te, sizlerle bir arada olmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek isterim.
Bizleri konuk eden tüm kurumlarımıza ve oldukca kıymetli ekiplerine teşekkür ediyorum.
Bosna Hersek’e tamamımız hoş geldik ve yürekten söylüyorum ki hoş bulduk”diyerek sözlerine başladı.

İki mevzuya dikkat çeken Üstel ” Bunlardan birincisi 
adamızın yanı başlangıcında devam eden ve ortalama 12 bin insanoğlunun yaşamına mal olan katliamdır. Filistin’de yaşananlara cenk demek mümkün değil.
Şimdiye kadar 6 bini aşkın masum çocuk yaşamını yitirdi.  Binlerce sivil yaşamını yitirdi.
Bu katliamın durması için harekete geçmesini beklediğimiz dünya, savaşı bitirmek değil adeta büyütmek için elinden geleni yapıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başka hiçbir dünya lideri samimiyetle bu katliama son verin çağrısı yapmıyor.
Bu insanlık adına utanç verici bir durumdur.
Huzurlarınızda bu insanlık ayıbına son verilmesi için harekete geçen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı selamlıyorum.

Bir öteki mevzu gene çocuklarımızla ilgili.
Buraya ulaşmadan önce Türkiye’de yaşanmış olan asrın zelzele felaketinde evlerini yitirmiş depremzedeler için Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu tarafınca meydana getirilen ve adını Şampiyon Melekler olarak belirlediğimiz İskenderun’da bulunan geçici konaklama alanından geçtik. 
Orada yaşamaya süregelen insanları ziyaret ettik.
Kıbrıs Türk halkının yardımları ile meydana getirilen konteyner evlerin kendilerine sıcak bir yuva olmasını temenni ediyorum.
Bu güzel bir gelişme. Sadece zelzele denince her Kıbrıslının aklına depremde yitirdiğimiz çocuklarımız, kısaca bizim şampiyon meleklerimiz de geliyor.
Devam eden İsias davası ile ilgili iddianameler artık hazırlanmış durumda.
Buradan açıkça belirtmek isterim ki; İsias davası tüm Kıbrıs Türklerinin davasıdır.
Hükümet olarak bu davanın peşindeyiz.
Yavrularımızı elimizden alan, insan yaşamını hiçe sayan adeta bile bile işlenen bu cinayetlerin cezasız kalmasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.

Üstel konuşmasına şu sözlerle devam etti: 
“1932 senesinde Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk tarafınca kurulan Türk dil kurumu, ya da kurulduğu günkü adıyla Türk dil cemiyeti şeklinde hususi ve mühim bir kurumla, ulusal eğitim bakanlığımız içinde geliştirilen ilişkiler bizleri son aşama mutlu etmektedir.

Bilinmiş olduğu suretiyle, gerek ekonomik koşullara dayalı gerekse cenk ve afetlere dayalı göçler tüm dünyada olduğu şeklinde devletimizde de artmıştır.

Ülkemize değişik gerekçelerle gelen ve yaşamaya süregelen bu insanların evlatları haliyle okullarımızdaki yabancı ve Türkçe bilmeyen talebe sayısının artmasında da mühim bir rol oynamaktadır.

Yaşanmış olan bu artış, okullarımızda yabancı öğrencilere Türkçe eğitimi verilmesini de mecburi hale getiriyor. 

Sınıflarımızda giderek artan yabancı talebe sayıları bununla beraber değişik sorunları da getiriyor. 
Bu sorunların en önemlilerinden biri; yabancılara Türkçe öğretimi mevzusudur.
Bu mevzuda Ulusal Eğitim ve Kültür Bakanlığımız ile  Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Gezim Bakanlığı’na bağlı; 
Mustafa Kemal Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu ve Türk Dil Kurumunun yürüttüğü bu ortak emek harcama son aşama önemlidir.

Geçtiğimiz Eylül aynında, Siz değerli ziyaretçilerimizin de içinde olduğu 300e yakın öğretmenin iştirakı ile Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, “Türkçenin Yabancılara Öğretiminde yaşanmış olan problemler çalıştayının birincisini düzenlemiştik. 

O çalıştayda son aşama başarıya ulaşmış emek harcamalar gerçekleştirdiniz. Bu vesile ile bir kez daha sizi kutlamak isterim.
Bugün,  bu çalıştayın ikincisini Bosna Hersek’te düzenliyoruz.  
İnanıyorum ki bu çalıştay da başarıya ulaşmış geçecek,
ve burada ortaya çıkacak yol haritası ile eğitim alanında ciddi bir yol katedilecektir.
Çalıştayımızın hem eğitimimize, hem Türkçemize  hem de dünya kültürüne katkı sağlamasını arzuluyorum. Şimdiden katkı koyacak tüm hocalarımıza başarılar arzuluyorum.

Tatar: Kimse Türkiye ile KKTC arasındaki güçlü bağları koparamaz

Tatar: Kimse Türkiye ile KKTC arasındaki kuvvetli bağları koparamaz

Şahsen ben, Türkçe’nin yabancılara öğretilmesinin önemini iki temel başlıkta ele almak isterim. 

Bunlardan birincisi; 
Kendi ülkemizdeki yabancılara Türkçe öğretmektir.

Ülkemizdeki yabancı öğrencilerin Türkçeye hakim olmaları;
hem mevcut eğitim sisteminin sürdürebilir hale gelmesi, 
hem sınıflarda yaşanmış olan dile bağlı geri kalmışlıkların önüne geçilmesi 
hem de  ülkede bulunan yabancıların kültürümüze daha kolay uyum sağlamaları açısından önemlidir.

Türkçenin yabancılara öğretilmesinin ikinci ve bence en mühim öteki yanı ise; Türkçe konuşan sayısının artmasının, Ana dilimizi ve kültürümüzü dünyanın etkin dil ve kültürleri arasına sokmasıdır.
İngilizcenin bir dünya dili olmasının, ana dili İngilizce olan ülkelere iyi mi katkılar yaptığını düşünürseniz bu başlığın aslen ne kadar mühim bulunduğunu daha kolay kavrayabilirsiniz.

Dil bilimciler olarak normal olarak siz bizlerden oldukca daha iyi bildiğiniz gibi ki;
Düşünme kapasitemiz, düşündüklerimizi aktarma kapasitemizle sınırlıdır. 
Başkalarının düşüncelerini anlamamız da dilden yararlanma kapasitemizle sınırlıdır. 
O yüzden dil toplumsal bir varlık olan insan adına son aşama önemlidir.
Dil bir halkın toplumsal ve kültürel geleceği açısından da önemlidir.
Bunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız.
Ülkenizde yaşamaya süregelen yabancılara biz  kendi dilimizi iyi şekilde öğretemezsek, onların yaratmış olduğu yeni ve garip dil bir süre sonra bizim kendi dilimizin erozyona uğramasına neden olur. Açıyor da. Türkçemiz nöyle bir tedit altında.
O yüzden dili yalnız bir ders olarak düşünmemekte yarar var. 
Dil tüm yaşam üstünde tesirleri olan, toplumsal sonuçlar doğuran mühim bir mevzudur.
O yüzden bu çalıştayı oldukca önemsiyorum ve o yüzden aranızdayım.

Bu duygu ve düşüncelerle, bir kez daha çalıştayın dilimize ve eğitimimize hayırlar getirmesini arzuluyorum.
Ülkemizden gelen 40’ı aşkın katılımcıya yapacakları çalışmalarda başarılar arzuluyorum.
Burada bulunan eğitimci hocalarıma sahsım ve halkım adını şükranlarımı sunuyorum.
Her alanda yanımızda duran Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kurumlarına eğitimimize yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ediyorum.
Emek veriyorsunuz ve bizlere güç veriyorsunuz sağ olunuz var olunuz.”