DOLAR
34,5197
EURO
36,1843
ALTIN
2.962,97
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
9°C

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ı Cumhurbaşkanlığı'nda kabul etti

A+
A-
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ı Cumhurbaşkanlığı'nda kabul etti

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ı Cumhurbaşkanlığı’nda kabul etti.

Görüşmede Holguin’e, Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Sulh Gücü Misyon Şefi Colin Stewart birlikte rol aldı.
 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar görüşme sonrası basına yapmış olduğu açıklamada 
Holguin’e Kıbrıs meselesinin 60 yıldan uzun bir geçmişi ve oldukca değişik boyutları bulunduğunu, Kıbrıs Türk halkının duruşunu anlayabilmek için bugünlere iyi mi gelindiğini iyi bilmesi icap ettiğini anlattığını söylemiş oldu.
 
Kıbrıs’ta iki halk bulunduğunu, Kıbrıslı Rumların İngiliz döneminde adanın Yunanistan’la birleşmesine yönelik hem İngiliz idaresi hem de Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarda bulunduğunu, 1960’ta kurulan ve o devrin koşullarında (adada Türk – Yunan dengesini sağladığından) başarı olarak nitelenen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulduğunu anlattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makaryos’un, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adanın Yunanistan’a bağlanması için bir sıçrama tahtası olduğu açıklamasının da bulunduğunu hatırlattığını söylemiş oldu.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmede Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 3 yıl sonrasında Makarios’un Anayasa değişikliği önerisiyle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulmasına niçin bulunduğunu da kaydetti.
 
Kıbrıs Türkü’nün bu zamanda devletten dışlandığını, saldırılara maruz kaldığını ve göçe zorlandığını da anlattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, bir çözüm bulana kadar adanın tek hakimi olarak gördüğünü belirten (186 numaralı sonucu) bir karar aldığını anlattığını söylemiş oldu.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, “İşte bizim esas rahatsızlığımız (BM’nin Kıbrıs Cumhuriyetini adanın tek hakimi görmesi) dedim” dedi.
 
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 60 yıl ilkin kurulduğunu sadece bugün yalnız Kıbrıslı Rumları temsil ettiğini anlattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, buna karşın Kıbrıs Türkü’nün izolasyonlar, engelleme altında tutulduğunu, adanın Kuzeyine ne bir direkt uçuş ne de direkt tecim yapılabildiğini, Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Türk tarafının başka ülkelerle yapacağı görüşme yada temasları engelleyebildiğini, bilhassa AB’nin buna ayak uydurduğunu anlattığını belirtti.
 
 Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bu eşit egemenlik ve eşit internasyonal statü, üç senedir sürdürmekte olduğunuz politika… normal olarak bir  bildiri vardır. Yine bir görüşme süreci başlayacaksa mutlak  suretle bu egemen eşitlik ve eşit internasyonal statü noktasındaki taleplerimize -esas olarak bunlar 1960 anlaşmasında var- yönelik adımlar atılması gerekmektedir.”
 
Geçmişte Kıbrıs Türkü’nün görüşme masasına sorgulamadan oturduğunu, süreç sonunda Kıbrıs Türkü’nün hiçbir kazanım elde etmeden masadan ayrıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, 2004’te halk oylamasına sunulan Annan Planı döneminde Kıbrıslı Türklere, anlaşmaya evet demeleri halinde izolasyonların kaldırılacağı  vaatlerinin verildiğini sadece bu sözlerin tutulmadığını, hatta devrin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın BM Güvenlik Konseyine sunmuş olduğu, “Benim Kıbrıs Türklerine sözüm var sizin de sözünüz var, bu izolasyonların kalkması gerekir” şeklindeki önerisinin reddedildiğini kaydetti. 
 
Rum halkının planı reddetmesine karşın tek taraflı AB’ye alındığını da anlattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı, Türkiye’nin de garantör ülkelerinden olmasına karşın, AB’ye alınırken ne Kıbrıs Türkü’ne ne de Türkiye Cumhuriyeti’ne sorulduğunu aktardığını açıkladı.
 
AB’nin Birliğe üye yapılacak ülkelerde siyasal ihtilaf olmaması gerektiği yönündeki prensibi olmasına karşın de “Kıbrıs Cumhuriyetinin” AB’ye alındığını ifade ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, devrin İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da dahil pek oldukca yetkilinin Kıbrıslı Türklere haksızlık yapıldığını dile getirdiğine dikkat çektiğini belirtti.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Türkünün esas itibarıyla hakkını aramakta bulunduğunu” aktardığını söylemiş oldu.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, “Hiçbir şey alınmadan, yine aynı noktada görüşme masasına oturmayacağımızı, federal temelde bir görüşme sürecinin hep boşa çıktığını, bir bakıma tüketildiğini, dolayısıyla bizlerin eşit egemenlik ve eşit internasyonal statüsü şartlarında atılacak adımlarla ortak zemin olabileceğini anlattım” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, Holguin’in hemen hemen Kıbrıs Türk tarafının duruşu ile ilgili bir “açılım gösterecek” duruş sergilemediğini, sadece esas olanın Kıbrıs Türkü’nün ortaya “kati ve net bir şeyler” koyması bulunduğunu, geçmişte görüşme masasına sorgusuz sualsiz oturulduğunu belirtti.
 
İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın da katılmış olduğu İsviçre’deki zirvede de, Annan Planı döneminde yaşananların benzerinin yaşandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, İsviçre Crans Montana’da müzakerelerin sıfır asker sıfır güvence noktasına getirilmeye çalışıldığını, devrin dışişleri bakanının, bugünkü Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis  bulunduğunu, görüşmelerin çökmesi için en etkili diplomatın da Hristodulidis’in bulunduğunun söylendiğini belirtti.
 
“Her oturduğunuzda bir şey kaybedersiniz” diye konuşan Cumhurbaşkanı 
Tatar şunları da kaydetti:
“Aynı noktada yine masaya oturmamızın ne anlamı var! Hiçbir anlamı yoktur şu sebeple aynı oyunu size gene oynayacaklar. Her oturduğunuzda bir şey kaybedersiniz. Mustafa Akıncı benden önceki Cumhurbaşkanı, o görüşmede haritayı verdi. O harita bende yok, birinde var ise söylesin… Bu harita karşı tarafta var kasada duruyor.”
 
Müzakerelerin tekrardan başlaması halinde Kıbrıs Rum kesiminin söz mevzusu haritayı masaya koyup “bunu verdiydiniz” diyebileceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Ben o haritayı ne gördüm ne tanırım ne de dikkate alırım.” dedi.
 
Her görüşme sürecinde Kıbrıs Türkü’nden bir şeyler koparılmaya çalışıldığını, buna rağmen Kıbrıs Türkü’nün de masaya oturmuş olduğu noktadan daha zayıf bir noktada kalktığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Dolaysısıyla bizim yeni siyasetimiz,  eşit egemenlik ve eşit internasyonal statü noktasında bazı ciddi açılımlarla doygunluk olmamız durumunda yeni  bir sürecin başlayabileceğini kendilerine ifade ettik” dedi.
 
Holguin’in neyin ne işe yaradığını artık iyi anladığına, Kıbrıs mevzusunun ayrıntılarına vakıf olduğuna inandığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Haklı olduğumuz noktalarda bizi takdir edecek pozisyondadır” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün mağdur bir durumda bulunduğunu, izolasyonlar altında yaşamaya zorlandığını sadece bunu söylerken de Kıbrıs Rum tarafının dikte edeceği bir anlaşmaya evet demenin de söz mevzusu olmadığını belirtti.
 
Egemenlik olmadan varılacak bir anlaşmanın buz üstüne yazı yazmaya benzediğini kaydeden Tatar, Kıbrıs meselesinin özünde mevcud ortaklık anlamasındaki ortaklık haklarının tescil ettirilmesinin önemine işaret etti.
Kıbrıs Türk devletinin 60 senedir var bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Mutlak suretle, devamlı anlatmaya çalıştığım şeklinde, bir antak kalma olacaksa bu anlaşmanın bir  parçası da Şimal’deki Türk devleti olacaktır. Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olacaktır” dedi.
 
Bugüne dek tek egemenlik ve Kıbrıslı Türklerin de  “yurttaş” olarak görüldüğü tezler üstünde durulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Şu andaki pozisyon, egemen eşitlik, eşit internasyonal statü… doğrusu bir antak kalma olacaksa  mutlak suretle kuzeydeki bağımsız Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti o anlaşmanın  bir parçası olacaktır” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, Holguin’in 14 Mart Perşembe akşamı misafiri olacağını, baş başa bir yemekli bir görüşme yapacaklarını da deklare etti. 
 
 Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, görüşme sonrası, Cumhurbaşkanlığından ayrılmadan yapmış olduğu açıklamada, Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşmesinin “oldukca iyi” geçtiğini, adada kalacağı bir haftanın yapıcı olmasını temenni ettiğini kaydetti.
 
Holguin, “Kıbrıs meselesine Kıbrıs problemi değil de Kıbrıs mevzusu olarak bakılmaya başlanmasını temenni ediyorum” dedi. 
 
Holguin, adanın her iki tarafınca bazı siyasal parti, sivil cemiyet örgütü ve tecim odalarıyla görüşeceğini belirtti.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.