Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın, anıt mezarı başlangıcında düzenlenen anma törenine katıldı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın, vefatının 12’nci yıl dönümünde Lefkoşa’daki anıt mezarı başlangıcında düzenlenen anma törenine katıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, törende yapmış olduğu konuşmada, Rauf Raif Denktaş’ın dedesinin “acaba Türk askeri ne süre adaya geri dönecek” şeklindeki ifadelerini çocuk yaşlarda benimsemiş bulunduğunu kaydederek, Denktaş’ın tüm yaşamını Kıbrıs Türk halkının haklı davasına adadığını söylemiş oldu.  

Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’ın “Beni tarih Kıbrıs’a Türk askerini getiren insan olarak bilsin” sözüne dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Tatar, 1974’te Sulh Harekatı’nda Mehmetçiğin adaya paraşütle iniyor bulunduğunu da gene tüm Türk dünyasının Denktaş’ın sesinden duyduğunu hatırlattı. 

Denktaş’ın 1960 Anlaşmaları sürecinde Kıbrıs Türk halkının kurucu ortaklığının sağlanması ve gene bu süreçte Türkiye’nin garantör ülke olarak yer almasında hukukçu kimliği ile büyük bir rol üstlendiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’ın tüm bu başarılarının yanında genç yaşta anne-babasını kaybetmesi ve peşinden yaşamış olduğu evlat kayıpları şeklinde büyük acılar çektiğini kaydetti.

“O bizlere Anavatan sevgisini öğretmiştir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’la yapmış olduğu son konuşmasında, Denktaş’ın “Ne devletten, ne egemenlikten vazgeçmeyiniz, vasiyetim budur” söylediğini belirtti. 

Cumhurbaşkanı Tatar, kendisinin de şu anda, her türlü eleştiriye karşın, Anavatan Türkiye’nin desteğiyle yürütmekte olduğu siyasetin Rauf Raif Denktaş’ın bıraktığı politika bulunduğunu altını çizdi. 

Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığını, egemenliğini engelleyecek hiçbir eyleme boyun eğmeyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Zira Denktaş’tan aldığımız vasiyet, egemenliktir, devlettir, Türkiye sevgisidir” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Tatar, Anıt Hususi Defteri’ne ise şunları yazdı:

“Sayın Kurucu Cumhurbaşkanımız,

Yürekli yüreğiniz ve dava arkadaşlarınız ile beraber verdiğiniz savaşım sonrasında, Kıbrıs’ın bir Helen adası olmasını önlerken, Kıbrıs Türk halkını özgürlüğüne, bağımsızlığına ve egemenliğine kavuşturarak, onur, gurur ve güç kaynağımız olan Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurdunuz. 
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni oluşturan Anayasa’ya yaptığınız katkılarla Kıbrıs Türk halkının hakları ve Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlük hakları çerçevesindeki etkin ve fiili garantisini sağlayarak Kıbrıs Türkü’nün en karanlık günlerinde etkin ve kesin bir rol üstlenip görüşme masalarında ortaya koymuş olduğunuz kesin duruşla bugünlere gelmemizi sağladınız. 
Sizin ısrarla üstünde durduğunuz egemenliği ben bugün dünyaya haykırıyorum. Kıbrıs Türk halkının ve Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs’taki haklarına siz değerli üyelerimizin duruşundan esinlenerek, var gücümle korumaya ve bu uğurda halkımın Rum -Yunan ikilisinin boyunduruğu altına girmesine engel olmaya ant içtim. 
Siz rahat uyuyunuz. Sizin bıraktığınız mirasın bekçileri olan biz, Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatacağız. 
Ruhunuz şad olsun.”