ile sivil cemiyet örgütleri hazır bulunmuş oldu. Görüşmede konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, amaçlarının devleti, egemenliği ve halkı korumak bulunduğunu belirtirken “bizim sevdamız vatan sevdasıdır” dedi.
“FEDERASYON MÜMKÜN DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Tatar, halk konseyinde yapmış olduğu konuşmada Birleşmiş Milletler 78’inci Genel Kurul toplantısı, New York temasları, Kıbrıs mevzusu ve bölgede yaşanmış olan son gelişmelerle ilgili data verdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, BM 78’inci Genel Kurulu’nda tüm dünyaya bir kez daha “KKTC’yi tanıyın, Kıbrıs Türk halkına uygulanan zulüm niteliğindeki ambargolara son verin” çağrısında bulunan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ederken, şunları söylemiş oldu:
“New York’ta gerçekleştirdiğim temaslarda ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığım görüşmede Kıbrıs mevzusunda Anavatan Türkiye ile beraber belirlediğimiz yeni siyasetimizi tekrardan anlattım. Federal temele dayalı bir çözüm şeklinin mümkün olmadığını da belirtirken, bölgenin ve Kıbrıs’ın yararına olacak tek çözüm yolunun egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm şekli bulunduğunun altını çizdim. Eşit egemenliğimiz ile eşit internasyonal statümüz tanınmadan müzakerelerin başlayamayacağını da ifade ettim.”
Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Oldukça uzun seneler devam eden görüşme süreçlerinde ve bilhassa Annan Planı referandumu ve Crans Montana görüşmelerinde federal temele dayalı bir çözümün mümkün olmadığı görülmüştür. Bunun sonrasında Kıbrıs mevzusuyla ilgili yeni ve ulusal bir politika belirledik. Bu yolda da Anavatan Türkiye ile beraber kesin bir halde yürüyoruz. Rum-Yunan ikilisi ile destekçileri ise federasyon ve müzakerelerin Crans Montana’da kalmış olduğu yerden başlaması yönünde dayatmalarda bulunuyorlar. Bu tarz şeyleri kabul etmemiz asla mümkün değildir. Rum-Yunan ikilisi ile destekçilerinin federasyon anlayışı ve hedefleri Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmayı, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmayı ve devletimizi yok edip, halkımızı Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalayıp, azınlık yapmayı içermektedir. Bunlara karşı direndik ve direnmeye devam edeceğiz, yeni ve ulusal siyasetimizden geri adım atmayacağız.”
AVRUPA BİRLİĞİ’NE ELEŞTİRİLER
Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasında Avrupa Birliği’ne yönelik eleştirilerde de bulunurken, “AB, Annan Planı referandumunda ‘evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına verdiği sözlerin bir tekini bile yerine getirmediğini hatırlatırken, şu şekilde devam etti:
“Verdiği sözleri yerine getirmeyen AB, ‘evet’ diyen Türk tarafını cezalandırırken, ‘hayır’ diyen Rum tarafını üyeliğe alarak ödüllendirmiştir. Bu büyük bir haksızlıktır. AB üyeliğini kullanan Rum-Yunan ikilisi de tehdit ve şantajla istediği çözüm şeklini dayatmaya iş koşturmacasındadır. Fakat bu dayatmalar sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Şundan dolayı, Kıbrıs artık eski Kıbrıs değildir. Anavatan Türkiye bölgenin en büyük ve en kuvvetli ülkesi olup daima bizimledir. Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de ve Mavi Vatan’da haklarımızı Anavatan Türkiye ile beraber korumaya devam edeceğiz. AB’ye çağrım ise ayırımcı tutumuna son vermesidir. AB ve öteki güçler istiyor diye Rum’a boyun eğecek değiliz.”
“BİZ HALKIZ HER ZAMAN GÜÇLÜYÜZ”
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasında Halk Konseyi’nin oluşumu ve emek harcamaları hakkında da data verirken, şunları söylemiş oldu:
“Cumhurbaşkanlığı Halk Konseyi bir ihtiyaçtan dünyaya gelmiştir. Ana hedef, birlik ve beraberliği sağlamak, devletimizi, egemenliğimizi korumak, halkımızı bilgilendirmek ve çeşitli tehditlere ve varlığımıza yönelik idrak operasyonları ile beşinci kol faaliyetlerine karşı uyanık tutmaktır. Bilgilendirme ve istişare toplantılarımız da devam edecektir. Biz halkız ve daima güçlüyüz.”
“SORUNLAR AŞILACAKTIR”
Dünyayı ve ülkemizi etkisine alan covid salgını ile beraber, öteki ülkelerde olduğu şeklinde çeşitli toplumsal ve ekonomik sorunların yaşandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, bu sorunların Anavatan Türkiye’nin yardım ve desteğiyle aşılmakta olduğuna da işaret ederken, mühim olanın birlik ve beraberliğin sağlanması olduğuna dikkat çekti ve şu şekilde dedi:
“Halkımız geçmişte oldukca zor günlerden geçti. O zor günleri iyi mi ki birbirimize güvenerek, birlik ve beraberlik ruhuyla, dayanışma içinde aştıysak, gene aynı anlayış ve hareketle yaşanmakta olan sorunları da aşacağımıza olan inancım tamdır.”
“KIBRISLI DİYE BİR MİLLET YOK”
Rum propaganda birimleri ile içimizdeki bazı çevrelerin “Kıbrıs’ta Kıbrıs milleti var” söylemleri ile idrak operasyonlarına da dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, şu şekilde devam etti:
“Kıbrıs milletli diye bir millet yok. Kıbrıs’ta Türk ve Rum vardır. Kıbrıs’ta dilleri, dinleri, kökenleri ve kültürleri değişik olan iki halk vardır. Kıbrıs’ta iki ayrı demokrasi vardır. Ortada bu gerçekler dururken, ‘Kıbrıs milleti var” söylemlerinin geçerliliği yoktur, bu söylem halkımızı aldatmaya ve Anavatan Türkiye ile bağlarımızı koparmaya yöneliktir. Buna dikkat etmemiz gerekir.”
İSRAİL- FİLİSTİN SAVAŞI
Konuşmasında İsrail- Filistin savaşına da dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, şu şekilde dedi:
“Bölgemizi etkileyecek olan bu savaşı ve çatışmaları endişeyle izliyoruz. Temennim sorunların çatışma ve savaşla değil, diyalog yöntemiyle çözülmesidir. Savaşları ve büyük acıları yaşamış bir halkın Cumhurbaşkanı olarak beklentim budur. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da takdir edilecek şekilde bu muharebeye ve çatışmalara son verebilmek için girişimlerini sürdürüyor. Ayrıca, dünyanın öteki bölgelerinde de yaşanmakta olan savaşlar, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün ne kadar mühim ve lüzumlu bulunduğunu bizlere bir kez daha göstermektedir. Bu yüzden Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmemiz asla mümkün değildir. Bu gün Kıbrıs’ta sulh ve refah var ise bununu Türk ordusuna borçluyuz. Tanrı, Türk ordusunu korusun, güç versin.”
“CUMHURBAŞKANI TATAR’A DESTEK BELİRTTİLER
Görüşmede konuşan dernek ve sivil cemiyet örgütlerinin başkan ve temsilcileri Cumhurbaşkanı Tatar’a itimat ve desteklerinin tam bulunduğunu belirtirken, şunları ifade ettiler:
“Anavatan Türkiye ile beraber yürütülen yeni siyaseti destekliyoruz. İstediğimiz çözüm şekli federasyon değil, eşit egemen iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm şeklidir.”
Dernek ve sivil cemiyet örgütlerinin başkan ve temsilcileri yapmış oldukları konuşmalarda, ülkede yaşanmış olan çeşitli sorunları dile getirirken, gençliğin ve eğitimin önemine de dikkat çekip, önerilerde bulundular. Cumhurbaşkanlığı Halk Konsey bilgilendirme ve istişare toplantıları gelecek günlerde de devam edecek.