Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasına, kurum yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzer
e Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ’de bulunan devlet ve parti yetkilileri ile misafirleri selamlayarak başladı ve bayram sevincini paylaşan her insana sevgi, saygı ve hürmetlerini iletti. Tatar, Kıbrıs Türk halkının acılar çektiğini, soykırım ve katliamlar yaşadığını sadece hiçbir süre yılmadığını, devamlı geleceğe umutla baktığını altını çizdi.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 40 yıl ilkin, “Kıbrıs Türk halkının meşru ve önüne geçilmesi imkânsız talep ve iradesine tercüman olarak, Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kurulduğunu dünya ve tarih önünde duyuru ediyoruz” diye haykırdığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, böylece Doğu Akdeniz’deki Türk devletinin temellerinin daha da kökleştiğini beyan etti.
Dünyaya seslenen Cumhurbaşkanı Tatar, “KKTC Devleti, bizlerin bağımsızlığının, özgürlüğünün, hürriyetinin asla sönmeyecek bir meşalesi olarak nesilden nesile, kuşaktan kuşağa, geleceğe taşınacaktır” dedi.
Kıbrıs’ta Osmanlı sürecinin 352 yıl kesintisiz devam ettiğini dile getiren Tatar, İngiltere’nin kiralanmış bir ada olarak, Kıbrıs’ı tek taraflı ilhak etmesiyle Kıbrıs’ta yeni bir dönem başladığını söyledi. İngiltere’nin baskıcı yönetiminde Kıbrıs Türk halkının, Rum-Yunan ikilisinin, Kıbrıs’ı Helen adası yapma uğraşlarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, sadece Kıbrıs Türk halkının asla yılmadığını, Türkiye ile temasın asla kesilmediğini altını çizdi.
Kıbrıs Türk halkının zor dönemlerde ulusal mücadelesine devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, 1 Ağustos 1958’de Türk Direnç Teşkilatı’nın kuruluşu ve verilen mücadeleyle, Türkiye’nin de ağırlığını koymasıyla, Kıbrıs’ın bir Yunan adası olmasına asla müsaade edilmediğini kaydetti. 1960 anlaşmasıyla Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olarak yerini aldığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, eli kanlı EOKA’cıların, Makarios önderliğinde, “Bu yalnız Enosis’e bir sıçrama tahtasıdır” diyerek, tahammülsüzlüklerini hep vurguladıklarını ve Kıbrıs Türk halkını anayasal bir darbeyle devletin dışına itmenin gayretleri içinde olduklarını söylemiş oldu. Tatar, bunun bir bakıma Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal edilmesi bulunduğunu beyan etti.
KKTC’nin kurum sürecine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Türkü aşama aşama burada devlet yapısını pekiştirmenin ve kökleştirmenin bahtiyarlığı içinde olmuştur” diye konuştu. 1960-1974 arası fazlaca katliamlar, soykırımlar bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Fakat biz asla yılmadık” vurgusu yapmış oldu.
15 Temmuz 1974’te Yunanistan’daki cuntacılarla, adadaki iş birlikçilerinin anayasal bir darbeyle Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için ikinci Helen Cumhuriyetini duyuru etmesiyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin internasyonal anlaşmalardan kaynaklı meşru bir zeminde 20 Temmuz Sulh Harekatı’nı gerçekleştirdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, artık Kıbrıs’ta yeni bir devrin başladığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, 1974’e kadar giden yolda, Kıbrıs kurum anlaşmalarında liderlikleri ve öngörüleriyle Kıbrıs Türk halkının var oluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Ufak, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve dava arkadaşları ile Türkiye’nin merhum Başbakanı Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Sıkıntılı ile onların dava dostlarını da selamladı. Cumhurbaşkanı Tatar, Sulh Harekatı’nın emirini veren Türkiye’nin merhum Başbakanı Bülent Ecevit ve Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı da yad etti.
Aşama aşama mücadeleyi sürdürürken, Kıbrıs’ta hep sulh, refah ve güvenlik içinde Kıbrıs Türk halkının iyi niyetini gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının, BM ve internasyonal kapsamlı planlara hep iyi niyet çerçevesinde pozitif yönde cevap vermek için uzlaşı zeminini aradığını dünyayla paylaştığını söylemiş oldu.
Karşı tarafın federal temelde bir antak kalma çerçevesinde eşitlik temelinde adanın yönetimini ve zenginliklerini Kıbrıs Türk halkı ile hiçbir süre paylaşmak istemediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, tüm oynanan oyunun Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak olduğuna dikkat çekti.
1964 kararlarıyla, Cenup Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs’ın meşru hükümetiymiş benzer biçimde işlem gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, bu yüzden Kıbrıs Türk halkının, ekonomik, toplumsal ve sporda dahi uygulanan engelleme ve izolasyonlarla hep sıkıntılar yaşadığını kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının Annan Planı’na, “izolasyonlar ve ambargolar kalkacak” sözü verildiğinde iyi niyetle “evet” söylediğini, karşı tarafın ise “hayır” demesine karşın tek taraflı olarak AB’ye alındığını özetleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Şimdi AB cephesinde tüm iyi niyetimize karşın, gene uzlaşma için yaptığımız tüm önerileri reddetmek suretiyle buradaki uzlaşmazlığa devam ediyorlar” şeklinde konuştu.
Federal temelde bir antak kalma için senelerdir görüşme masalarında netice alınamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, 3 yıl ilkin cumhurbaşkanı seçilmesinin peşinden yeni bir devrin başladığını, Kıbrıs’ta egemen eşitlik ve eşit internasyonal statünün teyidiyle resmi müzakerelere geçilebileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, şöyleki devam etti:
“Kıbrıs’ta artık 60 senedir kendi kendini yöneten Kıbrıs Türk halkının da bir devlet sahibi bulunduğunu, 40 yılını tamamladığı KKTC ile yoluna devam ederken, bir antak kalma olacaksa o antak kalma iki devletin iş birliğiyle olması icap ettiğini var gücümüzle tüm dünyaya haykırmaya devam ediyoruz.”
“Ne mutlu bizlere ki Türkiye Cumhuriyeti arkamızda…” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM konuşmalarında verdiği mesajlara işaret ederek, “KKTC’nin tanınması, Kıbrıs Türk halkı üstünde uygulanan engelleme ve izolasyonların son bulması” çağrılarının, Kıbrıs Türk halkının davasına güç verdiğini söylemiş oldu.
KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na ve Cumhuriyet Meclisi’nin ise TÜRKPA’ya gözlemci üye kabul edilmesinin önemine vurgu meydana getiren Tatar, “Bizlerin de katılmış olduğu internasyonal toplantılarda gerek Bakü’de, gerek Özbekistan’da ve öteki merkezlerde KKTC varlığının dünyada bir gerçek olarak tüm dünyaya duyurulmasında ve tanınmasında tüm bu emek harcamalar mühim gayretler olarak tarihimize geçmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz hiçbir süre yılmadan, hiçbir süre pes etmeden, yüreğimizde KKTC’ye haiz çıkarak, gelecekte bu topraklarda gelecek nesillerin, gelecek kuşakların sulh, refah ve itimat içinde yaşayabilmeleri için tüm uğraşlarımızı insan hakları temelinde hayata geçirmeye çaba ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Bugün Filistin’de yaşananları biz seneler evvel bu topraklarda o acıları çeken bir halk olarak oldukça iyi bilmekteyiz” diyen Tatar, bu yüzden ana vatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin varlığının Kıbrıs Türk halkı için devamlı yaşamsal öneme haiz olacağını söylemiş oldu.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının, “sıfır asker, sıfır garantiyi” Bosna Hersek, Ukrayna ve Filistin’de yaşananlardan sonrasında hiçbir süre kabul etmeyeceğini, buna boyun eğmeyeceğini altını çizdi.
-“Karşı tarafın inatçı ve egoist tutumu sebebiyle hiçbir mevzuda iş birliğini başaramıyoruz”
Kıbrıs’ta iki devletin iş birliğiyle çalışmaların yapılabileceğini devamlı olarak hatırlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta organik kaynakların paylaşımı, yenilenebilir enerji projeleri, kabloyla elektrik benzer biçimde mevzuları buna örnek olarak gösterdi. “Karşı tarafın inatçı ve egoist tutumu sebebiyle hiçbir mevzuda iş birliğini başaramıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Sadece aklın yolu birdir, Kıbrıs’ta iki devlet vardır, gerçek budur” vurgusu yapmış oldu.
Pile’de yaşananlara da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk tarafının insani sebeplerden dolayı yol çalışmasına bu şekilde karşı çıkanların zihniyetinin ne işe yaradığını bir kez daha hep beraber Pile’de yaşayıp, gördüklerini söylemiş oldu.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu sebeple bizlerin Pile’deki varlığının son bulması için, orada meydana getirilen çeşitli kurnaz bir ekip entrikalarla insanlarımızın orayı bırakıp, bizim sınırlarımız içine gelmesine çaba gösteren bir zihniyet karşısında, maalesef BM’nin de fazlaca taraflı bir tutumu ile karşı karşıya kaldık” diye konuştu.
KKTC’nin kurum yıl dönümü sebebiyle Azerbaycan’dan misafirleri bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Azerbaycan bizlerin kardeş devleti” dedi. Ekim ayındaki Azerbaycan ziyaretlerine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Azerbaycan’da, KKTC’nin turizmini, eğitimini, kültürünü muhataplarıyla paylaştıklarını söyledi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile de görüştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Bizlere olan desteklerini ifade ettiler. İnşallah önümdeki süreçte Azerbaycan’la ilişkilerimizi daha da gelişebilir ve tanınma yolunda Azerbaycan’ın atacağı adımlar elbet biz için fazlaca mühim ve fazlaca kıymetli olacaktır” dedi.
Karabağ mücadelesinde Kıbrıs Türk halkının gönlünün Azerbaycan ile bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bir kez daha Karabağ zaferinden dolayı buradan tüm Azerbaycan’a slm olsun diyorum, tüm Azerbaycan’ı kutluyorum” diye konuştu.
Son olarak TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraber Özbekistan da bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Taşkent’te meydana getirilen toplantılarda, KKTC’yi gözlemci üye olarak temsil ettiğini söylemiş oldu. Turizmde, eğitimde iş birlikleri yapılabileceğini dile getiren Tatar, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Toplantısı’nda verilen mesajın, “KKTC’nin artık daha çok kabul görmüş olduğu ve ekonomik anlamda daha çok ülke ile temas ve yazışma içine girilmesiyle KKTC’nin önünün açılabileceği” bulunduğunu kaydetti.
TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın son aylardaki çalışmalarını da selamlayarak, teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin, turizmde, eğitimde ve tarımdaki emekleri ve su projesiyle gayri safi ulusal hasılasını artırdığını beyan etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, ilerleyen süreçte kabloyla enterkonnekte bir sisteme bağlanılması ve tüm ekonomik yapının daha kuvvetli ve verimli hale gelmesiyle KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bir çekicilik merkezi olma yönünde mühim mesafeler aldığını da söylemiş oldu. Tatar, yurt haricinde yaşayan Kıbrıs Türklerine de selamların iletti.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 40 yıl ilkin yapmış olduğu konuşmaya işaret eden Tatar, “Dağ başını duman almış, yürüyelim dostlar. Bu yapıt hepimizindir, bu cumhuriyet hepimizindir, milletimize mübarek olsun” dedi.
Kıbrıs Türk halkının Türk milletinin kopmaz ve ayrılmaz bir parçası bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin, ilelebet Kıbrıs Türk halkının sönmez bir meşalesi olarak, bağımsızlığın, özgürlüğün, hürriyetin bir ifadesi olarak nesilden nesile, kuşaktan kuşağa ilelebet Doğu Akdeniz’de payidar kalacağını altını çizdi.
Mavi Vatanda KKTC’nin ulusal bir sorun bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin egemenlik haklarıyla, deniz yetki alanlarıyla, karasularıyla, ekonomik münhasır bölge hakkı ve hukuku ile Mavi Vatan’da söz sahibi ve Türkiye Cumhuriyet ile iş birliği içinde fazlaca daha kuvvetli bulunduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Tatar, “Ana vatan, yavru vatan, Mavi Vatan beraber geleceğe daha kuvvetli bir halde yürüyeceğiz” dedi.
KKTC’nin 40 yaşlarında bulunduğunu ve 20 Temmuz 2024’te Kıbrıs Sulh Harekatı’nın 50’nci yıl dönümünün kutlanacağını belirten Tatar, “İlelebet KKTC yaşayacaktır. İki devletlilikten asla dönüş olmaması lazım” dedi. Federalist bir yapının Kıbrıs Türkü’nün sonunu getireceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin egemen bir devlet olarak herhangi bir anlaşmanın bir parçası olması icap ettiğini söylemiş oldu.