Fuat Oktay başkanlığındaki TBMM Dışişleri Komisyonu heyeti, KKTC’deki temasları çerçevesinde Beyarmudu’nu ziyaret etti.
Beyarmudu Sınır Kapısı’na giden Oktay, burada basına açıklamalarda bulunmuş oldu. Oktay, Beyarmudu’nda yaşayan vatandaşlara da seslenerek, söyleşi etti.
Oktay ve heyetine, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Beyarmudu Belediye Başkanı Bülent Bebek’in yanı sıra bazı belediye meclis üyeleri ve bölge muhtarları da birlikte rol aldı.
Oktay
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Oktay, Beyarmudu Sınır Kapısı önünde yapmış olduğu açıklamada, ciddi gündem olan Pile-Yiğitler Yolu projesine işaret ederek, vakası yerinde görmek ve Kıbrıs Türklerinden dinlemek istediklerini söylemiş oldu. Beyarmudu’na ulaşmadan önce Yiğitler köyüne de uğradıklarını dile getiren Oktay, orada yaşayanlarla söyleşi ettiklerini kaydetti.
Dünyaya seslenen Oktay, Pile’de yaşayan Kıbrıs Türklerinin Beyarmudu ve Yiğitiler’de akrabaları, yakınları olduğuna işaret etti. Pile’de Rumların da yaşadığını ifade eden Oktay, Rumların her türlü insani ihtiyacını karşıladığına dikkat çekti.
Oktay, KKTC vatandaşlarının ise geçişte üs bölgesinden izin almak zorunda bulunduğunu vurgulayarak şöyleki konuştu:
“KKTC vatandaşları herhangi bir araç-gereç götürecekse doğrusu bu pazardan almış olduğu 3 kilo domates de olabilir yada hastası için almış olduğu bir ilaç da olabilir, buradan gene Rumların yönlendirmesiyle denetim noktasından geçmek zorunda… Güya İngiliz Üssü fakat Rumların bayrağının olduğu bir İngiliz Üssü… Yansız olması ihtiyaç duyulan anlaşmalar bu şekilde fakat KKTC bayrağının asılmasına asla müsaade edilmeyen sadece Rumların bayrağının asılmasına müsaade edilen ve onların da yönlendirebildiği bir alan. Şimdi bu insani mi? Değil…”
Pile’de yaşayan, hasta olan ve bir ambulansa gereksinim duyan KKTC vatandaşının, ambulansla KKTC’ye getirilmesine müsaade edilmediğini, insani olmayan şartlarda Beyarmudu Sınır Kapısı’na getirildiğini ve kontrollerden geçtikten sonrasında sınır kapısının önünde ambulansa alındığını özetleyen Oktay, “Bu insan hakkı mıdır şimdi? İnsan haklarının ihlali değil midir bu?” diye sordu.
Gazimağusa’nın bazı bölgeleriyle Dilekkaya’da yarın elektrik kesintisi olacak
Hastalanan bir Rum vatandaşının kendi bölgesine gidip, her türlü insani ihtiyacını karşıladığını, kimlik kontrolü uygulamasından geçmediğini ve mesele yaşamadığını belirten Oktay, “KKTC vatandaşının gidiş-gelişine, akrabasını, annesini, babasını ziyaretine, hastasını buraya getirmesine, hasta olanın gelip tedavi almasına engel çıkarmak, bir ambulansa dahi almamak insani boyutla, insan haklarıyla uzaktan yakından ilişkilendirilemez” dedi.
Rum ve Yunan siyasetiyle, propagandasıyla yanlış yönlendirilen dünyanın gerçekleri görmesi icap ettiğini vurgulayan Oktay, “Pile-Yiğitler yolu insani bir projedir” dedi.
Yol projesinin ara bölgeyle ilgili kısmının yalnız 1300 metre bulunduğunu ifade eden Oktay, “KKTC’nin kendi bölgesindeki yolu iyileştirmesi esnasında bölgede barışı korumak için bulunan sözde BM Sulh Gücü’nün gelip, KKTC toprağında müdahil olmasının kabul edilebilir olmadığını” kaydetti. Oktay, BM’nin bunu bambaşka çerçevede dünya kamuoyuna sunmasının da gerçeklerden tamamen uzak ve kabul edilebilir olmadığını belirtti.
“Bizlere düşen bu insani projenin tamamlanmasıdır”
Oktay, “Bizlere düşen, bu insani projenin tamamlanmasıdır. BM Sulh Gücü de dahil onlara da düşen aynı şeydir aslına bakarsak… Bu proje bir sulh projesidir ve hep beraber tamamlamamız ve gurur duymamız ihtiyaç duyulan bir projedir” diye konuştu.
Olayın insani bulunduğunu ve bunun askeri yada siyasal çekilebilecek boyutunun olmadığını yerinde göstermek istediklerini dile getiren Oktay, “Arkadaki kapının da aslına bakarsak bir sulh kapısı olması lazım. 2023 dünyasında bu şekilde bir kapı aslına bakarsak utanç vesilesidir, insani değildir” dedi. Dünyada insan hakları için seslerini yükselten sivil cemiyet örgütlerini farkındalığa çağrı eden Oktay, “Buyursunlar burada bunu görüşelim” şeklinde konuştu.
Her probleminin bir fırsatı bununla beraber getirdiğini belirten Oktay, şunları kaydetti:
“Bu probleminin fırsat ve insani bir vaka bulunduğunu; bu bölgedeki sorunların kökünden diplomatik kanallarla da, doğrusu Sulh Gücü’nün KKTC ile de görüşerek, BM’nin KKTC ile de görüşerek, Cenup Kıbrıs Rum Kesiminin KKTC ile de görüşerek, bu problemi çözmesiyle ilgili bir fırsat bulunduğunu düşünüyoruz. Türkiye olarak biz bunun arkasındayız, sonuna kadar da destek vereceğiz.”