Tabipler Birliği Yönetim kurulu adına yazılı izahat icra eden Prof. Dr. Ceyhun Dalkan, kamu okullarındaki eğitim koşullarının bu hedeflerden oldukça uzak bulunduğunu, hususi eğitim kurumlarında da denetimsizlik sebebiyle ciddi problemler bulunduğunu savundu.
Dalkan, bugün çocuklar ve gençlere etkin, kafi ve dünyayla yarışabilecekleri kalitede eğitim olanaklarının sağlanamadığının açık bulunduğunu belirterek, eğitim-öğretimde gördükleri eksikler ve önerileri şöyleki sıraladı:
“Sıhhat Bakanlığı Temel Sıhhat Hizmetleri Dairesi online aşı takip sistemini çabuk kurmalı ve tamamlanmamış aşılaması olan evlatların tamamlanmamış aşıları tamamlanmalıdır.
Hususi okullarda bulunan okul hemşireliği, revir terimi kamu okullarında da oluşturulmalıdır. Tam gün eğitimin yapıldığı günlerde ufaklıklara sıhhatli yiyecek verilmelidir.
Aksi takdirde düşük sosyo-ekonomik seviyedeki ailelerin evlatlarının okula devamları düşecek yada aç kalacaklardır. Evlatları enfeksiyonlardan korumak, kuvvetli müdafa sistemi oluşturmak, sıhhatli fizyolojik ve nörolojik gelişimleri için kafi ve dengeli beslenmeleri gereklidir.
Bazı okullarda derslik mevcutları oldukça kalabalık olduğundan öğrenme zorlukları yanında solunum yolu ile bulaşan enfeksiyonların yaygın görülmesi ihtimaller içindedir. Külliye vb. elzem olmayan yatırımlar yerine bütçe, okul, hastane benzer biçimde lüzumlu yerlerde harcanmalıdır.
Evlatların psikososyal gelişimlerini ve ihtimaller içinde sorunlarını erken tanıyıp destek olacak, doğru bölgelere yönlendirecek ruhsal danışmanlık ve rehberlik hizmetleri güçlendirilmeli, etkin hale getirilmelidir.
Şenkul: Girne’nin trafiği bir günde bu hale gelmedi
Okul kantinlerinde bir tek sıhhatli gıdaların yer alması sağlanmalıdır. Kantinler hem fiyat hem de sıhhat açısından tertipli denetlenmelidir.
Okulların açılması ile kapalı, kalabalık okul ortamlarında çocuklar ve anne babalar solunum yolu ile bulaşan hastalıklar açısından risk altında olacaktır. Nezle, grip, Covid-19, sinüzit, tonsilit, orta kulak iltihapları, zatürre ve bronşiolit benzer biçimde hastalıkların sıklığının bu zamanda artması beklenmektedir. Kapalı ortamların iyi havalandırılması ve hasta olan talebe ve öğretmenlerin evlerinde izole kalıp enfeksiyonun yayılmasının önüne geçmesi gereklidir. Hasta ufaklıklara hapşırırken yada öksürürken ağızlarını kapatmaları gerektiği öğretilmelidir.
Solunum yolu enfeksiyonlarının büyük çoğunluğu virüs kaynaklı olduğundan hekimler önermedikçe antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır. Eczanelerden, hekime muayene olmadan reçetesiz antibiyotik alınmamalıdır.
Okullarda wc ve lavabo ihtiyacı eksikliği açıktır. ABD ve İngiltere eğitim merkezlerinin alt yapı standartlarını belirleyen kılavuzlar 20 çocuğa 1, Türkiye öğretim kurumları yönetmeliği, 30 çocuğa 1 wc önerisinde bulunmaktadır. Kamu okullarımız bu oranlardan oldukça uzaktır. Yetersiz wc ve lavabo olan okullarda kusma, ishal ve hepatit A benzer biçimde hastalıkların yayılması ihtimaller içindedir.
Eğitimde, Kıbrıs Türk’ünün benimsediği ve anayasamızda da belirtilen Mustafa Kemal Atatürk ilke ve devrimleri, laik, uygar, bilimsel eğitim yolundan sapacak adımlar atılmamalıdır. Eğitim programları, ders ve kitap içerikleri bu ilkeler, eğitim bilimi ilkeleri, evlatların uygar toplumsal ve bireysel gereksinimleri ışığında düzenlenmelidir.”
Prof. Dr. Dalkan, toplumların kalkınmalarının, uygar uygarlık seviyesine ulaşmasının yolunun nesillerin iyi eğitilmesine bağlı bulunduğunu, halkın tahsil ve eğitim gereksinimlerini sağlamanın da devletin başta gelen anayasal ödevlerinden bulunduğunu altını çizdi.
Dalkan, etkin, eşitlikçi, kafi, uygar ve sıhhatli bir eğitim sistemi ve ortamını sağlamanın hükümetlerin görevi bulunduğunu sözlerine ekledi.