[ad_1]
Cumhuriyet Meclis, Zalihe Çavuşoğlu Toplantı Salonu’nda gerçekleşen kabulde gazilere hitap eden Başbakan Üstel, konuşmasına, “Bugün bu ülkede hem Türkiye Cumhuriyeti hem de KKTC bayrağı dalgalanıyorsa siz değerli ziyaretçilerimizin mücadelesi ve dik duruşu sayesindedir” dedi.
Başbakan Üstel, 20 Temmuz 1974 Harekatı’na atıfta bulunarak, “ Anavatan Türkiye, bundan tam 49 yıl ilkin, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin “Güvence ve İttifak Anlaşmalarından” doğan hukuki hakkını kullanarak bir tek Türklere değil Rumlara da sulh getirmiş, insanlarımızın can ve mal güvenliğini sağlayarak, adaya tekrardan sulh ve refah ortamını tesis edilmesine olanak elde etmiştir.Ve siz gazilerimiz yardımıyla, hepimiz bugün özgürce bu havayı solunum edebiliyoruz” dedi. Üstel, yanıbaşımızda yaşanmış olan İsrail- Filistin savaşını da örnek gösterdi ve “Kıbrıslı Türkler de geçmişte aynı eziyet ve ızdırapları çekmiştir. Müslüman kardeşlerimiz, hanımlarımız, çocuklarımız insanlık suçu işlenerek öldürülüyor. Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’dan başkası barışın tesis edilmesi için ciddi bir girişim yapmıyor. Hani Avrupa Birliği, hani Birleşmiş Milletler, hani insan hakları?” diye konuştu .
Başbakan Üstel, Kıbrıs mevzusunda 50 senedir devam eden çözüm çabalarına ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yapmış olduğu KKTC’nin tanınması çağrısına değinerek şunları kaydetti:“50 senedir devam eden çözümsüzlüğün sebebi Rum tarafının ortaya koyduğu uzlaşmaz tavırdır. Bizlere ‘gelin kölemiz olun’ antak kalma yapalım deniyor. Fakat oldukca yanılıyorlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti ile Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halklarının sarsılmaz bağlarla geliştirdiği ilişkileri, karşılıklı sevgi saygı ve kardeşlik hukukumuza dayalı olarak geliştirmeye devam ediyoruz.
Aradan geçen 50 yılda, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük yardımıyla halkımız uygulanan tüm haksız baskı ve ambargolara karşın bu yıl 40. yaşını kutlayacağımız devletimizi, hak etmiş olduğu benzer biçimde dünyanın bir parçası yapmak için canla başla çalışıyoruz.”
[ad_2]