CANLI AKTARIM- Pelin Yükselay

Erhürman’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

-Törensel bir açılış hitabı yapmak arzu ederdim sadece ülke şartları {hiç de} buna uygun değil. 

-Ülke sıkıntılı ve karanlık bir dönemden geçiyor. Halk kendini rahat hissetmiyor, itimat içinde hissetmiyor. Geleceğe güvenle bakamıyor.

-Alım gücü her gün düşüyor. İnsanlarımız evine ekmek götüremiyor.

-Ülkede en hareketli sektör inşaat. Sadece alıcılar da aracılar da Kıbrıslı Türkler değil. Her şekilde devletimizde yok olma süreci başladı. 

-Geçtiğimiz günlerde ‘ülkeye katkı yapmış olduğu’ sebebi öne sürülerek bir kişiye vatandaşlık verildi. Resmi Gazete’de ‘mecburi olarak yurttaş yapılmış oldu’ dediniz. Niçin bu sebeple şahıs ülkede şirket kurdu. Tüm iş dünyası gözünü açsın bu ülkede şirket kurduysanız ya da hissedarıysanız yurttaş olmanız ‘zorunludur’. Oldukça süratli bir yabancılaşma süreci içine girdik. Bizim ülkemizin ana para sahipleri bunlarla savaşım edemez. Yoksullaşma bizim devletimizde şu an tek başına değil. Yoksullaşmanın yanına yoklaşma eklediniz ve bunu geriye döndürmek oldukca zor. 

-Senelerce kalkınma planı dedik. Son günlerde bir baktık kalkınma planı çıktı ortaya. Hepiniz bildiğiniz gibi uzun vadeli kalkınma planı hükümet programı değildir. Bu Meclis‘ten geçer. Bu Meclis’in de değil, halkındır. Peki ne yapılıyor bu kalkınma planı için? Kimsenin bundan haberi yok. Siz bunun samimi olmasını bekliyorsunuz. Bizle tek bir istişare dahi yapmadınız. 

-Derdiniz iş yapmak değil, derdiniz şov yapmak. Bu memleketin geleceği için tutunduğumuz son noktaları ümit olmaktan çıkarıp maskaralığa çevirmek hakkınız değil. Plandan başka çaremiz yok fakat işe yaramaz bir kalkınma planı atmayın önümüze. ana karşıcılık partisi buna izin vermez. Bu ülkenin geleceğidir.

-Üretici bu ülkede üretimden kopuyor. ‘Üreterek yok oluyoruz’ diyorlar. Girdi maliyetleri ile baş edemiyorlar. İster ziraatçi, ister sanayici olun. Kimse bununla baş edemiyor. Bir girdi maliyetinden bahsedeyim size. Elektrik. Şu anda KIB-TEK’in elindeki santrallerin ciddi bir kısmı verimsiz çalışıyor. Bakım onarım yapılmadı diyorsunuz. 4-5 senedir hükümettesiniz. Ben mi yapmadım bakımı? Siz yapmadınız. Sizsiniz bu kurumun başlangıcında.  

-Bunun yanında bir de istihdam skandalı var. Sizin personeliniz ‘yaptık gene yapacağız’ diyor. Bunlar iyi mi kabul edilebilir? Temiz elleri devreye sokun. 

-Ülkede bir de ilaç yolsuzluğu var. Sonuna kadar gidilsin. Her kim sorumluysa ortaya çıksın. 

-Başbakan konuşmasında ‘istikrar’ dedi. İstikrar kelimesi kelime olalı bu şekilde bir zulüm görmedi. Başa geldiğiniz günden beridir değişmediğiniz birim, isim kalmadı. Kurumsal hafızanın zerresi kalmadı ülkede. Hala istikrar diyorsunuz. Bardon. Kelimeye ettiğiniz zulümden vazgeçin. 

-Düzeltim diyorsunuz. Esas düzeltim, teknik dairelerde üçlü kararnamelerle atamaları durdurmaktır, sınavsız münhalsiz istihdamları kaldırmaktır.

-Federasyon olgusunu da aldınız. Ne kaldı bu halkın elinde? Bir yargıyı bıraktınız. Hepimiz işini enerjisini bıraktı yargıyı korumaya çalışıyor. İfade özgürlüğünü kormaya çalışıyor. Bir de çocuklarına tutundu bu halk. 

-Siz de bunların farkındasınız. Farkındasınız diye yaptıklarınız ortaya çıkıyor. Sözleşme ile bazı davalarda yargıyı dönem haricinde bırakmaya çalışıyorsunuz. İkide birde Hakkaniyet Bakanlığı fikrini ortaya atıyorsunuz. 

-Siz bu kürsünden ‘gelin Anayasayı birlikte ihlal edelim’ dediniz. Bunu bile yaptınız. 

-Her kesimi itibarsızlaştırmak için uğraş veriyorsunuz. Kurumları batırmaya çalışıyorsunuz. DAÜ’de uyardık sizi. TL’den borçlansınlar dedik. Şimdi DAÜ’de yaşananlar ve boyutları ortada. 

-Çocuklarına tutunmaya çalışıyor ya bu ülke, bir eğitim sistemi, evlere şenlik. 4 Senedir bu görevdesiniz, zelzele Şubat’ta oldu. O günden beridir emek harcamalar, nihayet ihaleye çıkılıp emek harcamalar başlamış olacak fakat çocuklar okula başladı. Evlatların kimisi hususi okulda ve fırsat eşitsizliği gırla. 

-Ufaklıklara ders kitabı yazdınız ve ders kitabında ufaklıklara iki fotoğraf koyuyorsunuz. Bir resimin altında Cenup Kıbıs geleneksel giysisi yazıyor o birinin altında Şimal Kıbrıs Geleneksel giysisi yazıyor. Bu ülkede bu şekilde bir fark mı var? Biz 1974’ten ilkin benim akrabalarım Baf’ta yaşardı. Bu şekilde bir ayırım iyi mi olur? Hangi kafadır, hangi bilgidir bu? Bilgisizlik dediğimde kızıyorsunuz fakat bu cehaletin daniskasıdır. Bunu söyleme sebebim bilgimdir, ideolijilerim değil. 

Töre Erdoğan'ı kutladı: Güçlü Türkiye demek, güçlü KKTC demektir

Töre Erdoğan’ı kutladı: Kuvvetli Türkiye demek, kuvvetli KKTC anlama gelir

-Bu kitapların okutulmaması gerekir. Sizin çocuklarımıza verdiğiniz kıymet budur. 

-Evlatlarımızın, gençlerimizin gelecek planları içinde bu ülkede kalmamak var. Siz bilincinde mısınız? Öykü değil bunlar, sokağın sesi. 

-Bu ülkede utanılacak ne var ise yapmış olup da insanları bunun önüne marifetmiş şeklinde sunmayın.