DOLAR
34,5742
EURO
36,2998
ALTIN
2.993,27
BIST
9.359,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
18°C
İstanbul
18°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

Bu yanlış uygulamadan vazgeçin… “Evlatların yüzde 83’ü kayıt hakkı kazanamayacak”

28.09.2023 10:40
7
A+
A-
Bu yanlış uygulamadan vazgeçin… “Evlatların yüzde 83’ü kayıt hakkı kazanamayacak”

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Eğitim Sekreteri Burak Maviş, kolejlere giriş sınavlarını eleştirerek, evlatların ilgi, kabiliyet, beceri ve potansiyellerine bakılırsa değerlendirilip, yönlendirilmesi icap ettiğini belirtti.

Maviş yapmış olduğu yazılı açıklamada, 2020-2021 eğitim öğretim yılı için Ulusal Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na “bu yanlış uygulamadan vazgeçmesi çağrısında” bulunmuş oldu.

Kolej giriş imtihanlarının kaldırılması talebinin bu okulların kapatılması anlamına gelmediğini belirten Maviş, yabancı dil öğretimine ağırlık veren kolej müfredatının devam etmesi ve kamusal eğitim içinde yaygınlaştırılarak daha çok çocuğun bu fırsata erişmesi için lüzumlu düzenlemelerin yapılması icap ettiğini kaydetti.

Kolej giriş sisteminin aileleri ekonomik olarak yıprattığını belirten Maviş, talebe nüfusunun 1/7’sinin faydalanabileceği bir sisteme milyonların akıtıldığını kaydetti.

Maviş, ilköğretim beşinci sınıflarda çağ nüfusunun 3 bin 700 (3 bin 191/kamu okulları) civarında bulunduğunu kolej imtihanlarının ilk oturumuna 1978 (1729 kolej/249 tanrı bilim) öğrencinin kayıt yaptırdığını kaydetti.

“Çağ nüfusunun yüzde 53’ü sınava kayıt yaptırırken, sınava kayıt yaptıranların yüzde 31’i, çağ nüfusunun ise yüzde 17’si kolejlere kayıt hakkını kazanabilecek.”

“Yüzde 17’si kayıt hakkı kazanacak”

Yarışmacı imtihan sonucunda, Haziran ayında 620 öğrencinin kolejlere kayıt hakkı kazanacağına işaret eden Maviş, çağ nüfusunun yüzde 53’ünün sınava kayıt yaptırırken, sınava kayıt yaptıranların yüzde 31’inin, çağ nüfusunun ise yüzde 17’sinin kolejlere kayıt hakkını kazanabileceğini, tanrı bilim kolejini dışarı çıkararak oranlara bakıldığında ise yüzde 13,5 oranına ulaşıldığını beyan etti.

 

“Telafisi mümkün olmayan travmalar…”

Kolejlere giriş ile ilgili çoktan seçmeli sınavın ilk oturumu gerçekleştiğini anımsatan Maviş, “Evlatları yarıştıran bu sistemin kazananı olmayacağı benzer biçimde, bu sistem evlatları, öğrencileri ve okulları başarı göstermiş/başarısız diye ayrıştırmaya devam edecektir” dedi.

Evlatların ilgi, kabiliyet, beceri ve potansiyellerine bakılırsa değerlendirilip, yönlendirilmesi icap ettiğini kaydeden Maviş, 2020-2021 eğitim öğretim yılı için bakanlığa “bu yanlış uygulamadan vazgeçmesi için” çağrıda bulunmuş oldu.

Maviş, çocuk psikolojisi ve pedagojisine bakılırsa kullanılan çoktan seçmeli testlerin, öğrencilerin belli bir mevzu üstünde düşünme, düşündüklerini yazılı ve sözlü olarak ifade etme, yaratıcılıklarını ortaya koyma, eleştirel düşünme, yorumlama, çözümleme ve mevzu üstünde değerlendirmelerde olmasına negatif tesir ettiğini kaydetti.

Maviş, “Kolej giriş sınavları eğitimde yozlaşmaya niçin olmakta, öğretmenliği teknisyenliğe çevirmekte, aileleri yanlış tutumlar içine sürüklemekte ve küçüklere telafisi mümkün olmayacak ölçülerde travmalar yaşatmaktadır.” iddiasında bulunmuş oldu.

“İlkokul beşinci sınıflarda çağ nüfusu 3700 (3191/kamu okulları) civarında. Kolej imtihanlarının ilk oturumuna 1978 (1729 kolej/249 tanrı bilim) talebe kayıt oldu. Yarışmacı imtihan sonucunda, Haziran ayında 620 talebe kolejlere kayıt hakkı kazanacak.”

“Evlatların yüzde 83’ü kayıt hakkı kazanamayacak”

Maviş, şöyleki devam etti:

“İlkokul beşinci sınıflarda çağ nüfusu 3700 (3191/kamu okulları) civarındadır. Kolej imtihanlarının ilk oturumuna 1978 (1729 kolej/249 tanrı bilim) talebe kayıt oldu. Yarışmacı imtihan sonucunda, Haziran ayında 620 talebe kolejlere kayıt hakkı kazanacak. Çağ nüfusunun yüzde 53’ü sınava kayıt yaptırırken, sınava kayıt yaptıranların yüzde 31’i, çağ nüfusunun ise yüzde 17’si kolejlere kayıt hakkını kazanabilecek. İlahiyat Koleji’ni dışarı çıkarıp oranlara tekrardan bakarsak, bu oran yüzde 13,5 olacaktır. 31 öğrencinin başvurduğu Lefke Gazi Lisesi’ne başvuranların 25’i, 249 öğrencinin başvurduğu İlahiyat Koleji’ne ise 120 öğrencinin alınacak olması ölçme değerlendirme sisteminin yanlışlığını ortaya koymaktadır.

Buna bakılırsa yüzde 83 oranında talebe, kolejlere kayıt hakkı olmamasına karşın, bu yarışın stresini sınıfları içinde hissetmektedir. Şu an ki sistem çoğunluğun ilgi, beceri ve kabiliyetlerini görmezden gelmiş olarak, yüzde 16’nın kayıt hakkı kazanabileceği çoktan seçmeli sınavlara endekslenmiştir.”

“Kolejlerin temel amacı yabancı dil öğretimi olmalıdır”

Maviş, kolejlerin müessese felsefesinin yabancı dil öğretimi ve üçüncü dünya ülkelerine talebe göndermek olmasına karşın “dayatma bir felsefe ile oluşturulan İlahiyat Koleji ve sistem içinde oluşturulan ÖSYS sınıflarının” bu felsefenin dışına çıkarak kolej eğitim programlarının hedefini anlamsızlaştırdığını ileri sürdü.

V. Eğitim Şurası’nda alınan kararlara değinen Maviş, bu doğrultuda İlahiyat Koleji’nin programının laik ve bilimsel bir anlayışa dönüştürülmesi ve ÖSYS sınıfları uygulamasından vazgeçilmesi icap ettiğini savundu.

Maviş, yabancı dil öğretiminin, tüm okullar için takip edilen bir eğitim programına dönüştürülmesi icap ettiğini belirtti.

 

“Çocuklar ruhsal, aileler ekonomik olarak yıpranıyor…

 21-24 bin TL’lik rant piyasası oluştu”

Kolej giriş sisteminin aileleri ekonomik olarak yıprattığını belirten Maviş, talebe nüfusunun 1/7’sinin faydalanabileceği bir sisteme milyonların akıtıldığını kaydetti.

Maviş, şöyleki devam etti:

“Dershanelere ve hususi derslere giden talebe oranın (3/4/5.derslik) 3 bin 500 ile 4 bin içinde olduğu belirtilmektedir. Senelik dershane ücretlerinin 6 bin TL bulunduğunu gerçeğinden hareket edersek toplamda 21 milyon ile 24 milyon arası bir rant piyasası oluşmuştur. Taşımacılık ve yiyecek hizmeti ile bu sayı 32 milyona ulaşmaktadır. Bununla beraber A-Level, IGCSE,  GCE’lere hazırlananlar, ek hususi ders alanlar, Grade’lere hazırlananlar ve üniversiteye hazırlananları da hesaba katarsak, hususi derslere harcanan miktarların korkulu boyutlara ulaştığını ve kayıt dışı ekonominin bir parçası bulunduğunu görürüz.”

Maviş, kolej giriş sistemine alternatif olabilecek olan V. Eğitim Şurası’nda alınan kararları şöyleki sıraladı:

“Öğrencilerin yönlendirilmesi; toplumsal gereksinimleri da gözetecek şekilde değişen ve gelişen yaşam şartlarında ferdin çevresi ve olanakları hakkında data edinmesi, kendisini tanıması ve geleceğini planlaması için doğru kararlar vermesine destek olacak ilgi, talep ve becerileri esasına bakılırsa yapılmalıdır. Bu esas kapsamında öğrencilerin yönlendirilmesi şu temel ilkelere bakılırsa düzenlenmelidir:

a. Yönlendirme, tüm öğrencileri kapsayacak şekilde olmalıdır.

b. Yönlendirme, öğrencinin okula ve topluma uyumunu sağlamakla başlayıp, onun eğitimini bilgili bir çizgide sürdürmesini hedefleyen, geleceğini belirleyecek meslek seçimine kadar varan geniş bir yelpazeyi içermelidir.

c. Yönlendirme, rehberlik hizmetinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilip okul öncesinden başlayarak tüm eğitim kademeleri süresince devam eden bir süreçtir. Bu kapsamda okul öncesi ve ilkokullar da dahil olmak suretiyle tüm öğretim kademelerinde Ruhsal Danışman ve Rehberlerin vazife alması sağlanarak rehberlik hizmetleri güçlendirilmelidir.

d. Yönlendirme, ülke sınırları ile sınırlandırılmadan, ülkemizin yaşaması olası her türlü değişiklik ve gelişim dikkatle izlenerek ulusal ve internasyonal düzeyde ortaya çıkabilecek gelişimleri dikkate almalıdır.

e. Öğrenciyi merkeze alan ve onunla ilgili her kesimin ortak anlayışını içeren demokratik ve insancıl bir yapıda olmalıdır.

f. Yönlendirme; bilimsel niteliği olan, zihinsel, toplumsal ve ruhsal yönlerinden hiçbirini dikkatsizlik etmeden, öğrenciyi tüm yönleriyle tanımayı ve geliştirmeyi amaçlamalıdır.

5. Yukarıda belirtilen “yönlendirme” ilke ve esaslarından hareketle öğrencilerin kademeler içinde geçişlerinde; yarışmacı bir anlayışla yürütülen müfredat odaklı sıralama sınavları yerine, beceriye dayalı düzey belirleme amaçlı oldukca boyutlu ölçme-değerlendirme teknikleri ile toplanan bilgilerin kullanılması sağlanmalıdır.

Özetle Güzel Sanatlar ve Kolej programlarına 6.sınıftan itibaren başlanmasına devam edilmelidir; kolejlerde bir tek GCE, IGCSE ve A-Level programları uygulanmalıdır; ilköğretim sonrasında kolejlere giriş yanında ortaokullardaki değişik program koridorlarıyla yaratılacak yatay ve dikey geçişlerle kolejlere girmede fırsat eşitliğinin yaratılmalıdır; kolejlerin mevcut yapısının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir olmayan bugünkü kolejlere giriş sisteminin modern anlayışlara uygun bir halde kademeli olarak değiştirilerek süreç temelli bir değerlendirme sistemi ile öğrencilerin ilgi, talep ve kabiliyetlerine bakılırsa yönlendirilmesinin sağlanmalıdır; İlahiyat Koleji’nin programı değiştirilmelidir.”

“Çocuk odaklı düşünelim”

KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş, kolej giriş imtihanlarının kaldırılması talebinin bu okulların kapatılması anlamına gelmediğini belirterek, yabancı dil öğretimine ağırlık veren kolej müfredatının devam etmesi ve kamusal eğitim içinde yaygınlaştırılarak daha çok çocuğun bu fırsata erişmesi için lüzumlu düzenlemelerin yapılması icap ettiğini kaydetti.

Öğrencilerin kolejlere ve kolej müfredatına geçişi için modern ve bilimsel düzenlemelerin derhal hayata geçirilmesi, kolej müfredatının çağ nüfusunun daha yüksek oranda ulaşabileceği bir halde yaygınlaştırılması gerektiğine işaret eden Maviş, mevcut kolej giriş sistemine alternatif yöntemlerin tüm paydaşların katılımıyla tartışılmasını talep etti.

“Evlatların yarışacağı değil, eşit şekilde ulaşabileceği bir kolej giriş sistemi istiyoruz” diyen Maviş, sendikanın önerileri ve eğitim şurasında alınan kararlar ile öğrencilerin bu stresten kurtulacağını, yaparak yaşayarak öğrenme ilkesini ön planda tutarak eğitim hayatlarını yönlendirebileceklerini belirtti.

 

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.