13 çocukta uyuz hastalığı iddiası

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil, Kıbrıs Türk eğitim sisteminin Türkiye eğitim sistemi ile paralellik göstermesi anlayışından vazgeçilmesinin koşul bulunduğunu belirtti.

Elcil yapmış olduğu yazılı açıklamada, gelinen noktada koşullar itibarıyla “Türkiye’deki benzer biçimde, yoğun talebe nüfusuna, kalabalık sınıflara, okullarda şiddete, bulaşıcı hastalıklara ve hizmetlerin yetersizliğine haiz olmaya başlandığını” iddia etti.

Şener Elcil, parasız, bilimsel ve laik eğitim ilkeleri ışığında emek verme yapılmasını talep ederek, Eğitim Bakanlığı yetkililerini icraat ortaya koymaya çağrı etti.

Elcil, ülkede plansızlığın ve çarpık yapılaşmanın yarattığı nüfus akışının yükünün okullarda bir eylem hissedilmekte bulunduğunu belirterek, bilhassa kent merkezlerindeki okulların oldukça kültürlü, oldukça dilli bir talebe yapısına haiz olmaya başladığını ve bazı okullarda talebe nüfusunun kapasitenin üzerine çıktığını kaydetti.

Elcil, talebe nüfusu yoğunlaştıkça sıhhat, güvenlik, rehberlik hizmetleri, altyapı, oryantasyon, hususi eğitim ve fırsat eşitliği noktasında okullarda noksanlıklar görülmeye başlandığını açıkladı.

“ÇOCUK KORUMA POLİTİKASI İHTİYAÇ”

Bir çocuğun bomba patlaması sonucu yaşamını kaybetmesiyle ilgili vakası üstüne alan olmadığını belirten Elcil, şu şekilde devam etti:

“Evlatların okula güvenli bir halde gideceği, okul haricinde ve içinde kendini güvende hissedeceği, ailenin ve devletin sorumluluktan kaçamayacağı çocuk koruma politikası, tüm dünyada olduğu benzer biçimde bizde de temel ihtiyaçtır. Yasa yapıcılar koruma politikasını hayata geçirmedikçe, çocuklarımız ihmale, suistimale ve istismara maruz kalma tehlikesi ile karşılaşmaya devam edeceklerdir”

“SINIFLAR KALABALIK”

Eğitim Bakanlığı’nın verilerine gore, ilköğretimde (okul öncesi, ilköğretim, hususi eğitim dahil) derslik başına düşen talebe sayısı averajının 20,3 bulunduğunu, bazı okullarda bu sayının 34 ‘ü bulduğunu belirten Elcil, “Bu dengesiz dağılımın başını plansızlık, denetimsizlik ve göçün çektiğini” iddia etti.

Elcil, plansızlığın kalabalık sınıflar ve talebe nüfusunun yoğun olduğu okullar yarattığını, öğrencinin derslik içindeki ve oyun alanındaki metrekaresini daralttığını, öğretmenin bir ders saati içinde öğrenciyle bire bir ilgilenebilme oranını düşürdüğünü kaydederek şu şekilde devam etti.

“Internasyonal okul standartları derslik içinde talebe başına düşen alanın 2,5 metrekare, açık alanda 17 metrekare olmasını öngörüyor. Nitelikli bir ders için öğretmenin ilköğretim minik sınıflarda 2 dakika, büyük sınıflarda 1,5 dakika öğrenciye süre ayırması gerekmektedir. Son Ulusal Eğitim Şurası’nda ilkokulların 26, beş yaşın 20 ve dört yaşın 16 olması yönünde bir uzlaşı vardır. Talebimiz, derslik sayılarının şura kararları doğrultusunda tekrardan düzenlenmesidir”

“13 ÇOCUKTA UYUZ GÖRÜLDÜ”

İlköğretim ve orta öğretimde ana dili Türkçe olmayan 2 bin 750 yabancı talebe bulunduğunu kaydeden Elcil, bu öğrencilere yönelik Türkçe öğretmekle ilgili emek verme yapılması ve oryantasyon sınıflarının oluşturulması icap ettiğini kaydetti. Elcil, bununla beraber hususi eğitim ve rehberlik hizmetlerinin yoksunluğu sebebiyle birçok hususi gereksinimli öğrencinin fırsat eşitsizliğine uğradığını altını çizdi.

Mağusa bölgesindeki bir okulda 13 çocukta uyuz hastalığı görüldüğünü kaydeden Elcil, salgın hastalıklar sınıfında olan uyuzla ilgili, Temel Sıhhat Dairesi’nin bölgedeki öteki okulların da denetim edilmesi için acil tedbir alması ve salgının kökeninin tespit edilerek yayılmadan ortadan kaldırılmasının zaruri bulunduğunu belirtti.

Elcil, “Bu çağda bu tür salgın hastalıkların vatanımızda görülmesi nüfus politikalarının yanlışlığı ile açıklanabilir” görüşünü açıkladı.