Pandemiyle beraber çocuklar için yeni bir uygulama olan online (uzaktan) eğitim sürecine, şimdi de bilgisayar başlangıcında, online imtihan süreci eklendi. Bakanlık yılsonu sınavları için bünyesindeki okullara zorunluluk koşulu koymazken, merkezi sınavlar talebe ve ailelerin kaygısını arttırıyor…
Eğitim Bilimciler, uzaktan eğitim yılının peşinden ölçme değerlendirmelerin sınavla yapılmasının doğru bir uygulama olmadığına dikkat çekerken, Gelişim Psikologu Seren Uğur, bu durumun aileler ile öğrenciler üstündeki kaygıyı arttırabileceğine değindi.
Fehime ALASYA
Uzaktan eğitimde bir yılı geride bırakmaya hazırlanan okullar, imtihan sürecine girmeye başladı. Kimi okul, ödevlerle ölçme ve değerlendirme yaparken, kimileri ise rutin periyotlarda uzaktan imtihan uygulamalarına başladı.
Eğitim Bilimciler, bilgisayar başlangıcında online (uzaktan) meydana getirilen eğitimin peşinden karşı karşıya yapılacak olan merkezi sınavların doğru bir ölçme değerlendirme olmadığı görüşünü paylaştı. Gelişim Psikologu Seren Uğur ise bu durumun aileler ile öğrenciler üstündeki etkilerini YENİDÜZEN’e değerlendirdi.
Çocuklardaki yüksek imtihan kaygısıyla baş etmenin yöntemlerine değinen Uğur, ailelere de bu süreci minimum hasarla atlatmak için önerilerde bulunmuş oldu.
Eğitim Bilimci – Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten:
“Evlatların sırtındaki yük katmerlendi. Okul ortamından uzak kalan bir çocuktan sınıfta 150 dakika kontrol çözmesini bekleyeceğiz, en oldukça doğru yapanı da başarıya ulaşmış sayacağız. Bu oldukça yanlış. Sınavlarla bu evlatların nesini ölçeceğiz?”
Gerek merkezi sınavlar, gerekse de yılsonu imtihanlarının yapılmasının doğru bir ölçme değerlendirme yöntemi olmayacağı görüşünü belirten Eğitim Bilimci – Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten, pandemi sürecindeki eğitim kayıpları için de bir planlama yapılmadığını kaydetti.
Merkezi giriş imtihanlarının kapsamının daraltılmasını ve öncesinden duyurulmasını “Gerçek anlamda sistemin problemi olan bu sınavların varlığ,ı bir nebze de olsa bu yolla hafifletildi” diyerek değerlendiren Sarpten, her şeye karşın asla karşı karşıya eğitim yapmayan bir evladı kağıt üstünde ölçmenin yanlış bulunduğunu kaydetti.
Sarpten, “Evlatların sırtındaki yük katmerlendi. Okul ortamından uzak kalan bir çocuktan sınıfta 150 dakika kontrol çözmesini bekleyeceğiz, en oldukça doğru yapanı da başarıya ulaşmış sayacağız. Bu oldukça yanlış.” dedi.
Okullarda yıl sonu yapılacak olan online sınavların da yanlış bir değerlendirme bulunduğunu korumak için çaba sarfeden Sarpten, şu şekilde devam etti:
“Öğrenciler artık uzaktan eğitim, uzaktan imtihan, ya da uzaktan herhangi bir şeye değil katılmak, görmek yada duymak bile istemiyorlar.
Uzaktan olan bu yapı öğrencileri, aile ve öğretmenleri perişan etti, ciddi kayıplar yaşattırdı. Anlamı kazanım elde edemedik, bu evlatların nesini ölçeceğiz? Bu sınavdan beklentilerimiz neler? Bu sınavlar aslına bakarsak performansa yönelik olmalı, proje odaklı, sosyalleşmesine yönelik uygulamalar olmalıdır.”
Eğitim kayıplarının görmezden gelindiğine de değinen Sarpten, bu kayıpların iyi mi giderileceğinin asla düşünülmediğini belirterek, birçok ülkede ulusal destek programları, eksikleri yok etme planları, aileleri güçlendirme projeleri benzer biçimde uygulamaların hazırlandığını dile getirdi.
Sarpten, “Bilhassa ilköğretim kademesinde “okuyamama ve yazamama”, “temel matematik işlemlerini yapamama”, “verilen ödevleri gerektiği benzer biçimde tamamlayamama”, “öğrencinin özdisiplinini kaybetmesi” benzer biçimde dirimsel etkilerin bir nebze de olsa giderilmesine yönelik emek verme yapılmalı” dedi.
Önümüzdeki öğretim senesinde da benzer şeyler yaşanabileceğine dikkat çeken Sarpten, bakanlığın tüm paydaşların desteğini almış bir “destek programı” hazırlayarak, bunu ivedilikle planlanması ve hayata geçirilmesi gerektiğine değindi.
Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman:
“Genel olarak bu yıl yapılacak olan tüm sınavlar, pandemi şartlarında daha değişik ele alınmalıydı”
Genel olarak bu yıl yapılacak olan tüm sınavların pandemi şartlarında daha değişik ele alınması gerektiği görüşünü belirten Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman, bilhassa olanaksızlar içinde bu eğitim yılını tamamlayan evlatların oldukça büyük kayıplar yaşadığına işaret etti.
Merkezi sınavların çocuklarda büyük travma yaşattığının esasen senelerdir bilindiğine dikkat çeken Batman, “Gene de Kolej Giriş Imtihanı’nda sınavında evlatların daha azca konulardan görevli tutulması iyi oldu” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.
Bir yılı aşkındır devamlı bilgisayar başlangıcında olan yada asla imtihan deneyimi olmayan çocuklarda kaygının oldukça yüksek olacağını ifade eden Batman, fırsat eşitliğinin de ortadan kaldırıldığına değindi.
Batman, şu şekilde devam etti:
“Keşke bu yıldan başlanarak değişik bir ölçme devreye konulsaydı. İlgili tüm paydaşların olacağı bir portfolyo değerlendirmesi ile bu mesele ortadan kaldırılabilirdi. Bu yapılacak olan sınavlar, her şekilde kaygıları da oldukça ciddi oranda arttıracaktır. Üstelik olanağı bulunmayan, imkanı olmayan küçüklere haksızlık yaptık.”
Gelişim Psikologu Seren Uğur:
“Oluşabilecek mutsuzluklarını ve kaygılarını gidermeliyiz. Ufaklıklara baskı yapmayın. Kaygıyla kısa vadede başa çıkabilmek için en etkili çözüm onlara her koşulda sevdiğinizi sık sık söylemektir.”
Uzaktan eğitimin peşinden öğrencilerin gerek bilgisayar başlangıcında, gerekse de karşı karşıya sınava girmesinin aileler ile öğrenciler üstündeki etkilerini değerlendiren Gelişim Psikologu Seren Uğur, küçüklere baskı yapılmaması icap ettiğini söyledi.
Online eğitim sürecinde tüm evlatların yitik yaşadığına değinen Uğur, evlatların imtihan neticelerine gore oluşabilecek mutsuzluklarının yada imtihan kaygılarının azaltılması gerektiğine de dikkat çekti.
Uğur, özetle şunları beyan etti:
“Uzaktan eğitim hem aileler hem de çocuklar için oldukça zor. Evlatların eğitim senesinde bundan dolayı esasen odaklanma problemleri oldu. Fazlaca verim alınamayan bir yıl oldu ve bundan dolayı çocuklar düşük puanlar alabilir. Aileler evde çocuklarına emek verme otoritesini kursunlar. Evde süreli kontrol çözerek çalışsınlar, eksiklerine yoğunlaşsınlar, tüm günü değil de, bir saat dinlenerek bir saat emek vererek planlanmalı. Çocuklar denetimli olarak web ortamında olmalı. Ders haricinde telefon kullanımı yerine aileyle toplumsal aktiviteler, tabiat yürüyüşleri yapılmalı. Aile evde olmadığı zamanda bile nene-dede ile olan çocuklar için öncesinden bir program hazırlamalı. Neler yapılabilir, çocuk kendi başına iyi mi etkinliklerle meşgul olabilir öncesinden planlanmalı.
Imtihan kaygısı görülen küçüklere ise kısa vadede yardım edilmeli. Eğer çocuklarda nefes darlığı, kalp atışında hızlanma, imtihan esnasında terleme, her şeyi unutma, negatif düşünceleri gözlemliyorsak, oldukça yoğun imtihan kaygısı yaşadığını anlayabiliriz. Bununla baş edebilmek için uzun süre destek gerekecektir fakat kısa vadede en etkili çözüm onlara her koşulda sevdiğinizi sık sık söylemektir.
Öteki taraftan kolej haricinde olan seçenekleri de belirtip kaygısını azaltmalıyız. Yoğun kaygısı yoksa da, kaygısını kolejin artılarını göstererek birazcık kaygı yaratmak da işe yarayacaktır. Aile evladı niyetlendirmeli, sanat yada spor etkinliklerinden alınmamalı.
Baskıcı ve otoriter olmadan, planlı programlı ve denetimli çocukla ilerlemek gerek.
Tüm evlatların eğitim kaybı var, oldukça azca bir süreç kaldı, aileler baskı yapmadan her gün çocuğuyla eksiklerine odaklı sorular çözmeli, onu bunlarla motive etmeli.”