Tabiplerden mühim uyarı: AIDS’de patlama olabilir

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, üçüncü dünya ülkelerinden gelen her öğrenciden tüberküloz açısından akciğer filmi istenmesi, hepatit B, hepatit C ve HIV testlerinin de yapılması icap ettiğini belirterek “Aksi taktirde yakın gelecekte bu hastalıklarda patlamalar yaşanabileceği” uyarısında bulunmuş oldu.

Sıhhat ve Eğitim bakanlıkları ile üniversiteleri ve YÖDAK’ı göreve çağıran Tabipler Birliği, hem öğrencilerin tümünün sigortalanıp gereksinim anında en iyi ve her türlü sıhhat hizmetini almalarının sağlanması, hem de ülkenin cemiyet sağlığını tehdit edici bir hastalık taşıyıp taşımadıkları yönünden bir taramadan geçmeleri icap ettiğini kaydetti.

Ülkede HIV virüsü taşıyan 506 şahıs olabileceğinin tahmin edildiğini bildiren Tabipler Birliği, sağlığın her insanın hakkı bulunduğunu, bunun için de hijyenik koşulların, besin güvenliğinin ve sıhhatli emek harcama koşullarının sağlanması icap ettiğini belirtti.

Birlik, bu yılki teması “Sıhhat Benim Hakkım” olarak belirlenen 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nün en mühim amacının farkındalığı çoğaltmak, enfekte olanların sıhhat merkezlerine başvurmalarını cesaretlendirmek ve tedavi etmek bulunduğunu hatırlattı.

“2016’DA 1 MİLYON KİŞİ AIDS’TEN HAYATINI KAYBETTİ”

Birlik Genel Sekreteri Dr. Netice Büyük gün sebebiyle yapmış olduğu açıklamada, 2016 itibarıyla tüm dünyada 36.7 milyon insanoğlunun AIDS virüsüyle enfekte bulunduğunu, 2016’da 1.8 milyon insanoğlunun AIDS’e yakalanırken 1 milyon hastanın ise yaşamını kaybettiğini söylemiş oldu.

2017 itibarıyla 2000 yılına gore AIDS vakalarında yüzde 35 azalma sağlanırken, 2005 yılına gore ise AIDS’ten ölümlerde başarı göstermiş antiretroviral tedaviye bağlı olarak yüzde 45 azalma görüldüğünü belirten Büyük, “2000 senesinde 685 bin insan tedavi şansı bulurken bugün 20 milyondan fazla insan tedavi olabilmektedir. Bu başarı insanların sıhhat haklarının olduğu bilincini oturtmakla, uygun sıhhat politikaları üretmek ve kafi finansmanı sağlamakla mümkün olmuştur” dedi.

KKTC VATANDAŞI 55 AIDS VAKASI

Dünya liderlerinin HIV enfeksiyonunu azaltarak 2030 senesinde tamamen ortadan kaldırmayı öngördüklerini kaydeden Büyük, KKTC’de şu anda 55 KKTC vatandaşının AIDS virüsüyle enfekte bulunduğunu deklare etti.

Büyük, sıhhat servislerine HIV enfeksiyonu ile başvuran üçüncü dünya ülkelerinden gelen yabancı uyruklu öğrencilerde artış gözlendiğini ifade ederek, şu bilgilere yer verdi:

“506 AIDS VİRÜSÜ TAŞIYAN OLABİLİR”

“Vatanımızda şu anda 2016-2017 öğretim yılı baz alındığında 7 bin Nijeryalı, 1800 Zimbabweli, 1900 İranlı, 1800 Suriyeli, 1700 Ürdünlü, 1100 Libyalı, 1100 Iraklı, 950 Filistinli, 600 Mısırlı, 475 Kazakistanlı ve 52.135 Türkiyeli olmak suretiyle toplamda 70 bin 560 talebe eğitim ve öğretim görüyor. UNAIDS istatistiklerine gore, Nijerya’da HIV / AIDS oranı yüzde 3.1, Zimbabwe’de yüzde 14.7, İran’da yüzde 0.1, Libya’da yüzde 0.13, Mısır’da yüzde 0.1, Kazakistan’da yüzde 0.2, Türkiye’de yüzde 0.04. Suriye, Ürdün, Irak ve Filistin’de ise HIV / AIDS oranına ilişkin istatistiksel veri hemen hemen oluşturulmadı. Buna gore hesaplandığında devletimizde 506 AIDS virüsü taşıyan insan olabileceği tahmin edilmektedir.”

“KAÇ KKTC VATANDAŞININ HEPATİT HASTASI OLDUĞU NET DEĞİL”

Her yıl 880 bin şahıs hepatit B’nin 339 bin kişinin ise hepatit C’nin niçin olduğu siroz ve karaciğer kanserinden yaşamını kaybettiğini dile getiren Büyük, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğinden alınan bilgilere gore, ülkede KKTC vatandaşı kaç kişinin hepatit B ve hepatit C hastası bulunduğunun hemen hemen net olarak belli olmadığını bildirdi.

Büyük, ülkedeki talebe sayılarına bakıldığında tahmini olarak bu öğrencilerin 3 bin 199’unun hepatit B, 762 sinde hepatit C hastası bulunduğunun öngörülebildiğini belirtti.

VEREMDEKİ RAKAMLAR

Dünya Sıhhat Örgütü sınıflamasına gore KKTC’nin akciğer veremi açısından oldukca düşük risk sınıfı ülkeler içinde bulunduğunu ifade eden Büyük, “Hastalığın senelik verilerini incelediğimizde son 35 yılda görülme sıklığı giderek azalmaktadır” dedi.

Büyük, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Servisi’nden alınan bilgiye gore, 1982– 1990 yılları aralığında senelik averaj 47.5 olay, 1991- 2000 yılları aralığında senelik averaj 52 olay, 2001- 2010 yılları aralığında senelik averaj 35 olay, 2011-2015 yılları aralığında senelik averaj 33 vakaya rastlandığını 2016 senesinde ise 20 olay saptandığını deklare etti.

“VEREM ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDEN GELENLERDE YAYGIN… ÖNERİMİZ AKCİĞER FİLMİYLE GELMELERİ”

“Bilhassa son iki yılda dikkat çeken olayın etken verem vakalarının çoğunun üçüncü dünya ülkelerinden ülkemize gelen üniversite öğrencilerinin olmasıdır” diyen Büyük, bu konudaki önerilerinin, bu öğrencilerin kendi devletlerinde akciğer filmi çektirip temiz raporu aldıktan sonrasında ülkeye gelmeleri bulunduğunu söylemiş oldu.

Büyük, Verem Cenk Dispanserinin her yıl rutin olarak, ilköğretim birinci ve beşinci derslik öğrencilerini PPD testi ile taradığını, testi pozitif çıkan öğrencilere 6 ay koruma tedavisi başlandığını ek olarak asker celplerinin de PPD testi ile tarandığını hatırlattı.

“HASTALIKLARDA PATLAMA OLABİLİR”

Büyük açıklamasına şöyleki devam etti:

“Üniversitelerimiz asla kuşkusuz ülkemizin hem tanıtımında oldukca mühim rol oynamakta, hem ülkemize mühim bir ekonomik katkısı olmakta hem de yatırım ve iş olanakları sağlamaktadır. Sadece eğer bu ülkeyi üniversiteler ülkesi yapacaksak o vakit da sıhhat açısından da gerekleri yerine getirmemiz gerekmektedir. Hem gelen öğrencilerimizin tümü sigortalanıp gereksinim anında en iyi ve her türlü sıhhat hizmetini almaları sağlanmalı, hem de ülkenin cemiyet sağlığını tehdit edici bir hastalık taşıyıp taşımadıkları yönünden bir taramadan geçmeleri sağlanmalıdır. Bu bağlamda bilhassa 3. dünya ülkelerinden gelen her talebe için tüberküloz açısından akciğer filmi istenmeli, hepatit B, hepatit C ve HIV testlerinin yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde yakın gelecekte bu hastalıklarda patlamalar yaşanabilir.

RİSKLER

Bu yüzden Sıhhat ve Eğitim Bakanlığını, Üniversitelerimizi ve YÖDAK’ı göreve çağırıyoruz. Halkımıza hepatit B, hepatit C ve HIV enfeksiyonunun kan ürünlerinin verilmesi, cinsel ilişki, erkeler içinde eşcinsel ilişki, sağlıksız ortamlardaki diş tedavileri, ortak enjektör kullanımı ve dövme şeklinde enfekte kan ürünlerinin vücuda girmesiyle bulaştığını hatırlatırız. Riskli hastalara ve bilhassa riskli ortamlarda çalışan sıhhat elemanlarının hepatit B aşısı ile aşılanmalarını tavsiye eder, halkımıza sıhhatli günler diliyoruz.”