‘ONLINE EĞİTİM’ GERÇEĞİ “Başarı oranı düşük”

Covid-19 salgını sebebiyle okullar açılmadı, uzaktan (online) eğitim ise hem velileri hem de eğitimcileri doyum etmedi. Öğrenciler içinde yarattığı eşitsizliğin yanısıra online eğitimde evlatların ekran başlangıcında geçirdiği süre de kaygı yaratıyor. Uzaktan eğitimin yaygın bir halde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte bilgisayar, tv, cep telefonu ve tablet şeklinde teknolojik cihazların başlangıcında geçirilen süre muhteşem arttı. Eğitimciler online eğitimin karşı karşıya eğitim kadar etkili olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Üniversiteler, orta yada liseler için başarı seviyesi iyi olabilir fakat ilköğretim ve okul öncesi başarı oranı düşük olacak. Kafi değil sadece, başka şansımız da yok”

Fehime ALASYA

Coronavirüs sebebiyle bocalayan karşı karşıya eğitime alternatif olarak uygulanan uzaktan eğitim (online eğitim) hem eğitimcileri hem de velileri endişelendiriyor.

Uzaktan eğitimin yaygın bir halde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte bilgisayar, tv, cep telefonu ve tablet şeklinde teknolojik cihazların başlangıcında geçirilen süre olağandışı seviyede arttı. Eğitimciler online eğitimin karşı karşıya eğitim kadar etkili olmadığını söylüyor.

Salgınla beraber içinde olduğumuz zor günlerde eğitimin de biçim değiştirdiğini dile getiren uzmanlar ve aileler, online eğitimin karşı karşıya eğitim kadar verimli olamayacağını savunarak her şeye karşın “Asla yoktan iyidir” dedi.  

Belirsiz olan bu süreçte orantılı kaygının düzgüsel bulunduğunu ifade eden Çocuk psikiyatrı Yeliz Engindereli ise yaşananlardan çıkarılabilecek dersler, edinilebilecek tecrübeler olduğuna dikkat çekti. Bilimsel niteliği olan eğitimin yanında evlatların sosyalleşmesi ve rutinlerinin de dikkatsizlik edilmemesi gerektiğine değinen Engindereli, hem ailelere hem de öğretmenlere büyük görevler düştüğünü söyledi.

Uzaktan eğitimin yeteri kadar verimli olmadığını korumak için çaba sarfeden aileler, evlatların uzun süre teknolojiye maruz kalmasından dert yansa da süreç içinde bu yolla eğitime devam etmesi icap ettiğini dile getirdi.

Yıllarını öğrencilerle geçiren ve emekli olan bazı öğretmenler, ‘öğretmenin mimikleri ve ifadesiyle evladı derse katılmaya teşvik edişine’ dikkat çekerek, bilhassa ana okul ve ilk okul için online eğitimin faydası olamayacağını savundu.

“Asla yoktan iyidir” düşüncesinde aynı fikir olan taraflar, YENİDÜZEN’e konuştu…

“Öğretmen, mimikleri ve ifadesi ile evladı derse katılmaya teşvik ediyor”

Öğretmenin mimikleri ve ifadesi ile evladı derse katılmaya teşvik ettiğini anımsatan emekli öğretmenler, bilhassa ana okul ve ilköğretim evlatları için online eğitimin mümkün olmadığını söyledi. Bu mevzuda sadece uzmanlaşmış kişiler vasıtasıyla verime ulaşabilineceğine dikkat çeken emekli öğretmenler, Eğitim Bakanlığı’nın sağlamış olduğu birkaç günlük kursların kafi olmadığı görüşünde…

Evlatların rutini ve sosyalleşmesi de mühim…

Eğitimin her ne şekilde isterse olsun devam etmesi icap ettiğini dile getiren Çocuk Psikiyatrı Yeliz Engindereli, evlatların kısıtlı bir çevreyle dahi olsa iletişiminin devam etmesi icap ettiğini söyledi. Ailelere, evlatların ‘rutini sevdiğini’ anımsatan Engindereli, online eğitimle ilgili en o kadar da öğretmenlere iş düştüğünün altını çizdi.

YENİDÜZEN’E KONUŞAN UZMANLAR VE AİLELER NE SÖYLEDİ?

Ulusal Eğitim Eski Bakanı Mustafa Arabacıoğlu:
“Eğitim ve ekonomide yitik olabilir, mühim olan sağlıkta kaybımız olmasın”

“Verimlilik mevzusunda alt yapı, personel eğitimi, evlatların buna erişimi şeklinde faktörler bunu etkisinde bırakır. Bir evde iki çocuk, bir bilgisayar var ise o aileye iyi mi destek verilecek şeklinde mevzular sürecin en başından programlanmalıydı. Bakanlığın bu mevzuda kapsamlı emek verme yapması gerekirdi. Bilgisayar ağı olmayanlara iyi mi destek olunabilir mevzusu konuşulabilinirdi. Alt yapı ve eldeki verileri bilmeden yorum yapmak doğru değil. Bilhassa kırsal kesimde bunun mesele olacağına inanıyorum. Tüm bu tarz şeyleri detaylı şekilde çalışmalıydılar. Karşı karşıya eğitim hangi hallerde temel eğitim olmalıydı. Hangi şartlarda hangi sınıflar bu online eğitimden yararlanabilir ona bakmak gerekiyordu. Eğitimde yitik olabilir, ekonomide de, bunlar zaman içinde giderilir fakat mühim olan sağlıktaki kayıptır. Sağlıkta kaybımız olmasın mühim olan bu. Binasız eğitim gördüğümüz yıllarımız bile oldu, eğitim alanında her şeyin üstesinden zaman içinde gelinir.”

Eski Eğitim Bakanı Erbil Akbil:
“Asla yapmamaktan daha iyi fakat asla karşı karşıya eğitimin yerini tutmaz”

“Eğitimin olması asla olmamasından daha iyidir. Bu hem talebe hem aile hem de öğretmenler açısından fedakarlık istiyor. Bunlar aslına bakarsanız organik ve düzgüsel olmayan zamanlardır. Kendimizden feragat etmezsek kaybeden çocuklarımız, torunlarımız olur. Hiçbir vakit geç değil, daima emek harcamalar yapılabilir, uzman takımlar oluşturulmalı, çocuklar iyi mi en iyi öğreniyor kısmını dikkate alarak çalışama başlatılmalı. Online yaptığımız artımızdır, yapmadığımız da kaybımızdır. Ailelerde de moral bozukluğu var. Bunu yıkacak olan da öğretmenlerimizdir. Devlette de bu yapılabilir. Online eğitimin aslolan amacı güvenliktir. Bunun haricinde seyreltilmiş de olsa ana okul, birinci sınıflar bunu karşı karşıya yapmalı. Bu süreçte pozitif olmalı ve çaba göstermeliyiz. Asla yapmamaktan online yapmak daha iyi fakat hiçbir vakit karşı karşıya eğitimin yerini tutmaz.”

Emekli Öğretmen Mustafa Kurumanastırlı:
“Sadece bu mevzuda uzmanlaşmış kişiler vasıtasıyla verime ulaşabiliriz”

“Ben lisede senelerce vazife almış bir müdür olarak birçok ailenin buna imkanı olmadığını, fırsat eşitliğinin olmadığını biliyorum. Hal böyleyken bilhassa bazı okullarda bu imkanlar yoktur, ekonomik seviyeye ulaşamayan aileler var. Kimisinin interneti, kimisinin bilgisayarı yok. Değirmenlik lisesinde bilgisayarı olmayan ve yardım isteyen birçok çocuk var. Bu imkanlara haiz bile olunsa hiçbir vakit karşı karşıya eğitimin yerini almıyor. Öğretmenin mimikleri, ifadesi ile evladı derse katılıma teşvik edecek. İlkokul birinci sınıfa dahi online eğitim deniliyor. Bu oldukça mümkün değil. Sadece bu mevzuda uzmanlaşmış kişiler vasıtasıyla verime ulaşabiliriz. 3, 5 günlük kurslar ile bu mümkün değil. Fakat gene de her şeye karşın asla yoktan iyidir. İmkanı olan çocuk da oturmaktansa bir şeyler alabilecek. Eğitimde yitik gene vardır, bu şekilde giderse de olmaya devam edecek.” 

Emekli Öğretmen Ahmet Miralay:
“Asla yoktan iyidir, zor bir dönemden geçiyoruz”

“Bir öğretmenin karşı karşıya vereceği eğitimin yerini almaz. Öğretmen yeri geldi mi mimikleri, yeri geldi mi tavırlarıyla dersi verimli kılmaya çalışıyor. Bu online eğitimde ne kadar yapılabilinir ki? Fakat asla yoktan iyidir, zor bir dönemden geçiyoruz ve asla eğitim olmasa oldukça daha zor olurdu. Bu eğitim ilkokulda ne kadar erimli olur, velilerin hem maddi hem de ilgi ilgi olarak ne kadar verimli olacağı da tartışılır. Ortaokul ve lise için bu sorun olmasa da ilköğretim için büyük sorun. Kapanma süreci peşinden gezim için açılım olacaksa niçin evvelde hazırlık yapılmadı. Niçin bu aylar dolu dolu geçmedi. Mayıs ve haziran ayını her yönden hoyratça harcadık, değerlendiremedik… Ne eğitime ne de sıhhat altyapısına kullanabildik.”

Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman:
“İlkokulda başarı şansı oldukça düşüktür fakat başka yolumuz yok”

“Her düzey için değişik yorum yapmak gerek. Online eğitim, kısaca uzaktan, karşı karşıya olmayan eğitimden söz ediyoruz. Bunu çeşitli teknolojik aletler yada web programları ile ufaklıklara ulaşılıyor. Üniversiteler, orta yada liseler için başarı seviyesi iyi olabilir fakat ilköğretim ve okul öncesi başarı oranı düşük olacak. Evlatların yaparak, yaşayarak öğrenmesi koşul. Fizyolojik eğitim, kas gelişimi şeklinde birçok etken için lüzumlu şey karşı karşıya olan eğitimde kazanılabilir. Bunlar sadece ailelere önerilerle yapılabilir. Ebeveynler çalışıyor, çocuklar evde yada nenelerle, yardımcısı yok, denetleyeni yok, uzaktan eğitim oldukça zor. Ne yazık ki ilk kez salgının ciddiyetine varıyoruz, bunu ilk kez yaşıyoruz. Uzaktan eğitim şu şekilde yada bu şekilde illaki olmalı. 1 Ekim’den sonrasında nasıl biteceğini da bilmiyoruz. İlkokulda başarı şansı oldukça düşüktür. Fakat aslına bakarsanız çocuklar evde, bundan dolayı başka yolumuz yok, illaki olacak.
Başarı seviyesi büyük yaş gruplarında daha yüksek olacak.
Online eğitimde en büyük sorun ölçme değerlendirmede yaşanacak. Geçtiğimiz dönem bu mevzuda esnek davranıldı. Bu kez online eksiklerini de görebilmek adına daha gerçekçi davranılmalı. Online eğitimde avantajlar ve dezavantajlar düşünülüp değerlendirilmeli.”

Çocuk Psikiyatrı Yeliz Engindereli:
“Eğitim o şekilde ya da bu şekilde sürmeli, evlatların sosyalliği ve rutinine dikkat!”

“Online eğitimin ne kadar verimli olduğu belli bir süre sonrasında bazı çalışmalarla ortaya çıkabilir. Fakat burada birçok etken devreye giriyor. Çocuğun, öğretmenin şart ve motivesi, evlatların imkanı, maddi durumu, ortamın sessiz olması, dikkatinin dağılmaması, evindeki çocuk sayısı şeklinde pek oldukça madde devreye giriyor. Öğretmenlere oldukça daha büyük iş düşüyor şundan dolayı çocuklar için yeni ve zor bir edinim. Öğretmenler, göz kontağı kurmadan ifade yapacağı için ders anlatımı daha değişik olacaktır. Online derslerin anlatımı derslik anlatımından değişik olmalı.

Ben uzaktan eğitimin faydalarının da bulunduğunu görüyorum. Çocuklar uzaktan istediği müzeyi gezebiliyor, istediği bölgeleri görebiliyor. Öğretmenlerin bu teknolojiden faydalanması evlatları da pozitif yönde etkisinde bırakır. Bir tek ziyanı değil, yararları da var. Bu yüzden yüzde 100 zararlıdır diyemeyiz. Eğitim bir tek bilimsel niteliği olan olarak düşünülmemeli. Kaybedilen şey bir tek bilimsel niteliği olan değildir. Eğitim bir dönem noksan olabilir fakat daha mühim yitik toplumsal yazışma, etkileşim, akranlarıyla zaman geçirebilmesi, mesuliyet alması, rutine girmesi açısından oldukça mühim konulardır bundan dolayı eğitim o şekilde ya da bu şekilde devam etmeli. Fazlaca uzun olmadan ders programları, girişte geri dönüşüm alınarak meydana getirilen kısa sohbetler, evlatları daha oldukça motive edecektir. Derse katılımını arttıracaktır.

Kamerasını açmak istemeyen birçok ergen var. Bu açıdan da öğrencileri de zorlamamak gerek. Fakat derse katılımının da sağlanması gerek.

Velilerle ilgili; çocuklar rutinleri severler. Düzgüsel yiyecek saatini, giyinmesini saplamak, odasına devamlı girip devamlı bireyler ye demek, çıkıp kendinin teneffüsteki şeklinde almasını beklemek daha doğru.

Kısıtlı bir çevreyle de iletişimi devam etmeli, aile kendi içinde keyifli vakit geçirecek etkinlikler bulmalı. Yaratıcılık geliştirme açısından evde de aktivite yapmak gerek.

Belirsiz olan bu süreç herkeste kaygı uyandırıyor. Bu da bir fırsat… Hem sıhhat hem aile bağlarının ne kadar mühim bulunduğunu anlayacağımız güzel bir fırsattır. Unutmamak gerek, belli düzeyde kaygı bizi tehlikelerden korur.”

VELİLER DE TEDİRGİN AMA…

Talebe velisi Soydan Sakallı:
“Evlatları daha çok teknolojiye bağımlı hale getirirdik”

“Karşı karşıya eğitimin yerini tutmaz. Temel hedef bir an ilkin karşı karşıya eğitime geçmemizdir. Bu geçiş olurken de tüm hijyen şartları ve kurallar uygulanmalıdır. Ülkeye açılım olacak doğal olarak, olmalıdır ya fakat karantinalı olmalıdır. Bu ilk baştan yapılsaydı asla zararımız olmayacaktı bu şansı kaybettik fakat zararın neresinden dönecek olursak kardır. Bir an ilkin karşı karşıya eğitime geçilmelidir. Her çocuğun bu hakka erişim şansı yoktur. Bu haksızlıktır. Bu şekilde devam ederse Mart ayından süregelen bu yitik yılımız sürecek. Bizim çocuklarımız beşinci sınıftır ve oldukça büyük kayıptı. Dershane eğitimleri başladığı vakit büyük bir motive olmuştu, onlar da durdu, motiveleri gene bozuldu. Online eğitim olmalı fakat karşı karşıya eğitimin yerini tutmaz. Telefon, tabletten uzaklaştırmak için çabaladığımız evlatları daha çok teknolojiye bağımlı hale getirirdi.”

Talebe velisi Serap Sürahi:
“Aslına bakarsanız çocuklarımız her gün tablet başlangıcında, en azından ders yapıyorlar”

“İki çocuğa da destek olmak evde iken bile oldukça zor, kaldı ki işleyen ebeveynler var. Öğretmenlerimiz oldukça ilgili, böyle de anlıyoruz ki öğretmenlerin de devasa yükseklikte tesiri var. Derslerin videolarını çekip gönderiyorlar, çalışan ebeveynler bunu gece takip edebiliyor, denetim ediyor. Bunlar oldukça güzel uygulamalar. Anne, babanın data ve becerisi, ekonomik durumu, imkânları, öğrenmenin ve okulun sağlamış olduğu imkânlar ile tümü bir bütündür. Asla eğitim olmamasından sonrasında bu şekline de razıyız. Aslına bakarsanız çocuklarımız her gün tablet başlangıcında, en azından ders yapıyorlar da başka şeylerle zaman öldürmüyorlar. Bilhassa ana okul, ilköğretim evlatları için bu süreç oldukça zor. Buna da razıyız…” 
 

Talebe velisi Mukadder Eminhan:
“Karşı karşıya eğitimdeki verimi yakalamaya çalışıyorlar fakat…”

“Hususi okullarda karşı karşıya eğitimdeki verimi yakalamaya çalışıyorlar. İmkânları oldukça iyi, okul açısından yada imkanlar açısından sıkıntımız yok. Fakat çocuğumun tüm gün tablet karşısında olması beni endişelendiriyor. Toplumsal iletişimleri, dostlarıyla olan ilişkileri oldukça olmaması beni endişelendiriyor. Bunu iyi mi atlatacağız onu bilemiyorum. Sanırım bu mevzuda da ailelere büyük vazife düşüyor.”