Menekşe Güner Özbilenler
Okulöncesi Eğitim ve Gelişim Uzmanı
Hiddet tüm evlatların yaşamış olduğu bir duygudur. Bir bebeğin açlık ağlaması, yeni yürümeye süregelen bir çocuğun sinir krizleri, okulöncesi bir çocuğun öfkeli gayreti, okula giden bir çocuğun yaralayıcı alayı, ya da bir ergenin düşmanlığı benzer biçimde şeyler bizlere evlatların öfkeye yabancı olmadığını hatırlatıyor. Hiddet yaşamın bir parçasıdır. Kimi zaman yaşam acı verir. Kimi zaman yaşam adil değildir. Tüm çocuklar bir halde hiddet yaşayacaklardır. Ve tüm çocuklar; kimi zaman ‘yararlı’ kimi zaman de ‘zararı dokunan’ bir halde öfkeleriyle iyi mi başa çıkacaklarını öğreneceklerdir.
Evlatların öfkeyle iyi mi başa çıkmasını istiyoruz?
Aileler çocuklarına öfkeyle başa çıkmayı belirli teknikleri öğreterek destek olabilirler. Bu teknikler;
Çocuklarda beş duyu kullanılarak öfkeleri sakinleştirilebilir. Dokunmak, koklamak, tat almak, duymak ve görmek. Su sıçratmak, müzik dinlemek, fotoğraf yapmak, kasları gerip rahatlatmak, yavaş ve derin nefes almak yada sıhhatli bir şeyler atıştırmak öfkeli duyguları yatıştırmaya iyi gelir. Ek olarak bir ev hayvanını okşamak, sevmek çocuklar için rahatlatıcı etkiye haizdir.
Öfkeli bir patlamaya sakin bir halde tepki vermek öfkeyi dağıtmaya destek sağlar. Çocuğa kendi öfkesine gülmeyi hatta dalga geçmeyi öğretirseniz, değişik bir bakış açısına haiz olmasını sağlarsınız.
Son olarak çocuklar anne ve babanın arasındaki fizyolojik sertlik yada aşırı düşmanca tartışmalara tanık olmamalıdırlar. Bu tür bir öfkeye tanık olmak çocuk üstünde ciddi ruhsal etkilere sebep olabilir.