Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), bazı medya organlarında öğretmenlere yönelik saldırılar bulunduğunu ve bu saldırıların belli kaynaklardan beslendiklerini belirterek, meydana getirilen saldırıları kınadı.
KTÖS ve KTOEÖS yetkilileri, Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulunda basın açıklaması yapmış oldu.
Elcil: Yalan beyanlarla öğretmenlere hücum
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil burada yapmış olduğu açıklamada, yalan beyanlarla öğretmenlere saldırıldığını, daha ilkin de Şehit Doğan Ahmet İlkokulunda “bir öğretmenin öğrencisine cinsel tacizde bulunmuş olduğu” iddiasında bulunan gazetecinin bunun cezasını mahkemede ödediğini hatırlattı.
Elcil, Şehit Osman Ahmet ilkokulunda Hristiyanlık propagandası yapıldığı iddialarının da yalan bulunduğunu ifade ederek, ülkede “tetikçi gazeteciler” vasıtasıyla siyasal İslam’ın yaygınlaştırılmaya çalışıldığını savundu.
Bu saldırıların öğretmenlere değil, bilimsel düşünceye ve laik anlayışa yönelik bulunduğunu dile getiren Elcil, tüm bunların arkasında TC Büyükelçiliğinin olduğu iddiasında bulunmuş oldu.
Türkiye’den “öğretmen” adı altında gelenlerin “misyonerlik” yaptıklarını da korumak için çaba sarfeden Elcil, Müslümanlıkta yalan söylemenin en büyük günah bulunduğunu hatırlatarak, söz mevzusu iddialarda bulunan kişilerin yalana başvurarak bununla birlikte Müslüman olduklarını iddia ettiklerini de belirtti.
Fiil: Psikoloğa gitmek zorunda kalan öğrenciler var
Elcil’in konuşmasının peşinden KTOEÖS Başkanı Selma Fiil hazırlanan ortak basın bildirisini okudu.
Fiil konuşmasında, “TC’den görevlendirilen öğretmenlerin cemiyet mühendisliğinin bir parçası haline geldiğini, din derslerinin içinde ne olduğunun yobaz kafalarca küçüklere empoze edildiğini ve bu yüzden psikoloğa gitmek zorunda kalan öğrenciler bulunduğunu” söylemiş oldu.
Fiil, “Bu yalanı gösteren Kartal Harman’ın Elçilikle bağlantısı var mıdır?”, “İlahiyat Kolejinin ve başka okulların kantin ihalesi elçilik bastırmasıyla bu medyatöre yada yakınlarına verilmiş midir?, “Polis ne zamandan beri bu medyatörün yalanı ile hareket eder oldu da polis bu haberin yayınlanmasının peşinden okulumuza gelmiştir? Yoksa polis artık bir yerlerden yönerge mı almaktadır?”, “Söz mevzusu din öğretmeniyle ilgili bakanlık soruşturma başlattı mı? Görevinden uzaklaştırıldı mı? Yoksa hala derslere girmesine göz yumarak çocuklarımıza, kara çarşafı, gerici anlayışı, hanımlarımıza ikinci derslik olmayı hak mı görüyoruz?” sorularını sordu.
Fiil, “Kamuoyunu, dinsizler-dindarlar diye bölmeye çalışan, açıkça Anayasaya, Ulusal Eğitim Yasasına hücum eden bu anlayış bilinmelidir ki elçilikte dizayn edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Fiil şöyleki devam etti:
“Polisin içindeki bazı unsurları ve bazı medyatörleri de kullanmaya çalışan bu anlayış, Kıbrıs Türk toplumunun siyasal eşit, modern, üretken bir cemiyet olmaktan çıkarılıp, aşağılanan, tek bir Türkiye takımıyla bile maç yapması imkansız bir cemiyet durumuna getirilmesinin sorumlularıdır. Bu topluma meydana getirilen kötülüğü düzeltmek için çaba harcamayan, fakat aynı gerici, yobaz, baskıcı politikalara devam edenler bilmelidir ki bu cemiyet bu tartışmaları 1930’larda yapmış ve modern dünya değerlerini benimsemiştir. Tüm kurumları Kıbrıs Türk toplumuna geri verilmelidir. Güvenlik Kuvvetleri Komutanı da Merkez Bankası başkanı da Kıbrıslı olmalıdır.
Bu topraklarda yetişen çocuklarımız öğretmen diplomaları ile işsizken misyoner, TC’den atanıp okullarımızda vazife meydana getiren, Euro maaş alan ve bazıları öğretmen dahi olmayan ortalama 200 civarı tüm öğretmenlerin görevleri iptal edilmeli, ülkelerine gönderilmeli ve bu halkı anlayan, kültürünü bilen, diplomasıyla işi olmayan sürünen gerçek öğretmenlerimiz yerlerine atanmalıdır.
Esas sorun budur. Yan yollara sapmak için düzmece haberlere, düzmece gündemlere, hedeflere toplumun tahammülü kalmamıştır. Sayın büyükelçiye ve hükümete çağrımız bu tehlikeli oyuna artık son verilmesidir. Eşit siyasal ortak olan Kıbrıs Türk Toplumunun daha çok aşağılanmaya, parçalanmaya ihtiyacı yoktur.”
Demirel: din dersleri kaldırılmalı
Talebe velisi Arzu Demirel de, okullarda meydana getirilen din derslerinin tümden kaldırılması icap ettiğini savunarak, din derslerinde ahlâkla ilgili hiçbir eğitim yapılmadığını, 11-12 yaşlarında kız çocuklarına başlarının örtülmesi icap ettiğinin empoze edilmeye çalışıldığını, “omuzlarında melek ve şeytan bulunduğunu, kulaklarına fısıldadığının” anlatıldığını, bu sebeple evlatların psikolojilerinin bozulduğunu ve geceleri korkudan anne-babalarıyla beraber yattıklarını söylemiş oldu.