Dila ŞİMŞEK
English School of Kyrenia (ESK), 11 senedir yüzlerce çocuğa eğitim yuvası olmaya devam ediyor. Öğrencilerine oldukca geniş bir yelpazede eğitim imkanı tanıyan ESK’da, 600’ü okul öncesi ve ilkokullu olmak suretiyle 950 talebe bulunuyor. Seneler ilkin ilk kez kurulduğunda 63 talebe ile eğitime süregelen ESK, şimdi bu sayının oldukca daha üstünde çocuğa ulaşıyor. Okulda, 2’den 18 yaşına kadar tüm küçüklere eğitim veriliyor.
Yüzmeden spora, danstan dramaya, İngilizcenin yanı sıra birçok değişik dille ders veren ESK’da, ‘nursery’ adı altında okul öncesi eğitimi de bulunuyor. Otuzdan fazla ırktan öğrencinin ve eğitimcilerin olduğu ESK’da, her anlamda çeşitlilik ön planda tutuluyor.
ESK İlkokul Baş Öğretmeni Aiden Roberts, 20 senelik öğretmenlik hayatında en büyük prensibinin, her ortamda nazik ve pozitif bir yazışma kurulması bulunduğunu ifade ediyor.
Derslik Öğretmeni Melissa Saliah ise bir okuldaki en mühim unsurun, evlatların kendisini rahat, güvende ve özgür hissetmesi bulunduğunu vurguluyor. “Çocuklar bu şekilde hissettiğinde, bilimsel niteliği olan, toplumsal ve duygusal potansiyellerini geliştirecektir” diye ekliyor.
ESK İlkokul Baş Öğretmeni Aiden Roberts:
“Derslik öğretmeni olarak her dersi veriyorum ve hususi alanım matematik olsa da her dersten büyük keyif alıyorum. Yirmi senedir öğretmenlik yapıyorum ve altı senedir ESK’dayım. Daha 12 yaşlarındayken, okulumuz bizlere minik görevler vermişti ve iki haftalığına başka bir okula gidip onlara destek olmuştuk. Sonrasında ise öğretmenim Mr. Brian görevimden memnun kalınca bana ‘Aiden kesinlikle öğretmen olmalısın’ demişti ve bu beni oldukca etkiledi. Doğrusu o zamandan beri büyüyünce ne olacağımı biliyordum. Öğretmenlikteki en büyük prensibim ise her insanın birbirine karşı nazik olmasıdır. Sınıfta, okulda, koridorda, derste durum ne olursa olsun, bir anlaşmazlıkta dahil, her insanın birbirine karşı nazik olması icap ettiğini düşünüyorum. Okulumuzda da öğrencilerimize bu düşünceyi vurguladığımıza inanıyorum. Hepimiz birbirine karşı nazik olduğunda, inanılmaz pozitif bir ortam oluşuyor. Daha ilkin Londra’da birçok okulda ve Afrika’da eğitim verdim ve bu imkana haiz olduğum için oldukca şanslıyım. Birçok tecrübeye haiz oldum. Evlatların okula vardığında hem gelecekteki kariyerleri hem de insan iletişimleri mevzusunda farkındalık kazanıyorlar. Evlatların öğrenirken eğlenmesini sağlayarak ilgilerinin artmasını amaçlıyoruz bu sebeple derslerin keyifli geçmesine ehemmiyet veriyorum ve küçüklere çoğunlukla minik sihirbazlık gösterileri yapıyorum. Evlatların başarıya ulaştığını görmek beni oldukca onurlandırıyor ve her başarıyı kutlayarak bu güzel anları beraber paylaşıyoruz. İlkokul eğitimi verdiğiniz bir çocuğun büyüyüp başarılara imza attığında ve onları mutlu, çevresine ve insanlara saygılı bireyler olarak gördüğünüzde daha da mutlu oluyorsunuz ve ben de en oldukca buna ehemmiyet veriyorum.”
Derslik Öğretmeni Melissa Saliah:
“Beş yıl ilkin İngiltere’den Kıbrıs’a taşındım ve o zamandan beri ESK’da eğitim veriyorum. Derslik öğretmeniyim. Ufaklıklara erken yaşta doğru bir sistemle öğretmek oldukca önemlidir. İngiltere’nin belirlediği eğitim kriterlerini baz alarak ders veriyoruz. Bence her sınıfta, en mühim olan şey karşılıklı pozitif bir iletişimdir. Evlatların özgüvenli ve kendisine inanan bireyler olarak yetişmesi oldukca mühim… Bu şekilde çocuklar oldukca bilimsel niteliği olan ve başarılarını oldukca daha iyi bir seviyeye taşıyabilirler. Bunun yanı sıra, küçüklere ders verirken, İngilizcenin onların ikinci dili bulunduğunu ve hâlâ öğrenme aşamasında olduklarını kendime çoğunlukla hatırlatıyorum. Birinci derslik itibari ile evlatlarımızın neredeyse hepsi, İngilizceyi akıcı bir halde konuşabilir duruma geliyor. İngilizcenin yanı sıra Türkçe, İspanyolca, Kazakça, Rusça ve daha birçok dilimiz var. Otuzdan fazla değişik ülkeden öğrencilerimiz var bu sebeple iletişime ve çeşitliliğe oldukca ehemmiyet veriyoruz. Bence bir öğretmenin, öğrencinin öğrenme şeklini, neyi sevip sevmediğini anlaması da öğretmek için oldukca önemlidir. Öğretmen olarak da aslen hep öğrenmeye devam ediyoruz. Bu yüzden çaresiz kaldığımız aniden meslektaşlarımıza danışmanın, durumu anlamaya çalışmanın oldukca faydası olacaktır. Evlatların ilgisi dağıldığında, ya latife ile ya da ilgilenecekleri bir şeyle yeniden onları kazanmaya çalışırım. Bu yüzden sıhhatli ve pozitif iletişime oldukca ehemmiyet veriyorum. Bence bir okuldaki en mühim unsur, evlatların kendisini rahat, güvende ve özgür hissetmesidir. Çocuklar bu şekilde hissettiğinde, bilimsel niteliği olan, toplumsal ve duygusal potansiyellerini geliştirecektir”
Tuğra Güden: “Büyüyünce kazıbilimci olmak isterim”
“10 yaşındayım. 6 senedir bu okuldayım ve eğitimime burada devam edeceğim. Büyüyünce kazıbilimci olmak isterim. Afrika’ya gittiğimde, bu mesleğe olan ilgim artmıştı. İngiltere’de de müzeye gittiğimde bunu halletmeye karar verdim.”
Naomi Olugbade: “Okulda, resme olan yeteneğimi keşfettim”
“Ben 10 yaşındayım. İki senedir bu okula gidiyorum. Kıbrıs’a ilk geldiğimde evde eğitim görüyordum. Sonrasında ise akrabalarım beni buraya yazdırdı. Büyüdüğümde, sanatçı olmak isterim. Sanat derslerinde fotoğraf çizerken etrafımdaki kişilerin de iltifatıyla yeteneğimi fark ettim. Bu yüzden ressam olmak isterim. İnsanları mutlu etmeyi oldukca seviyorum.”
Komut Ercin: “Piyano çalmayı ve yüzmeyi oldukca seviyorum”
“Ben dokuz yaşındayım. Matematik derslerini oldukca seviyorum. İleride bilim insanı olmaya karar verdim. Fen’e karşı ilgim bulunduğunu fark ettim. Piyano çalmayı ve yüzmeyi oldukca seviyorum.”
Laralily Temizyürek: “Evcil hayvanlarımla oyun oynamayı seviyorum”
“Ben dört senedir bu okuldayım. İnsanlarla yazışma oluşturmayı seviyorum. Evcil hayvanlarım var ve onlarla ilgileniyorum. Bununla beraber piyano çalıyorum.”
Azra Kaan: “Jimnastik ile uğraşıyorum ve büyüdüğümde de buna devam etmek isterim”
“Ben yedi yaşındayım ve üç senedir bu okuldayım. En oldukca İngilizce derslerini seviyorum. Jimnastik ile uğraşıyorum ve büyüdüğümde de buna devam etmek isterim. Okulda dostlarımla olmaktan oldukca memnunum.”