YENİDÜZEN’ konuşan Amcaoğlu: “Ilk olarak ilk, orta ve lisedeki öğretmenler aşılanacak, peşinden üniversiteler. Toplamda 20 bin 500 kişinin eğitim sektöründe aşı olacak ve bu sayede 155 bin 500 şahıs sokağa inecek”
Eğitim bilimciler ise online eğitime karşın geride büyük bir kaybın bulunduğunu dikkat çekti
Fehime ALASYA
Öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının aşılanması icap ettiğini belirten Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu, okulların açılmasını aşılama takvimine bağladı.
Ulusal Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, öğretmen ve eğitim alanındaki çalışanların aşılanmasıyla karşı karşıya eğitime başlanacağını deklare etti. Eğitim bilimciler ise açılım olsa dahi online eğitime karşın geride kalan yitik bir yıl olduğuna dikkat çekti.
Eğitimdeki aşılanma sürecinin detaylarına değinen Bakan Amcaoğlu, “Öğretmen ve eğitim çalışanlarına aşılama olmadan okulları açmayacağız.” dedi. Tüm öğretmen ve görevlileri aşılayarak peşinden okulları açacaklarını açıkladı. Aşı için Sıhhat Bankalığı ile de görüştüklerini, mevzuyla ilgili pozitif cevap aldıklarını kaydeden Amcaoğlu, ilk olarak ilk, orta ve lisedeki öğretmenlerin aşılanarak üniversiteler için de Nisan ayında aşılama yapılacağını belirtti.
Bu sayede toplamda 20 bin 500 kişinin eğitim sektöründe aşılanacağını kaydeden Amcaoğlu, “Bu aşılamalar olursa risk en aşağıya çekilecek ve 155 bin 500 şahıs sokağa inecek” dedi.
Amcaoğlu, ilköğretim, ortaöğretim ve lisede toplamda 4 bin 500’e yakın öğretmenin aşılanacağı, Sıhhat Bakanlığı tarafınca gösterilen aşılama sıralamasında öğretmenlerin ikinci aşamada ilk sıraya konulduğunu dile getirdi.
“Bir aya kalmaz tekrardan yüksek dozda aşı adaya getirilecek, Türkiye’den bu yönde ifadeler var.” diyen Amcaoğlu, zaman kaybetmeden öğretmenlerin aşılanması gerektiğine vurgu yapmış oldu.
Amcaoğlu, “Bu aşılanma süreci ortalama 3 haftalık bir süre, derhal şimdi öğretmenler aşılansa, 3 hafta sonrasında, 2.dozdan sonrasında okullar açılsın. Hem de tam zamanlı karşı karşıya, kesintisiz.” şeklinde konuştu.
Kayıpların telafisi için ise eğitimin yaz aylarına da sarkabileceğini özetleyen Amcaoğlu, “Eksiklerimizi gidermek için çalışacağız. 11. ve 12. Sınıfları yaz aylarına sarkası mümkün olmayabilir fakat öteki sınıflar bir ihtimal yaz aylarına sarkabilir. Bazı dersler tam zamanlı açılım olsa bile gene online sürecek, kayıplar telafi edilecektir. Öğretmenlerimizle de bu eksikleri kapatmak için çabalıyoruz.
Online eğitimle ilgili de mevcud eksikliklerin giderilmeye devam edeceğini ifade eden Amcaoğlu, “Bu eksikliklerin de temini sürecek. Bugün (dün) 250 tablet daha dağıtacağız. Bir yardımsever vatandaşımız bu tabletleri bizlere bağış yapıyor.” dedi.
30 Ocak tarihinde yapılması planlanan ve 20 Şubat’a ertelenen Kolejlere Giriş Imtihanı (KGS) ile ilgili de bilinmezlik sürüyor. Sınavın ne vakit yapılacağına dair hemen hemen bir netlik bulunmazken, hangi tarihe erteleneceği de hemen hemen bilinmiyor.
Bakan Amcaoğlu, “20 Şubat’ta bu sınavın yapılması günümüz şartlarında ihtimaller içinde değil. Gene de Üst Komite’nin kararlarını bekliyoruz” dedi.
4 – 15 Ocak tarihlerinde sömestr tatiline çıkan öğrenciler, ikinci dönemde yalnız 5 gün okula gidebildi. Akabinde Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, 22 Ocak geçmişine dek tatilin yedi gün daha uzatıldığını açıklamış, Girne bölgesi dışındaki okullar 25 Ocak’ta açılmıştı. Buna rağmen okullardaki olay artışlarıyla bigün sonrasında kısaca 26 Ocak tarihinde tüm okullarda online eğitime geçilmişti. Öğrenciler, yılbaşından sonrasında yalnız bigün okula gitmişti.
Eğitim Bilimci – Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten:
“Eğitim online, sınavlar karşı karşıya olmamalı. Tüm eğitim yılını online meydana getiren bir çocuğun bilgilerini karşı karşıya sınavla ölçemezsiniz”
Geçtiğimiz yıldan bu yana öğrencilerin online ders yaptığını ifade eden Eğitim Bilimci – Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten, eğitim sistemindeki kademeler arasındaki geçişlerin sınavla bulunduğunu anımsatarak, sınavların karşı karşıya eğitim konseptiyle yapılmasının yanlış bulunduğunu belirtti.
Sarpten, uzun soluklu online derslerin verimliliğinin de bilimsel verilerle tartışılması icap ettiğini söyledi.
Online eğitimin çalışmasının kendine ilişik birçok duyarlı nokta gerektiren durum olduğuna değinen Sarpten, karşı karşıya kabul edilen ve tasarlanan müfredatın online eğitimde kullanılamaması icap ettiğini kaydetti. “Bunlar oldukça değişik çalışmalardır.” diyen Sarpten, online derslerdeki verimin de tartışılabilineceğini işaret etti.
Sarpten, Öğrencilerin yıl sonunda değerlendirildiği karnelerde de online hassasiyeti güdülmesi gerektiği açıklandı.
Ülkedeki online eğitimin tek merkezden ve bütünlüklü uygulanmamasının en büyük problem olduğuna değinen Sarpten, tüm programların tek noktadan öğrenciye ulaştırılmış olduğu bir sistem olmamasını ve bunun geçen aylar içinde yapılmamasını eleştirdi.
Kamuda eğitimin öğretmen ve yönetimin inisiyatifine kaldığını kaydeden Sarpten, “Tüm öğretmenler kendi imkanlarını kullanarak öğrencisine yapabildiği seviyede kendi ulaşmaya çalışıyor. Bu birçok mevzuda sorun doğuruyor.” dedi.
Online eğitimin verimliliğiyle ilgili görüşlerini paylaşan Sarpten, şu şekilde devam etti:
“Her kademede online eğitim bireysel inisiyatiflerle ölçülüyor ve Bakanlık yalnız ‘kaç şahıs katılıyor’ verisi istiyor, bu rakamın yüzdeliğinin devamlı artması hedefleniyor. Herhangi bir yeni destek sunar verilmezse bu oran artmaz. Kaldı ki bu oran da bir ölçü değildir.
Öğrencilerin %100’ü de katılım sağlasa verimi ne kadardır tartışılır. Ön görülen hedeflere talebe ulaşıyor mu buna bakmak gerek.
Bunların tümü için bütünlüklü bir çalışama isteniyor. Mart 2020’de durum her neyse Mart 2021’de de bu durum hala aynı. Fakat aradan geçen bu sürede satır satır üzerine eklenmedi, taş taş üzerine konmadı.”
Eğitim sistemindeki kademeler arasındaki geçişlerin sınavla bulunduğunu anımsatan Sarpten, buna rağmen söz mevzusu sınavların sınavlar karşı karşıya eğitime gore bulunduğunu savundu.
KGS özelinde bu biçim sınavlara değinen Sarpten, şu yorumda bulunmuş oldu:
“Geçmiş yarı periyodu ve tüm eğitim yılını online meydana getiren bir çocuğun bilgilerini karşı karşıya sınavla ölçemezsiniz. Bu pedagojik olarak da uygun değil.
Pedagoji ilkeleriyle bunlar uymuyor. Bundan verim beklemek anlam ifade etmeyen. Bundan dolayı bundan aslına bakarsan verim alamazsınız. Bu ikisi oldukça ayrı bir durumdur. Bu süreçte hem mezuniyetler, hem kademeler arası geçiş imtihanlarının tümü bu şekilde düzenlenmiş değildir. Aslına bakarsanız mevcut hali büyük bir problem olan KGS, bu yarayı derinleştirmiştir.”
Geçen senenin ikinci periyodu ciddi eğitim kayıpları yaşandığını ifade eden Sarpten, bu süreçteki ders kayıpları için de alternatif bir program yaratılması icap ettiğini söyledi. Sarpten, “Şu anki göstergeleri, karne notları, derslik geçmeler, imtihan notları göz önünde bulundurulmalıdır. Dev gibi bir yitik dönemimiz var. Bu dönemdeki performanslarına bakıp bununla değerlendirme yapılmalı.” şeklinde konuştu.
Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman:
“Bu yıl bir ilk olarak Koleje Giriş Imtihanı da yapılmayıp, öğrenciler, aileler, öğretmenler, müdürlerin ortak yapacakları değerlendirme ile koleje alınacak öğrenciler belirlenmeli.”
Uzun soluklu online derslerin evlatların kaldıramayacağı bir yük olduğuna değinen Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman, bu yılki Koleje Giriş Imtihanı’nın (KGS) yapılmaması icap ettiğinin altını çizdi.
Batman, buna paralel koleje alınacak olan öğrencilerin, aileler, öğretmenler ve müdürlerin ortak yapacakları değerlendirme ile belirlenmesi icap ettiğini dile getirdi.
Online eğitim ve bu süreçte yaşanmış olan birçok mevzuya değinen Batman, hem öğretmen hem aileler hem de öğrencilerin zor günler geçirdiğini belirtti.
Online eğitimin ne kadar etkili bulunduğunu süreç içinde anlayacağız diyen Batman, online eğitimin her öğretim kademsinde değişik etkisinde bırakır yaptığını sadece kıymet olarak tesir derecesinin bilimsel çalışmalarla ortaya konabileceğine değindi.
Şu ana kadar ülkede bu tür bilimsel emek harcamalar olmadığını ifade eden Batman, online eğitimin, karşı karşıya eğitimden oldukça değişik bir olgu olduğuna vurgu yapmış oldu.
Batman, ülkedeki bu süreci şu şekilde değerlendirdi:
“Öğretmenler hazırlıksız yakalandı. Alt yapı, araç-gereç ve donanım problemleri, öğrencilerin mühim bir bölümünü oldukça etkiledi; mesela akıllı telefon, bilgisayar, web erişimi şeklinde. Bunun yanında karşı karşıya eğitimde bile bazı okullarda velilerin okuma- yazma bilmedikleri için evde çocuklarına yardım edemedikleri gerçeğinden hareketle online eğitimde ailelerinden bilimsel niteliği olan destek alamayan öğrenciler için negatif bir durum ortaya çıkmış olduğu hepimiz tarafınca kolaylıkla kabul edilecektir.”
Koleje Giriş Imtihanı (KGS) ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Batman, özetle şunları açıkladı:
“KGS aslına bakarsan pandemi öncesi de ‘sorunlu’ bir sınavdı. Ezberleyen evlatları seçen bir sınavdı. Üst düzey düşünme becerileri olan sorun çözme, yaratıcı düşünme eleştirel düşünmeyi aslına bakarsan ölçmüyordu. Online eğitimde mevzular daraltıldı öğrencilerin öğretmenle karşı karşıya eğitimdeki süreden daha kısıtlı sürelerle öğretim yapmış oldu. Bu yüzden ezberleneceklerin neler olduğu, ezberlemek için hem okulda hem dershanede hem de hususi derste oldukça yine yapılamadı. Bu yüzden KGS eski ezber nitelikli sorulardan kurtarılmadı. Mevzu değil düşünme becerisi ile çözülecek sorulardan oluşturulmadı. Böylece ezberlemeye zaman bulamayan ve ezberi değil düşünme becerisi yüksek olan öğrenciler kolejli olur ki aslına bakarsan bu şekilde olmalıydı fakat KKTC bu tür öğrencileri asla istemiyor.”
Pandeminin kayıplarının bir yıl değil daha uzun süre pek oldukça düzeydeki öğrencilerde sorun oluşturacağını korumak için çaba sarfeden Batman, sosyo-kültürel olarak varlıklı çevrelerden gelen öğrencilerin bu süreçte daha azca kayıplar yaşayacağına vurgu yapmış oldu. Batman, bu mevzuyu şu örneklemler ile söyledi:
. Mesela ilköğretim bu yıl 1. Sınıfta okuma-yazmayı öğrenemeyen öğrenciler gelecek yıl 2. Sınıfta bu kaybı gidermekle uğraşacak sadece ilköğretim 2. Sınıfta matematik, yaşam bilgisi şeklinde derslerdeki mevzuları öğrenmede güçlük yaşayacak. Böylece katlanarak giderecek. Bu tesir 2 yada 3 yıl sürecek bir periyodu kapsayabilir. Sadece şu bir gerçektir sosyo-kültürel olarak varlıklı çevrelerden gelen öğrenciler bu süreçte daha azca kayıplar yaşayacağı da ayır bir gerçektir. Bu yüzden bilimsel çalışmalarla kayıpların hangi toplumsal tabaklardaki öğrencilerde daha oldukça etkili bulunduğunu izah edebilir.
Pandemiyle beraber geleneksel öğretimin durduğunu ifade den Batman, karne yerine pandemiye hususi belgeler düzenlenmesinin daha yararlı olacağını işaret etti.
“Öğrencilerin bilimsel niteliği olan kişilik kavramlarını zedelememek için onları motive edici ‘Başarı Belgeleri’ düzenlenebilir. Öğrencilerin çabaları, öğretmenlerin senkron ya asenkron olarak verdikleri proje başarıları bu belgelerde gösterilebilir.” diyen Batman, öğrencilerin öğrenme çabalarını takdir etmek amacı güdülmesi icap ettiğini kaydetti.
Batman, “Bundan dolayı olağan üstü bir durumda kendi çabalarının en yoğun olduğu bir eğitimden geçmekteler. Bu çabaların desteklenmesi en doğrusu olur.” dedi.
Online eğitim adına uzun süre telefon yada tablet başlangıcında geçen zamanların o kadar da etkili olmadığını korumak için çaba sarfeden Batman, “Öğrencilerin hem ruhsal hem de fizyolojik olarak gerginlikleri sadece fotoğraf, müzik, gövde eğitimi şeklinde derslere daha çok yönelmesi doğru olur.
Bilimsel nitelikli derslerin sürelerinin azaltılması yerinde olur. Senkron derslerin 20 dakika civarında olması önerilir, doğrusu da bu. Karşı karşıya eğitimde bile ilköğretim öğrencileri bir sunu en fazla 10 dakika canlı, dikkati dağılmadan dinleyebilir. Sonrasında öğretmenlere değişik bir etkinlik yaparak, öğrencilerin dağıtılan dikkatlerinin tekrardan ders odaklanmasını sağlamaları önerilir. Hususi okullarda 9’dan 15:30 sonrasında da 17:00’dan 19:00’a kadar dershaneye online da olsa devam etmek evlatların kaldıramayacağı yüktür. O nedenle fotoğraf, spor etkinliklerinin önerileceği gövde eğitimi şeklinde derslere her zamankinden daha oldukça gereksinim var.”
İçinde olunan pandemi sürecinin hepimiz açısından zor bulunduğunun altını çizen Batman, bu yıl KGS sınavının yapılmaması icap ettiğini kaydetti.
Değişik bir uygulama ile koleje talebe alımı yapılması icap ettiğinin altını çizdi.
Batman, mevzuyla ilgili şunları dile getirdi:
“Unutmamak lazım 100 yılda bir olan bir durum pandemi. Öğrencilerin ruhsal ve fizyolojik sağlıklarının bilimsel niteliği olan başarılarından daha mühim olunan bir süreçten geçiyoruz. Öğretmenler olarak biz onlar ‘biz buradayız ve siz değerli ziyaretçilerimizin için varız, siz merak etmeyin’ tepkisini aslına bakarsan veriyoruz, aileler de bu tepkileri vermeli. Bu bağlamda bu yıl bir ilk olarak KGS imtihanı da yapılmayıp, öğrenciler, aileler, öğretmenler, müdürlerin ortak yapacakları değerlendirme ile koleje alınacak öğrenciler belirlenmeli. İnanırım ki gelenekselciler derhal bu fikre eleştiri yapacaklardır fakat doğru olan da bu.”