DOLAR
34,4916
EURO
36,2572
ALTIN
2.963,26
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

“Üvey evlat bile değiliz”

25.01.2024 14:01
7
A+
A-
“Üvey evlat bile değiliz”

 Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Eğitim Sekreteri Burak Maviş, ilkokullarda öğrencilere rehberlik hizmeti verilemediğini, bazı okullarda okul idarelerinin evlatların üstünden kesici alet topladığını, bu evlatların daha fazlaca sevgiye ve ilgiye ihtiyacı bulunduğunu söylemiş oldu.

Maviş, hem Şimal hem de Cenup Kıbrıs’taki eğitim sisteminin ele alınması icap ettiğini kaydederek, “Yasalar ve eğitim programları da ellenmeli” dedi.

Koleje giriş imtihan yönetimin değiştirilmesi icap ettiğini belirten Maviş, “Evlatları rekabet sistemi içine çekmeden, ailelerin cebinden kolej sınavları, öteki hususi dersler ve üniversite imtihanlarına hazırlık için 60 milyon TL almadan bu eğitimin her insana eşit şekilde verilmesini sağlayabiliriz” dedi.

Kıbrıslı Türklerin toleranslı ve hoşgörülü bulunduğunu söyleyen Maviş, “Mustafa Kemal Atatürk ilke ve inkılaplarını benimsedik. Yaşam düzenimizi laiklik çevresinde kurduk. Devletin dini olması imkansız, tüm dinlere eşit olması gerekir. Bu alanda eğitim verilecekse her dine ve mezhebe uygun olarak ve seçmeli eğitim verilmeli” diye konuştu.

Maviş, KTÖS’ün eğitim sorunları ve eğitimin niteliğinin geliştirilmesiyle ilgili önerilerini basın toplantısıyla paylaştı. 7 ana başlık, 40 alt başlıkta birçok mevzuda değerlendirme ve öğrenci yer veren Maviş, tam gün eğitim mevzusuna da değindi, “Tam gün değil tam eğitim olsun istiyoruz. Sendika olarak okulların tam zamanlı çalışmasını, öğleden sonrasında etkinliklere açılmasını istiyoruz” dedi.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de konuşmasında, onlarca hükümet geldi geçti, hepimiz bir şeyler hayata geçirmeye çalıştı fakat eğitim hep siyasal bir argüman, manipülasyon aracı oldu. Problemler bundan dolayı çözülemiyor” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

Hususi Eğitim Uzmanı Emirali Evcimen ise kamudaki hususi eğitim kurumlarının kafi desteği görmediğini ifade ederek, “Üvey evlat bile değiliz. Devlet hususi hususi eğitim merkezlerine ayırdığı bütçenin dörtte birini kamu hususi eğitim merkezlerine ayırmıyor” dedi.

MAVİŞ:  (İLAHİYAT KOLEJİ ) “SÖYLEDİKLERİMİZ ARKASINDAYIZ… BU OKUL AYRICALIKLI”

İlahiyat Koleji mevzusunda da konuşan Burak Maviş, “Biz söylediklerimizin arkasındayız. Okul ayrıcalıklıdır. Öteki devlet okullarına sağlanmayan tüm ayrıcalıklar bu okula sağlanıyor. Öğleden sonrasında da bu okulda değişik bir eğitim politikası izleniyor ve okula girişimize izin verilmediğinden bu eğitimin ne işe yaradığını bilemiyoruz.  Kısa sürede ve seçime günler kala bu okulda bile bile bir mezuniyet belgesi krizi yaratıldı. Eğitim Bakanlığı’nın bu mevzuda emek harcama yapması ve aynı problemi yaşamaması için tedbir alması icap ettiğini düşünüyoruz” görüşüne yer verdi.

Maviş, iki öğretmen sendikasının İlahiyat Koleji’yle ilgili davasının sürdüğünü belirtti.

Talebe, öğretmen, şube sayılarıyla ilgili de informasyon veren Maviş, “Bazı sınıflarda talebe sayısı 35’i geçiyor. Bazı sınıflarda sayı daha azca. Her okulun talebe kotası olmalı ve talebe nüfusu sınıfın metrekare alanı ve okulun metrekare alanına bakılırsa tekrardan yapılandırılmalı. Girne 23 Nisan İlkokulu’nda talebe sayısı 1100’e yaklaştı. Her öğrenciye sınıfta düşen metre kare 2-2.5 metrekare olmalısı gerekirken Girne’deki bazı okullarda bu alan 1.1 metrekareye düştü. 40 kişilik sınıflarda eğitim verilmesi de mümkün değil” dedi.

İlkokullarda öğrencilere rehberlik hizmeti verilemediğini anımsatan Maviş, Girne’de bir okulda, öğrencilerin yüzde 12.5’inin anne ve babasının boşanmış, yüzde 35’inin de ebeveynlerinden birinin akşam çalıştığıyla ilgili informasyon vererek, “Bu evlatların daha fazlaca sevgiye ve ilgiye ihtiyacı var. Okul idareleri bu evlatların üstünden kesici alet topluyor. Okulda çeteleşme oluyor. Çocuklar okuldan sonrasında zamanlarını web kafelerde ve değişik yerlerde geçiriyorlar. Okula döndüklerinde hem arkadaşlarına hem öğretmenlerine sertlik eğilimi gösteriyorlar. Bu evlatları dinleyecek, yönlendirecek rehber öğretmenler yok. Bu kadroların oluşturulması acil” uyarısında bulunmuş oldu.

Ailelerin belirli zamanlarda eğitimden geçirilmesi üstünde duran Maviş, “Bir çok vakit çocuğun davranışlarının okulda değişeceği düşünülüyor fakat çocuğun okulda geçirdiği saat 4, evindeki geçirdiği saat 20. O nedenle aileye düşen mesuliyet da büyük. Okulla aileler içinde bir sözleşme imzalanmalı. Eğer aile bu sözleşmedekilerin gereğini yapmazsa bu çocuk hakları ihlali olmalı. Toplumsal Hizmet Dairesi ile iş birliğine geçilmeli ve aileye yaptırım uygulanmalı. Biz bunu istiyoruz” diye konuştu.

Ülkedeki eğitim için Türkiye’den gönderilen değil burada hazırlanan kitapların kullanılması icap ettiğini belirten Maviş, “İlkokul için kitap yazma becerimiz bulunduğunu gösterdik. Mahalli kaynaklarla bu kitapların basılmasını da sağlayabilir” dedi.

GİRNE’DE OKUL İHTİYACI… “EYLÜL AYINDA YİNE CİDDİ BİR KRİZ YAŞAYACAĞIZ”

Maviş, 10 yeni okul ihtiyacı bulunduğunu belirterek, “Girne en acil olandır. Sabah yaptığımız toplantı neticesinde ne ortaokulun ne de ilkokulun yetiştirilemeyeceğini öğrendik. Eylül ayında gene ciddi bir kriz yaşayacağız. Dövizin yükselmesiyle özelden devlet okullarına ciddi bir geçiş vardır. Bu hizmeti verebilecek şekilde kendimizi programlamalıyız. Şu an idareten bir eğitim dönemine gireceğiz şeklinde görünüyor” dedi.

816 ÇOCUĞUN ANA DİLİ TÜRKÇE DEĞİL

Okullara devam eden 816 çocuğun ana dilinin Türkçe olmadığını, bu evlatların yabancı dil konuştuğunu belirten ve bu öğrenciler için okullarda oryantasyon sınıflarının oluşturulması icap ettiğini söyleyen Maviş, “Okul güvenliği, taşımacılık, inşaatlar, kantinler ve besin denetimi ile ilgili okul yönetim kurullarının da etken vazife alacağı yasal mevzuat oluşturulması da gerek” diye konuştu.

Maviş, öğretmen ve kadrolu hademe gereksinimleri mevzusunda da detaylı informasyon vererek, hizmet alımı yöntemine gidildiği için bir çok okulda yazları hademe kalmadığına işaret etti.

Dört yaş için okula giden talebe oranının gerilediğini de işaret eden Maviş, “Okulöncesi öğretmen yardımcısı kadrolarının açılması, okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılması, okul öncesi birimin kurulması, okul öncesi eğitim yasasının çıkarılması lazım. 100 olan öğretmen yardımcıları ekibinin ilk 25’i kullanılsın” şeklinde aktardı.

Maviş, Londra Türk Okulları ile ilgili içinde Cemiyet Merkezi, Ortaklık, Temsilcilik, Eğitim Bakanlığı ve sendikalarında olacağı bir konuşma düzenlenmesi icap ettiğini de belirtti.

Örgün eğitimde evlatların öğretim görmüş olduğu sürenin dünya standartları üstünde bulunduğunu kaydeden Maviş, “Eğitime ayrılan süre tartışılmalı, emek harcama yaşamının değişmesiyle beraber evlatların güvenli, nitelikli ve parasız eğitim alacağı ortamlar için devlet ve mahalli yönetimler tüm vatandaşların erişeceği projeler üretmelidir” dedi.

Okullara bütçe oluşturulması üstünde duran Maviş, “Döner ana para tüzüğünün hazırlanması ve talebe, öğretmen, okul alanına bakılırsa okullara bütçe ayrılması gerek” önerisini paylaştı.

Yasalara da değinen Maviş, Öğretmenler Yasası’nın, Öğretmen Yükselme Tüzüğü’nün, Öğretmen Nakil Tüzüğü Ulusal Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu (MEDDYK) Yasası’nın güncellenmesi icap ettiğini söylemiş oldu.

Maviş, Öğretmen Yetiştirme Sistemi ile Mustafa Kemal Atatürk Öğretmen Akademisi’nin (AÖA) tekrardan yapılandırılması icap ettiğini de belirtti.  Burak Maviş, Mayıs 2017’de görüşülmesi için ivediliği alınan Kamu Çalışanlarının Aylık (maaş-ücret) ve Öteki Ödeneklerinin Düzenlenmesi (Değişim) Yasa Tasarısı’nın tekrardan Meclis’in gündemine taşınmasını talep etti.

Maviş, Eğitim Bakanlığı teşkilat yapısının tekrardan düzenlenmesi, bakanlık çatısı altında “Hususi Eğitim Dairesi, Okulöncesi Birimi, Araştırma Geliştirme Birimi, Ölçme Değerlendirme Birimi ve Çocuk Hakları ve Çocuk Koruma Birimi” oluşturulması icap ettiğini belirtti.

Maviş, “Eğitim politikasının, eğitim ortamlarının, okulların, ders kitabı ve eğitim programlarının evrensel ilkelere bakılırsa tekrardan düzenlenmesi” önerisini de dile getirdi. 

ELCİL: “NÜFUSU BİLMİYORSANIZ EĞİTİMİ, SAĞLIĞI, SOSYAL HAYATI PLANLAYAMAZSINIZ”

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de basın toplantısında söz alarak, “1997’de sendikaya eğitim sekteri oldum. Eğitimin sorunlarını 13 maddede toplamıştım. Genç dostlarım aynı sorunları tekrarlıyor. Geçen sürede o kadar da yol kat edemedik” dedi.

“Bir ülkede nüfusu bilmiyorsanız, eğitimi de sağlığı da toplumsal yaşamı da planlayamazsınız” diyen Elcil, “Siyasal irade ve kararlılık yoksa sorunlara çözüm bulunamayacağına inanmıyorum. Eğitimle ilgili sorunlarımız başlangıcında sistem geliyor. Onlarca hükümet geldi geçti, hepimiz bir şeyler hayata geçirmeye çalıştı fakat eğitim hep siyasal bir argüman, manipülasyon aracı oldu” şeklinde konuştu.

Çanakkale kampına da değinen Elcil, “Bu gezinin harcamaları eğitime ayrılan bütçeden alınıyor. Bu mevzuda Eğitim Bakanlığı ile projeyi düzenleyen kesimler çelişkiye düştü. Meydana getirilen ilk iş Türkiye’nin kitap basımı ve tamirat için verdiği katkıyı kısmak oldu. Kendi toplumumuza uygun eğitim yapılanmasına izin verilmiyor. Bizlere dindar ve kindar nesiller yetiştirmek için bir vazife yüklemeye çalışıyorlar. Buna karşı çıkmaya devam edeceğiz, parasız, demokratik ve bilimsel eğitim ilkelerimizden ödün vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

EVCİMEN: “DİLENİYORUZ. SPONSORLARLA GÖRÜŞÜYORUZ”

Gazimağusa Hususi Eğitim Merkezi’nden Hususi Eğitim Uzmanı Emirali Evcimen ise kamudaki hususi eğitim kurumlarının devletten kafi desteği görmediğini ifade ederek, “Üvey evlat bile değiliz” dedi.

Ülkede ilk kez 1976’da hususi eğitim merkezi kurulduğunu belirten Evcimen, “Hususi gereksinimli bireylere iyi mi, ne şekilde, kimlerin, hangi içerikte, hangi biçim ortamlarda eğitim verileceği belirten bir yasa yok. Bu hepimiz için oldukça zorlayıcı” dedi.

Hususi gereksinimli ferdin doğduğu andan itibaren eğitim ortamına alınması icap ettiğini vurgulayan Evcimen, İlköğretim Yasası’yla çalıştıklarından bu şekilde ufaklıklara sadece 4 yaş itibarıyla eğitim vermeye başladıklarını kaydetti.

Evcimen, “Hususi eğitim aslına bakarsanız fazlaca yavaş ilerleyen bir süreç. Fazlaca vakit kaybediliyor” dedi.

Geçmiş yıllarda 30 küsur öğrencinin 3 yıl süresince hususi eğitimi alabilmek için sırada beklediğini söyleyen Evcimen, “Mezun vardı fakat hususi eğitim ataması yoktu” şeklinde konuştu.

Hususi gereksinimli bireyler için yasanın bir an ilkin geçmesi, öğretmen eksikliğinin giderilmesi icap ettiğini ifade eden Evcimen, yaşanmış olan maddi sorunlara da değindi ve şunu ekledi:

“Devlet hususi hususi eğitim merkezlerine ayırdığı bütçenin 4’te birini kamu hususi eğitim merkezlerine ayırmıyor. Bu yıl bir hususi eğitim merkezine 2 milyon TL ayrıldı. Taşımacılığı da devlet tarafınca yapılıyor, hususi eğitim merkezi çocuklardan para da alıyor.”

“İşlerimizi ne şekilde mi yürütüyoruz?” ifadelerine yer veren Evcimen, “Dileniyoruz. Sponsorlarla görüşüyoruz. Katkı bulursak hususi gereksinimli ferdin eğitim ortamını, olması gerektiği şeklinde düzenliyor, bulamıyorsak olduğu şeklinde bırakıyoruz” dedi.

Hususi eğitim pahalı bir süreç bulunduğunu da kaydeden Emirali Evcimen, “Devlet bu ufaklıklara yaşam boyu eğitim vermeli, ebeveyne ruhsal destek de vermeli. Ruhsal destek bizim vatanımızda olmayan bir boyut. Çocuk engelli tanısı alıyor, yönlendiriliyor fakat ebeveynin iyi mi bir ruhsal çöküntü yaşamış olduğu sorgulanmıyor, destek verilmiyor” şeklinde konuştu.

Bazı hususi hususi eğitim merkezlerine devlet tarafınca haftada bir ergen psikiyatri uzmanı görevlendirildiğini da belirten Evcimen, “Kamu hususi eğitim merkezlerine bu destek sunulmuyor. 3 ay süresince hastanede sıramızın gelmesini bekliyoruz. Bilhassa de Mağusa’da. Devlet kurumları hususi eğitimde üvey evlat bile değil. Bu yıl birazcık daha şanslıyız. Hususi eğitimden yararlanamayan 30 talebe ilk kez öğleden sonrasında eğitim almaya başladı” dedi.

Hususi Eğitim Uzmanı Emirali Evcimen, basına, “Hususi eğitimi ve sorunlarını devamlı gündeme alın” diyerek de seslendi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.