Dila ŞİMŞEK
“Gündem Eğitim” Yazı Dizisi’nde bu hafta Yakın Doğu İlkokulu’ndayız… Yakın Doğu İlkokulu, 1996’da Kıbrıs’ın kuzeyindeki ilk hususi okul olarak kurulmuş. İlkokul ve anaokulunda, toplamda 1360 talebesi ve 210 öğretmeni bulunuyor. 14 senedir Yakın Doğu İlkokulunda eğitim veren Okul Müdür Muavini Mehmet Süleymanoğlu, üç senedir de muavinlik yapıyor. “Bizim için oldukça süratli bir gelişim oldu” diyen Süleymanoğlu, kaliteli bir eğitim vermeyi ön planda tuttuklarını dile getiriyor. Süleymanoğlu, “Ilk olarak insana, çevreye ve doğaya saygılı, onları önemseyen bireyler yetiştirme kaygısındayız” şeklinde konuşuyor.
“Evlatların öğleden sonraları katılmış olduğu 42 değişik toplumsal etkinlik var”
Tam gün eğitim veren YDİ, kuramsal eğitim sonrası toplumsal etkinlikler düzenliyor. Süleymanoğlu, “Öğrencilerimiz, yüzmeden seramiğe, baleden futbola, jimnastikten satranca kadar 42 değişik faaliyete katılabiliyor” diyor. Öğrencilerin yalnız zihinsel gelişimini değil el becerileri ve spordaki başarıları ve duygu gelişimlerini de oldukça ciddiye aldıklarını ekliyor. Okulda eğitim veren 8 rehber öğretmeni bulunduğunu kaydeden Süleymanoğlu, çocuk hakları temelinde küçüklere ihtiyaç duyulan tüm desteği verdiklerini belirterek, “Bu ülkenin evlatları bizim çocuklarımızdır” diye ifade ediyor.
“Eğitim somut bir şey değildir”
Muavin Süleymanoğlu, “Bugün kurguladığınız eğitim sistemini, üç yıl sonrasında yeniden gözden geçirmelisiniz… Şu sebeple eğitim somut bir şey değil. Bugünün şartları, gençleri, gençlerin ilgileri ve öğrenme şekli, teknoloji, öğretim metotları birkaç yıl sonrasında tamamen değişebilir” diye konuşuyor. İngilizcenin dünya kontakt dili ve bilim dili olması sebebiyle evlatların dil öğrenmesine oldukça ehemmiyet verdiklerini kaydediyor. “Sadece yalnız bunun kafi olmadığı görüşüyle, ilköğretim birinci sınıftan itibaren Fransızca eğitimine de başlayacağız, anaokulda aslına bakarsanız temeli alınmış bir halde gelen çocuklar, ortaokula kadar bilgisini iyice geliştirebilecek” diyor.
“Robotik kodlamada AB ödülü aldık”
Robotik kodlama dersinin, mühendislik dallarının buluşmuş olduğu bir ders bulunduğunu belirten Süleymanoğlu, Avrupa’daki eğitim sistemini takip ettiklerini ifade ediyor. Birkaç projeye üye olduklarını söyleyerek, “6 değişik faaliyette organize edilen etkinliklere katılarak, AB Mükemmellik Ödülü aldık. Bu bizi oldukça daha iyisini halletmeye teşvik etti” diye devam ediyor. Her yıl spordan resme birçok alanda başarıya imza attıklarını da ekliyor. Kendini devamlı yenileyen bir eğitim sistemi sağladıklarını vurgulayan Süleymanoğlu, yeni bir proje daha başlattıklarını ve şunları söylüyor: “Kurumumuzun büyük bir planlama ile ortaya koyduğu ülkemiz evlatları ve gençleri için yeni bir ufuk yaratan, Özay Günsel Çocuk Üniversitesi’ni kurduk. 6 ve 17 yaş arası evlatlarımızın katılacağı ve 18 Haziranda başlayıp 9 Ağustos’ta sonlanacak olan çocuk üniversitesi, çocuklarımızdan ve halktan büyük ilgi görüyor. Ek olarak, evlatların kendi ilgi alanına bağlı olarak dersleri seçme şansı var. Dersleri aileleri tarafınca değil kendilerince seçecek olan çocuklar, bilim adamları ile beraber çalışacak ve imtihan olmayacak”
“Yarış atı değil, duyguları olan topluma yararlı bireyler yetiştiriyoruz”
Süleymanoğlu, bundan 25 yıl sonrasında bugünün evlatlarının ülkede değişik kademelerde bulunacağını belirtiyor ve konuşmasını şöyleki sonlandırıyor: “Küçüklere doğru şeyler aşılanırsa, Kıbrıs Türk halkını oldukça güzel şeyler bekleyecektir. Aslolan gayemiz gelecekte söz sahibi olacak fertleri, şimdiden doğru temelde yetiştirmek. Yarış atı değil eti kemiği duyguları olan insanoğlu yetiştiriyoruz. Evlatların duygu dünyalarının gelişimine ehemmiyet veriyoruz”
İngilizce Kısmı Başkan Yardımcısı ve Öğretmen Deniz Özkan: “Evlatların kapasitesinin ve ilgi alanlarının değişik olduğu bilinciyle her çocuğa hususi çocuk olarak yaklaşırım”
“Okulumuz ilk kurulduğu tarihten beri burada öğretmenlik yapıyorum. 1996’da Yakın Doğu’dan mezun olup, ilkokulunda göreve başlamış oldum. Mezun olur olmaz aynı okul bünyesinde bir iş sahibi olmak beni oldukça heyecanlandırdı. Okulun gelişimine bizzat tanıklık etmiş oldum. İlk başladığımda bir bina ve daha azca talebe olmasına karşın, hızla büyüdük ve oldukça daha çok kişiye ulaştık. Kalitemiz daima oldukça iyiydi fakat zaman içinde kendimizi oldukça daha geliştirdik. Çocuklarla olan iletişimimde ise en oldukça empatiye ehemmiyet veriyorum. Evlatların kapasitesinin ve ilgi alanlarının değişik olduğu bilinciyle her çocuğa hususi çocuk olarak yaklaşırım. Mesela matematiği asla anlamış olmayan ve ilgisini çekmeyen bir çocuk, ileride oldukça iyi bir sanatkar olabilir. Ne yazık ki klasik eğitim sisteminde, Türkçe ve Matematik derslerinde olan başarıya ehemmiyet veriliyor. Sadece tüm dünyada bu sistemin dışına çıkmak için uğraşılıyor. İlk ilkin insan eğitim mühim; ruhsal, zihinsel ve bedensel… Bilimsel niteliği olan başarı bundan sonrasında gelmeli. Çocuklar genel anlamda İngilizce derslerini, kendi katılımları da olduğundan oldukça seviyor. Dinleme, rol yapma, kartlı oyunlarla bilimsel nitelikli anlatımın yanında onlara eğlendirerek öğretmeyi amaçlıyoruz. Öğretmen konuşsun talebe dinlesin değil, çocuklar da uygulamalı etkinliklerle kendi aralarında kontakt kurarak hem özgüvenlerini geliştirebilir, hem de öğrenmiş olur. YDİ’nin kuruluşundan bu yana burada çalışmaktan oldukça memnunum ve okulumuzun gelişimini görmek beni oldukça mutlu ediyor.”
Melisa Nur Yıldız: “Mimar yada polis olmak isterim”
“Ben beşinci sınıfa gidiyorum. Okulumu oldukça seviyorum. Dostlarımla aram oldukça iyi. En sevdiğim ders bilgisayar. Büyüyünce ne olacağıma karar veremedim fakat mimar yada polis olmak isterim.”
Ece Ilgın Oygucu: “Büyüyünce ise moda tasarımcısı olmayı isterim”
“Ben bu okula geçen yıl, Antalya’dan taşınınca kaydoldum. Birkaç haftada derhal adapte oldum. Ortaokulda da Yakın Doğu’ya devam edeceğim. Büyüyünce ise moda tasarımcısı olmayı isterim.”
Güneş Ergün: “En sevdiğim ders fotoğraf”
“Anaokulundan beri bu okuldayım. Anaokulundan beri dostlarımla birlikteyim ve aile şeklinde olduk. Kolej sınavına kendimi ölçmek için gireceğim sadece Yakın Doğu’ya devam etmeyi düşünüyorum. Büyüyünce hekim olmayı hedefliyorum. En sevdiğim ders ise fotoğraf.”
Şifa Deniz Baysen: “Büyüyünce tiyatrocu olmayı isterim”
“Dostlarımla oldukça yakınız ve okulda oldukça mutluyum. Büyüyünce tiyatrocu olmayı isterim. Şu anda iki senedir Belediyenin tiyatrosunda ders alıyorum. Ümit ederim bu yeteneğimi geliştirebilirim.”
Tan Özkan: “En sevdiğim ders gövde eğitimi bu sebeple sporcuyum”
“Ben anaokulundan beri bu okuldayım. Öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı oldukça seviyorum. En sevdiğim ders gövde eğitimi bu sebeple sporcuyum. Futbolla ilgileniyorum. Büyüyünce ise mimar olmayı isterim.”
Hasan Tezel: “Okulumuzun Badminton takımındayım”
“Benim en sevdiğim ders matematik ve gövde eğitimi. Bununla birlikte sporcuyum. Okulumuzun Badminton takımındayım, başarıya ulaşmış olduğumuz için bu hafta Türkiye’ye giderek ülkemizi temsil edeceğiz. Fazlaca heyecanlıyım.”