2 bin 500 talebe internetsiz ve tabletsiz

Eğitimde tekrardan online (web üstünden) eğitime geçildi. Gözler bilhassa ilk ve orta dereceli okullardaki erişime ve alt yapıya çevrildi. Pandemide 10 ay geride kaldı, online eğitim alanında kamudaki eksiklikler hala giderilmedi. Kamu ile hususi okullar arasındaki fark bir kez daha gün yüzüne çıktı.

Fehime ALASYA

Hususi okul ve eğitim merkezlerinde Mart ayından beridir sorunsuz ilerleyen online (İnternet üstünden) eğitime rağmen, kamu okullarındaki eğitime uzaktan erişim sorunları halen sürüyor. Eğitimde örgütlü sendikalar öğrencilerin yarısının gerek web gerekse aygıt kullanımı yüzünden hala sorun yaşadığını ifade ederken, Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu ise 2 bin 500 öğrencinin tableti olmadığını açıkladı, “Problemler oldukça fazla, yavaş yavaş giderilecek” dedi.

Eğitimde fırsat eşitsizliğinin’ ortadan kalkması içi derhal kriz masası oluşturulması icap ettiğinin altını çizen eğitim bilimciler ise ‘bütünlüklü plan koşul’ dedi.

Hususi eğitim merkezleri ve hususi okullarda kullanılan uygulamalar ise incelendiğinde kamu-özel arasındaki fark bir kez daha gün yüzüne çıktı.

Kamu okullarında kimi öğretmenler google meet/zoom programı üstünden online eğitim yaparken, kimi öğretmenler ise online ders yerine whatsApp’tan öğrencilerine bir tek ödev yollayarak kapanma sürecindeki eğitime ayak uydurmaya çalışıyor. Hususi merkezlerde ise bu durum satın alınan uygulamalı programlar ile Mart ayından beridir genel bir platformda sorunsuz devam ediyor.

İlk ve orta öğretimde durum aynı

20 bin civarı ilköğretim öğrencisinin %50’sinde tablet yada bilgisayar olmadığı, akıllı telefon kullandıkları ifade edilirken, hala uzaktan eğitime ulaşamayan evlatların olduğu kaydedildi. Orta eğitimde ise sendikaların gözlemine dayalı 2 bin civarında öğrencinin uzaktan eğitime erişemediği ortaya kondu.   

İlköğretimde 250 sözü geçen bir pilot okulda meydana getirilen örnek çalışmanın aslen eğitimdeki genel tabloyu yansıttığını ifade edilirken, bu araştırmada; online eğitim alan öğrencilerin % 55’inin ailesinin evde olması durumunda akıllı telefon kullanarak eğitim alabildiği, bu yüzdelik içinde asla eğitime ulaşamayan öğrencilerin de olduğu kaydedildi.

Kamuda yönetim ve öğretmenlerin tercihine bırakıldı

Bakanlık tarafınca okullara meydana getirilen Uzaktan Eğitim Yönergesi’nde Moodle üstündeki BigBluButton, Jitsi yada bağımsız olarak zoom, google classroom, Microsoft teams vb. programları kullanarak senkron derslerin planlanabileceği açıklandı.

Birçok öğretmenin ise karmaşık bulmuş olduğu Moodle uüzerindeki uygulamayı tercih etmeyerek WhatsApp üstünden ödev paylaşımında bulunmuş olduğu ifade edildi.

Bakanlığın şu anda ‘Moodle sistemi’ kullandığı, buna rağmen alt yapısındaki yetersizlik sebebiyle bünyesindeki okulları esnek bırakarak, ‘İmkanlarınız dahilinde isteyen kendi sistemini’ kullanabilir söylediği de öğrenildi.

Hususi okullarda sistem oturdu

Hususi okullarda ise kurulan Google meet ve Google Clsroom benzer biçimde çeşitli sistemler üstünden online eğitim kesintisiz sürerken, öğrencilerin katılımında devamsızlık çizelgeleri tutulup ailelere geri dönüş yapılıyor. Tüm bunların yanında bazı hususi okullarda ise teknik öğretmenlerden oluşan ve anlık sıkıntılara müdahale edebilecek görevliler de hazırda bekletiliyor.

Bütünlüklü çözüm ve tüm paydaşların görüşü koşul

Öğrencilerin uzaktan eğitime katılma kapasitesinin arttırılması icap ettiğinin altını çizen eğitim bilimciler ise bunun için bütünlüklü bir çözüm ve tüm paydaşların içinde yer alacağı ‘kriz masası’ olması gerektiği mevzusunda aynı fikir…

Ulusal Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu:

“Problemler oldukça fazla, yavaş yavaş giderilecek”

2 bin 500 öğrenciye tablet ve web altyapısı sağlamak için çalışmaların sürdüğünü özetleyen Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu, online eğitimle ilgili altyapının dörtlü hükümet döneminde kat be kat arttırıldığını, buna rağmen ülkedeki web altyapısının ise buna müsaade etmediğini belirtti.

Hangi okullarda eksiklikler olduğu yada kaç öğrencinin online eğitime ulaşımda sorun yaşadığına ilişkin sayı paylaşmazken, tüm sıkıntıların kalem kalem bilgisinde bulunduğunu dile getirdi.

Uzaktan eğitim kapsamında tüm okulların devam ettiğini kaydeden Amcaoğlu, “En mühim sorun ilkokullardadır. Online sistemle ilgili eğitim bakanlığının alt yapısı için 2021 yılının bu evveliyatına kadar 7 bin öğrencinin sitemden faydalanmasını sağlayabiliriz. Alt yapı eksikliği sebebiyle 7 bini 70 bine çıkaramıyoruz.” dedi.

“402 tablet dağıtılacak”

Tecim Odası’nın 142 tablet bağışı, yardımseverlerin 10 tablet bağışı ve Bakanlığın 250 tane tablet dağıtımı ile toplamda 400 tane tabletin daha ihtiyaçlı öğrencilere ulaştırılacağını özetleyen Amcaoğlu, “Ben de kendi kişisel lapot ve bilgisayarımı armağan edeceğim, her insana de çağrıda bulunacağım. Bazı evlerde fazla fazla duran tabletler yada bilgisayarlar kullanılsın, birazcık da statülerimizi bir kenara bırakıp harekete geçelim, hepimiz devreye girsin” dedi.

“Fırsat eşitsizliğinin ortadan kalkması için çabalıyoruz”

53 bin öğrenciden biri bile uzaktan eğitime erişmede sorun yaşarsa bu eşitsizlik olur. Tüm bunların bilincindeyim fakat bu tarz şeyleri aniden çözemem, bir taraftan da pandemi ile uğraşıyoruz. Problemler oldukça fazla, yavaş yavaş giderilecek.” şeklinde konuştu.  

Okullardaki tüm eksikliklerin bilincinde bulunduğunu kaydeden Amcaoğlu, fırsat eşitsizliğinin ortadan kalkması için çabaladıklarını belirtti.

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Tahir Gökçebel:

“Hala tabletsiz, internetsiz binlerce talebe var”

Salgın sürecinin balında, Mart ayından beridir 23 bin öğrencinin 2 bin 500’ünün aleti yada internetinin olmadığını tespit ettiklerini özetleyen KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel hala daha tabletsiz binlerce talebe bulunduğunu açıkladı.

Gökçebel, “Sürecin başlangıcında hepimiz kampanya yaparak 470 civarı tableti okullara dağıttık. Mart ayından beridir tableti olmayan çocuklar bulunduğunu biliyoruz, aylardır bu mevzu çözüme kavuşturulmadı fakat şimdi mi girişim yapıldığı söyleniyor?” dedi.

Eşitlik adına bir öğrencinin bile eğitime uzaktan erişim imkanı yoksa bu yıl sonu imtihanlarının yapılmaması icap ettiğini kaydeden Gökçebel, Eğitim Bakanı’nın ısrarla okulların açılmasını istemesinin sebebi de uzaktan eğitimle ilgili hiçbir altyapı ve hazırlığının olmamasına bağladı.  

Mart ayındaki kapanma döneminde uzaktan erişimi gerçekleştiremeyen, online derslere girmeyen talebe sayısının %33’lerde bulunduğunu anımsatan Gökçebel, yasla çerçevede zemin oluşturulamadığı,  devam-devamsızlık benzer biçimde konuların takibinin yapılamadığı için bunun arttığını savundu.

Bu zamanda sendikanın okul, talebe ve aileleri ile dayanışmasını sürdüreceğinin de altını çizen Gökçebel, “Her türlü katkıyı hayata geçirmeye çalışacağız, fakat Bakanlık tek bir öğrenciyi bile eğitim hakkından mağdur edeceklerse buna karşıyız. Tespitlerin olmadığı mazereti asla kabul edilemez.” dedi.

Ihtimaller içinde kapanmada yapılması gerekenlerin ne olduğu, yapılması ihtiyaç duyulan tespitler bulunduğunu onlarca defa dile getirdiklerini özetleyen Gökçebel, buna rağmen hiçbir adım atılmadığını açıkladı.

Salgın döneminde sıhhat ve güvenlik mevzularında eğitim kitapçığı çıkarılmasına rağmen uzaktan eğitimin müfredatındaki programla ilgili emek verme yapılmadığını özetleyen Gökçebel, kendi ülkemize özgü uzaktan eğitim programları ve erişimi oluşturulması icap ettiğini dile getirdi.

Her okulun yada her öğretmenin kendince çeşitli uygulamalardan ders yürütmeye çaba gösterdiğini özetleyen Gökçebel, bunun için de web altyapısının hala oluşturulmadığını belirtti. “Buraya kaynak aktarılacağına Türkiye’de uzaktan eğitim sistemi alınmak istendi. Bu eğitimde yeni bir AKSA’dır. Eğitim kuruluşların tek kuruşluk bir bütçesi yokken tertipli bütçe isteyen bu uygulamaya yönelmek akıl işi değildir. Bakanlık uzaktan eğitime ulaşabilmişse tek çalışanlar öğretmenler, okul idaresi ve ilgili dairelerdir, bakanlığın hiçbir katkısı yoktur.” dedi.

“Aşılanma için de geç kalınmamalı”

Ihtimaller içinde açılma durumunda da öğretmenlere yönelik ciddi bir aşılama programının olması ve okulların kapanmaması, devamlılığı için buna gerekseme duyulduğunu kaydeden Gökçebel, aşılama mevzusunun geç olmadan ele alınması icap ettiğini de hatırlattı.

KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş:

“Eğitim, öğretmenlerin ve okul idarelerinin gayreti ile devam ediyor”

“Eğitim, kurumsal olarak değil, öğretmenlerin ve okul idaresinin gayreti ile devam ediyor.” diyen KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş, her okulun değişik bir sistemde ilerlemesinin okullar içinde fırsat eşitsizliği yarattığını, bazı durumlarda öğrenciler arasındaki eşitliğin bile arttığını örneklerle söyledi.

250 sözü geçen bir pilot okulda meydana getirilen örnek çalışmanın aslen eğitimdeki genel tabloyu yansıttığını ifade eden KTÖS, online eğitim alan öğrencilerin % 55’inin ailesinin evde olması durumunda akıllı telefon kullanarak eğitim alabildiği, bu yüzdelik içinde asla eğitime ulaşamayan öğrencilerin de olduğu ifade edildi.

Meydana getirilen araştırmada okuldaki online eğitim alanında öğrencilerin yüzde 55’inin ya kendi ya da ailesinin akıllı telefondan, yüzde 28’inin bilgisayardan, yüzde 16’sının tabletten eğitime ulaşabildiğini ortaya çıkardı. Bu yüzdelik içinde ise %1 oranında öğrencinin asla birinin eğite erişemediği görüldü. 

Maviş, açıklamasında özetle şunları açıkladı:

“Bu eşitsizlik aslına bakarsan kamu ile hususi içinde oldukça fazla vardı. Bu süreçte eğitim bakanlığı ve hükümet uzaktan eğitim platformlarına lüzumlu yatırımı yapmadı, altyapı tamamlanmadı, okullar içinde da ciddi eşitsizlik ortaya çıkacak.

Ailesinin akıllı telefonunu kullanan çocuklar ise eş zamanlı eğitime ulaşamıyor. Bu çocuklar akşam aileler eve erişince eğitime erişmesi de üstelik bunu WhatsApp’tan yapması da oldukça düşük verim elde edilmesine niçin oluyor ve öğrenciler içinde bile bilgiye erişimde ciddi eşitsizliğe niçin olacak. Eşitlikçi ve adil bir yaklaşım sadece eşit koşullar olduğunda sağlanabilir.”

Levent İlkokulu Müdürü Osman Fırat:

“Devamsızlıkları görüyoruz, derhal aile ile iletişime geçiyoruz”

Google meet programı ile canlı derslerin yapımı, Google Clsroom ile de ödev benzer biçimde değişik çalışmaların yürütülmüş olduğu özetleyen Levent İlkokulu Müdürü Osman Fırat, “Hiçbir sorunumuz olmuyor, Mart ayından beridir bu sistemlerde lüzumlu altyapılar öğretmenlerimize de kazandırıldı.” dedi.

Online ders vermenin teknikleri üstüne de öğretmenlerine daha ilkin de kısa kurs ve bildirimler yaptıklarını özetleyen Fırat, okul müdürü yetkisiyle tüm sınıflara erişim hakkım bulunduğunu, her ders için yoklamalar yapıldığını ve devamsızlıkların da görüldüğünü belirtti.

Online eğitimdeki detaylarına değinen Fırat, şöyleki devam etti: “Eğer talebe derse katılmamışsa aileye muhakkak dönülüyor. Çözebileceğimiz bir durum var ise çözüyoruz, yoksa ve isteksizliğe bağlı bir durumdur konuşarak üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Tüm bunların yanında teknik öğretmenlerden de 5 kişilik ekip kurarak anlık doğabilecek teknik sorunlara da müdahalelerini sağladım.”

ELİT Dershanesi:

“İki senedir sorunsuz bir online sistemimiz var”

HLS Eğitim programını satın aldıklarını ve iki senedir bunu sorunsuz kullandıklarını belirten ELİT dershanesi de tüm detaylarıyla öğrencilerini takip edildiğini kaydetti.

Dershaneden aktarılan detaylarda; “Online eğitimde tüm öğrencilerimiz derslik olarak katılıyor, çözdükleri sual şıklarını, katılımlarını, evlatları canlı görüyoruz. Kitaplarımız da PDF olarak sisteme eklendi, bu tarz şeyleri da oradan takip ediyoruz. Her çocuğun devamsızlığı takip ediliyor. Kim ödev yapmış oldu, kim kaç dakika vakit harcadı, tüm bilgileri görüyoruz. Ülke altyapısından kaynaklı kopmalar olabiliyor fakat bunlar da kısa sürüyor.” denildi.

Artı Eğitim Merkezi:

“1. Sınıftan 5.Sınıfa canlı ifade aylardır sorunsuz aşama kaydediyor”

Evvelde hazırlanan mevzu video ve mevzu testlerini Google Zoom programı üstünden online ders, mevzu anlatımı, ödev ve çeşitli canlı uygulamalar ile hayata geçiren Artı Eğitim Merkezi ise birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar her yaş grubunu kapsayan sistemle çalışıyor. Tüm bu data birikimine 7/24 ulaşım imkanı olduğu ifade edilirken, uygulamanın sorunsuz sürdürüldüğünü de kaydedildi.

Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman:

“Eğitimde derhal bir kriz masası oluşmalı”

Ülkede kaç öğrencinin uzaktan eğitimde sorun yaşamış olduğu, bu sıkıntıların ne olduğuna yönelik istatistiki verilerinin olması icap ettiğini özetleyen Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman, evde bilgisayarı olmayan, interneti olmayan kişilerin bu süreçte tespit edilmesi icap ettiğini açıkladı. Bu zamanda eğitime katılamayan öğrencilerle ilgili rakamların oldukça ciddi olduğuna değinen Batman, bazı bölgelerde evinde tablet, bilgisayar ve web olmayan evlatların bulunduğunu açıkladı. Bunların tespitiyle sorunların çözülebileceğini özetleyen Batman, çeşitli bağış ve yardımlarla bunun kontrollü olarak yapılması icap ettiğini, web altyapısının sağlanması icap ettiğinin altını çizdi.

Batman, “İki evladı olan yada çalışan ailelerin evlatları ne meydana getirecek? Iyi mi online eğitime erişebilecekler? Çalışan insanoğlu var. Fırsat eşitsizliği oldukça fazla büyüyecek.” dedi.

Bütünlüklü çözüm ve kriz masası oluşturulması icap ettiğini kaydeden Batman, “Artık çorba olan bir eğitim sistemimiz var, bu derhal ortadan kaldırılmalı, yoksul evlatların lehine olan ve daha evvelinde de yoksul çocuklar için mevcud bu eşitsizlikler daha da arttı. Bu alanda derhal bir kriz masası oluşmalı. Siyasetten bağımsız eğitimi yönetebilmeli, kurgulayabilmeliyiz.” yorumunda bulunmuş oldu.   

Eğitim Bilimci Salih Sarpten:

“Bütünlüklü çözüm koşul”

Uzaktan eğitimdeki eşitsizliklere dikkat çeken Eğitim Bilimci Salih Sarpten, bu eşitsizliklerin ortadan kalkması için bütünlüklü bir planın koşul bulunduğunu söyledi. Sarpten, “Sorunların çözümü için tüm kesimlerin yer alacağı bir eğitim kriz masası oluşturmak olacaktır” dedi.

Mart ayından bu yana uzaktan eğittim mevzusunda karşılaşılan sorunların Eğitim Bakanlığı tarafınca hala giderilememesinin kabul edilemez bulunduğunu kaydeden Sarpten, plansızlık ve programsızlık içinde uzaktan eğitime ikinci bir kapanma sürecinde tekrardan başlandığını söyledi.

Sarpten şöyleki devam etti:

“Mart 2020’deki ilk kapanmanın arkasından ikimiz de kendimizi uzaktan eğitimin içinde bulduk. El yordamı ile günü geçirmeye çalıştık. Ani bir gelimle olduğundan tamamlanmamış ve hatalar kabul edilebilinirdi. Fakat hala aynı sorunları yaşamak kabul edilemez. Öğrencilerin uzaktan eğitime erişme kapasitesi arttırılamadı. Bir öteki yanı ise bu mevzularda evlatların tahmin edilenden daha oldukça zarar görenin çocuklar bulunduğunu bakanlık fark edemedi. Ve bu uzaktan eğitim, plansız programsız tekrardan başladı. Bu ailelerde de ciddi ruhsal mesele ve motivasyonsuzluğa niçin oldu.”

Karşı karşıya eğitime dair 12 bin öğrencinin okula gitmediğini anımsatan Sarpten, uzaktan eğitimde ise bu katılım ve verimin %50’lerde seyredeceği tahmininde bulunmuş oldu. Bu durumun denetlenemeyeceğini de özetleyen Sarpten, bütünlüklü çözümün altını çizdi.

Tüm yaş grubundaki evlatların düşünülmesi icap ettiğini kaydeden Sarpten, “Evlatların tüm gün ekran karşısında oturmasını beklemek kabul edilir bir durum değil. Öğrencinin ne kadar ekran karşısında olacağı, iyi mi ve ne kadar bilgiye ulaşacağı, ulaşamayan kesim için daha değişik alternatif programların da çalışacağı bütünlüklü bir eğitim uygulamasına gerekseme var. Hem özel-kamu arasındaki eşitsizlik hem de sosyo-ekonomik seviyeler arasındaki eşitsizlik daha da büyüdü. Burada da gene dezavantajlı çocuklar oldukça daha çok etkilendi. Bunlarla ilgili çözüm önerili hayata geçirilmeli. Bunun da tek koşulu tüm kesimlerin yer alacağı bir eğitim kriz masası oluşturmak olacaktır. Bütünlüklü bir planlama koşul.” şeklinde konuştu.