Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun sendikaya yönelik açıklamalarını eleştirdi.
KTOEÖS Başkanı Selma Fiil, öğretmenlerin 24 Kasım’da mahkemeye çağrılmasının sendikanın mahkemeler mukayyitliğiyle iş birliğinde bir organizasyon olduğu yönünde izahat icra eden Çavuşoğlu’na “kurumları zan altında bırakacak mesnetsiz iddialarla eğitimde yaşanmış olan kaosun üstünü örtme ve gündem saptırma” eleştirisinde bulunmuş oldu.
Bakanın “sendikanın bilimsel verilere dayalı söylemler ve araştırmalar yapmadığı” eleştirisine de değinen Fiil, açıklamasında Çavuşoğlu’na şu soruları yöneltti:
“Kuramsal ders sayısını artırıp, ‘tam gün’ iddiasıyla evlatlarımızın sportif, sanatla alakalı aktivitelerini kaldırmak, bu tarz şeyleri derse dönüştürmek, okullarımızın bahçelerine, spor alanlarına konteyner doldurmak mı bilimsel?
İlahiyat kolejleri açmak, adı kolej olan bu okullarda şeriat müfredatı uygulamak mı bilimsel?
Vakıf, dernek, tarikat örgütlenmelerine göz yummak, tarikat yurtlarında, 4-6 yaş grubu hususi anaokullarında evlatlarımızın beyninin yıkanmasına izin vermek mi bilimsel?
İmamların çocuklarımıza Kuran Kursu vermesine yazılı izin vermek mi bilimsel?
Ideal ocaklarının çocuklarımızı Kuranla örgütlemesine, okullarda şiddetin artma tehlikesine göz yummak mı bilimsel?
Komisyonların izni olmadan Türkiye talim terbiyesinin kitaplarımızın içeriklerinde değişim yaparak ulusal eğitim yasası, anayasa, çocuk hakları bildirgesine aykırı olacak şekilde dinselleştirmesine, gericileştirmesine izin vermek, çanak tutmak mı bilimsel?
Bilhassa, Din Kültürü Terbiye Bilgisi kitaplarında yapılmasına izin verilen değişimlerle evlatların tüm yaşamlarını etkileyebilecek şekilde psikolojisini bozmak mı bilimsel?
Telif hakkı ve içerikle ilgili mahkemelik olan kitaplarda meydana getirilen müdahaleler ortadayken, öğretmenlerimizin, akademisyenlerimizin emeklerinin hiçe sayıldığı gerçeği ortada duruyorken, asla çekinmeden, utanma duymadan bakanlık sayfasında kitap değerlendirme formu yayınlamak mı bilimsel?
Depreme dayanıksız olduğu tespit edilen okul binalarımızın performans çözümleme raporlarını açıklamamak, zelzele vergisi toplamaya devam edip aylardır tek bir çivi çakmamak mı bilimsel?
Okul binaları dökülürken sıvaların elle düşürüldüğünü savlamak, dökülme riski olan okul binalarımızda sıvaların çekiçle düşürüleceği sonucu almak mı bilimsel?
Atama bekleyen yüzlerce öğretmenimiz, gençlerimiz dururken Türkiye’den ‘nitelikli!!’ öğretmen getirip okullarımıza görevlendirmek mi bilimsel?
Yurtdışında, lüks otellerde, yüksek maliyetli çalıştaylar yapmış olup, okullarımızda Türkçe bilmeyen öğrencilerimiz için çözümler üretmemek mi bilimsel?
Yurt dışı izin isteyen öğretmenlere hazzı, kişiye hususi izin vermek mi bilimsel?
Her yıl ek bütünlemeyle, bakanlar kurulu kararlarıyla öğrencilerin sınıflarını geçmesini sağlayıp onları rüşvete alıştırmak mı bilimsel?
İhalesiz okul kantinlerinin işletmesini uzun seneler yandaşlarına peşkeş çekmek mi bilimsel?
Yandaşlarına geçici öğretmenlik sağlamak mı bilimsel?
Hademe ataması yapmayıp hizmet alımı adı altında temizlik şirketlerinin nemalanmasını sağlamak, güvencesiz işçi çalıştırılmasına göz yummak mı bilimsel?
Yasaları, tüzükleri hiçe saymak, ben yaparım olur mantığıyla tek taraflıkararlar almak, öğretmene baskı yapmak, işbırakımı, fiil hakkını elinden almaya, örgütünü yıpratmaya çalışmak, hedef almak, itibarsızlaştırmaya çalışmak mı bilimsel?
Hiçbir öneriyi kâle almayıp, istişareyi kendi bildiğini empoze etmek diye algılamak, bir tek talimatlarla hareket etmek mi bilimsel sanıyorsunuz Sayın Bakan?!
Maviş: “Eğitim Bakanı’nın iddiaları çizgiyi aştı”
Ilkin öğretmeni, sonrasında öğrenciyi, şimdi de “mukayyitliği” suçladı