Ertuğruloğlu, “Kıbrıs adasının gerçeği, bir ada fakat iki devlet olmasıdır” dedi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, dün New York’ta İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Senelik Koordinasyon toplantısında konuştu.

Dışişleri Bakanlığı’ndan meydana getirilen açıklamaya bakılırsa Ertuğruloğlu, İİT üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının senelik koordinasyon toplantısında konuşma yapmanın kendisi için bir onur bulunduğunu vurguladığı konuşmasında, dışişleri bakanlarına Kıbrıs Türk halkı ile Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin selamlarını iletti.

İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Hissein Brahim Taha’ya Kıbrıs Türk halkına verdiği destek ve iş birliğinden dolayı şükranlarını sunan Ertuğruloğlu, İİT Sekretaryası personeline toplantıyı organize ettikleri için teşekkür etti. Ertuğruloğlu, sel felaketi sebebiyle Libya’ya ve zelzele sebebiyle ise Fas Krallığı’na başsağlığı dileklerini de sundu.

“Bugün burada toplanırken, Müslüman dünyasının birçok yerinde savaşlar ve terörizm devam etmekte, bu durum büyük can kayıplarına ve halkların yerlerinden edilmesine yol açmaktadır” diyen Ertuğruloğlu, silahlı çatışmalardan meydana gelen siyasal, ekonomik ve kültürel zorlukların İİT üyesi devletlerin güvenliğinin korunması ve istikrarın sağlanması önündeki başlıca engeller bulunduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar'dan Paşayeva'nın vefatı dolayısıyla taziye mesajı

Cumhurbaşkanı Tatar’dan Paşayeva’nın vefatı dolayısıyla taziye mesajı

-“Dünyadaki değişik dinler içinde sulh ve uyumun inşası ve geliştirilmesi için karşılıklı saygının koşul bulunduğunu vurguluyorum”

Müslüman dünyasının karşılaşmış olduğu zorluklara değinen Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, şöyleki konuştu:

“Batı’da islamofobinin yükseldiği, Jammu Keşmir’in işgal altında kalmış olduğu, Batı Trakya Türk Müslüman azınlığının temel insan haklarının Yunanistan tarafınca devamlı ihlal edilmiş olduğu, Filistin’in yasa dışı işgalinin devam etmiş olduğu, Filistinli kardeşlerimizin insan hakları ihlal sorunlarının hakim olduğu bir dünyada, hepimizin karşı karşıya olduğu sorunları çözebilmek hedefiyle İslam dünyasını güçlendirmek ve İslami dayanışmayı teşvik etmek için adımlar atmanın tam zamanının geldiğine inanıyoruz. Müslüman dünyasının desteğe muhtaç öteki tüm bölgelerine siyasal, ekonomik ve insani yardım sağlamak da ortak sorumluluğumuzdur.

Sulh ve güvenlik, bilim ve teknoloji, eğitim ve sıhhat alanlarındaki koordineli çabalarımızın dünyanın dört bir tarafındaki kardeşlerimizin yaşamları üstünde mühim bir tesir yaratacağına inanıyorum. Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, Genel Yazman’in yoksulluğun azaltılması, altyapı kapasitesinin geliştirilmesi, çevre ve iklim değişikliği ve öteki kurumsal İİT reformlarına ilişkin çabalarını desteklemeye hazırız.

Sayın başkan, bu vesileyle, son zamanlarda İsveç ve Danimarka’da olmak suretiyle, mukaddes kitabımız Kuran’a yönelik tekrarlanan saldırıları şiddetle kınamak isterim. Müslümanları hedef alan, mukaddes değerlerimize hakaret eden bu alçakça eylemler kesinlikle kabul edilemez. Mukaddes kitabımıza saygısızlık, islamofobi ve ırkçılığın Avrupa’da ulaşmış olduğu kaygı verici seviyenin bir başka örneğidir ve hiçbir şekilde ‘ifade özgürlüğü’ terimi altında haklı gösterilemez. İsveç ve Danimarka makamlarını bu nefret suçlarının faillerine karşı lüzumlu önlemleri almaya çağırıyorum ve dünyadaki değişik dinler içinde sulh ve uyumun inşası ve geliştirilmesi için karşılıklı saygının koşul bulunduğunu vurguluyorum.”

-“İİT sekretaryasına ve üye devletlere, on senelerdir, Kıbrıs Türk davasıyla dayanışma gösterdikleri için teşekkür ediyorum”

Konuşmasında Kıbrıs meselesine de değinen Ertuğruloğlu, Birleşmiş Milletler himayesinde uzun senelerdir meydana getirilen sayısız müzakerelerde, Kıbrıs Türk tarafının ısrarlı iyi niyetine ve yapıcı tutumuna karşın “siyasal eşitliğe dayalı iki toplumlu iki bölgeli federasyon” temelinde bir anlaşmaya varma çabalarının netice vermediğini söyledi ve bunun sebebi olarak Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz tutumunu işaret etti.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs Rum tarafının internasyonal cemiyet tarafınca adadaki meşru hükümet olarak işlem görmesinin ise Kıbrıs Rum tarafını uzlaşmaz politikalarını sürdürme mevzusunda daha da cesaretlendirdiğini belirten Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, bu durum da Kıbrıs problemininin temelini oluşturduğunu söylemiş oldu.

Ertuğruloğlu, şöyleki devam etti:

“Kıbrıs adasında iki ayrı devlet tarafınca temsil edilen iki ayrı halk vardır. Kıbrıs adasının gerçeği, bir ada fakat iki devlet olmasıdır… Kıbrıs Türk halkının devleti olarak Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ şeklinde davranan Kıbrıs Rum Devleti.

Adada sürdürülebilir bir anlaşmaya varmanın tek yolu, bugün adada iki devletin var olduğu ve bu iki devletin egemen eşitliğe ve eşit internasyonal statüye haiz olduğu gerçeğinin kabul edilmesinden geçmektedir. Bu, Kıbrıs Rum tarafıyla müzakerelere başlamanın temel koşuludur.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nun 78. oturumu vesilesiyle yapmış olduğu ve internasyonal toplumu Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanımaya ve diplomatik, siyasal ve ekonomik ilişkiler tesis etmeye davet etmiş olduğu zamanı konuşmaya dikkat çekmek isterim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kıbrıs Türk halkına verdiği paha biçilmez destek için en içten şükranlarımı yinelemek isterim.

Kıymetli konuklarımız, adada adil ve kalıcı bir antak kalma çerçevesinde güç ve refahı paylaşmak istemeyen Rum tarafı, on senelerdir Kıbrıs Türk halkının kalkınmasını engellemeye iş yapmaktadır. Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıs Türk halkının spor, kültür, eğitim, sıhhat ve benzeri insani alanlarda dahi internasyonal toplumla ilişki kurmasını engelleme çabalarını sürdürmektedir. Bugüne dek Kıbrıs Türk halkına dayatılan insanlık dışı ve yasa dişi izolasyonun yıkıcı neticelerini, Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin her alanında aralıksız desteği yardımıyla aşmak için çalıştık.

İİT sekretaryasına ve üye devletlere, on senelerdir, Kıbrıs Türk davasıyla dayanışma gösterdikleri için teşekkür ediyorum. Sadece şunu da vurgulamalıyım ki, Kıbrıs Türk halkı kendilerine dayatılan soyutlama altında her gün mağduriyet yaşamaya devam etmiş olduğu için hâlâ yapılması ihtiyaç duyulan fazlaca şey var.”

-“ Kıbrıs Türk halkına yaşamın her alanında verdiği sarsılmaz destek için Türkiye Cumhuriyeti’ne en içten şükranlarımı sunuyorum”

İİT’nin Kıbrıs Türk halkı üstündeki izolasyonu sona erdirmek için somut adımlar atması sonucu doğrultusunda, Kıbrıs Türk halkının internasyonal arenada hak etmiş olduğu yeri almasının tam zamanı olduğuna inanç belirten Ertuğruloğlu, bunun Kıbrıs Türk halkına Müslüman dünyasında hak etmiş olduğu yeri alma fırsatı sunacağını söylemiş oldu.

Ertuğruloğlu, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Ek olarak, İİT üyesi devletlerin, var olmayan ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ şeklinde davranan, Kıbrıs Rum tarafının bizlere empoze etmiş olduğu insanlık dişi kısıtlamaların ve izolasyonun üstesinden gelmemize destek olmak hedefiyle Kıbrıs Türk devleti ile ilişki oluşturmak için süratli bir halde somut adımlar atmalarını içtenlikle umuyorum. Ek olarak, Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bilhassa eğitim alanında gelecekte İİT etkinliklerine ev sahipliği yapma kabiliyetine haiz olduğumuzu ve minnettar olacağımızı ifade etmek isterim. Bu şekilde bir adim, İİT ülkelerinin Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Müslüman kardeşlerine karşı dayanışmalarını bir tek sözle değil, fiilen de gösterecektir.

Konuşmamı bitirmeden ilkin, Kıbrıs Türk halkına yaşamın her alanında verdiği sarsılmaz destek için Türkiye Cumhuriyeti’ne en içten şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’nin tüm bölgeyi etkileyen düzensiz göç sorununu ele almadaki örnek çabalarından da gurur duyuyoruz. Nazik ilginiz için teşekkür ederiz.”