DOLAR
32,2823
EURO
34,7777
ALTIN
2.407,24
BIST
10.246,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Salı Açık
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Yağmurlu
17°C
Cuma Az Bulutlu
16°C

“Okullar inancın konuşulacağı bölgeler değil”

“Okullar inancın konuşulacağı bölgeler değil”
31.08.2023 06:59
4
A+
A-

Serap ŞAHİN

İlkokul 2’nci ve 4’üncü derslik ufaklıklara okutulacak ders kitaplarında, kitap yazarlarının onayı olmadan değişikliğe gidilerek dini sembollerin öne çıkarılması, Hindistan ve Filistin şeklinde geri kalmış ülkelerden aile örnekleri verilmesi, eğitim sektöründe bardağı taşıran son damla oldu, veliler toplumsal medyada ayaklanarak Ulusal Eğitim Bakanlığı önünde fiil sonucu aldı.

Toplumsal medyada “Laik Demokratik Eğitim İçin Savaşım Hareketi” adı ile 1 gecede binlerce sayıya ulaşan veliler 31 Ağustos Perşembe saat 10.00’da Ulusal Eğitim Bakanlığı önünde fiil gerçekleştirecek.

Gerçekleşecek eylemle ilgili YENİDÜZEN’e konuşan velilerden Melek Arabacıoğlu “Kitaplarda meydana getirilen değişimler bardağı taşıran son damla” bulunduğunu altını çizdi. Bir başka veli Simge Özuçar da olayın toplumsal bir örnek olarak olduğuna dikkat çekti. Öteki bir veli Ayşe Teralı da “Ufaklıklara başörtüsü mü takacaksınız?” diye sorarken, öteki veli Mine Akad da “Laik eğitimde dini semboller kullanılmaz” şeklinde konuştu.


VELİLER NE DEDİ?

Melek Arabacıoğlu: Kitaplarda meydana getirilen değişimler bardağı taşıran son damla

“Bu gurubu 1gece yatıp da sabah kalkıp kurmadık. Yaşanmış olan süreç içinde gözlemlediğimiz ve son süre materyal olarak elimize gelen kitaplardan takip ettiğimiz kadarıyla bir yapay islama doğru kayış bulunduğunu gözlemledik. Son olarak meydana getirilen açıklamalar, kitaplarda meydana getirilen değişimler, geçen yıl ramazan ayında okullarda dağıtılan ramazan ajandaları şeklinde alttan alttan meydana getirilen davranışları biz veliler olarak gözlemliyorduk. Kitaplarda meydana getirilen değişimler de bardağı taşıran son damla oldu. Sendikalardan ve öğretmenlerimizden de destek alarak bu şekilde bir oluşuma girdik. Organik bir gelişme ile 24 saat şeklinde kısa sürede binlerce kişiye ulaştık. Eğitim bizim yargıdan sonrasında elimizde duracak olan tek kale. Eğitim kalesini de eğer kaptırırsak yapay İslami değerlerin bu kadar çullanmasına müsaade edersek, öteki günler yargıya da itimat kalmayacak. Bizim için mühim olan eğitim kalesini ayakta tutmak ve laik bir eğitim sistemi. Okulların nüfusları inanılmaz değişti. Değişik dinlerden, değişik mezheplerden oldukca talebe var. Bir tek islamın dayatılması doğru değil. İnanç özgürlüğü olan bir ülkede yaşıyoruz. Okullar inancın konuşulacağı bölgeler değil. Bu bir veli hareketidir. Yapacağımız fiil de bir tek eğitim sistemi ve kitaplarla ilgili değil. Aylardır yıkık dökük durumda olan okullar var. Artan nüfus ve talepten dolayı konteynırlar eklenecek olan okullar var. Bir tek okul yapmak değil, bugün meydana getirilen okulun bir yıl sonrasında eksiye düşmemesi gerekir. Hususi gereksinimli evlatların hususi eğitim sınıfları kapatılıp, o evlatların ders alması engellenip evlatları dersten yoksun bırakmamak gerekir.

 

Simge Özuçar: Bu vaka toplumsal bir meseledir

“Hepimiz hiçbir örgütün yan oluşumu değiliz. Hepimiz; veliyiz, öğrenciyiz ve halkın ta kendisiyiz. Oluşumumuzdaki esas sebep ve çıkış noktamız çocuklarımıza ve eğitimlerine yönelik laik ve demokratik olmayan sistemi yavaş yavaş ve kurnaz kurnaz kitaplarla beraber empoze edilmesidir. Kaldı ki güncelleme yapıldığı iddia edilen bu kitaplardan ve içeriklerinden kitapların yazarları olarak gösterilen kişilerin haberleri olmamıştır. Bu damdan düşer şeklinde eserlerin sahiplerinden habersiz meydana getirilen güncellemeler intihar teşkil etmektedir. Kaldı ki bu değişimler, resimlemeler bizim cemiyet yapımız ve çizgimize de terstir. Bunlar bu şekilde damdan düşer şeklinde yapıldığına nazaran belli bir hedef, belli bir amaç gözetlenmektedir diye düşünüyoruz. En başından bunun için baş kaldırış göstermeye karar verdik. Bununla ilgili doğal olarak gündeme gelen birçok da yan mevzumuz var. Konteynırlarla ilgili. Fakat ilk etapta bu laik ve demokratik olduğuna inanmadığımız ve daha ilköğretim çağlarında çocuklarımıza empoze edilmeye çalışılan obje şeklinde,, fotoğraf şeklinde empoze edilmeye çalışan sistemin önüne geçmeye çalışıyoruz.

Veliler kesinlikle bu kitaplara karşı tepkilerini göstermeliler. Bu tavrı başlangıcında göstermeliyiz. Bizim toplumumuz bu biçim bir eğitimi hak etmiyor, alışmadı. Çocuklarımız kitapta gösterilen bir öğretmen profili ve öyleki bir aile yapısı ile büyümedi. Bu mevzuda evlatlarımızın kafası karışacak. Bizim evlatlarımızın yobazlaşır mı hayır kesinlikle yobazlaşmaz. Zira Kıbrıs halkı olarak bu şekilde bir aile sisteminin içinde büyümedik. Ne kadar da dinimize bağlı olsak da bunu gösterme çabasına asla gitmedik. Öyleki bir niyetimiz ya da çabamız asla olmadı.

Bu vaka toplumsal bir meseledir. Bizim her evladımız okula gidiyor ve her çocuğumuzun da velisi bu durumdan hastalık duyacaktır. Bugün değilse bile birkaç yıl sonrasında. Perşembe günü herkesi yapacağımız eyleme çağrı ediyorum. Hep beraber tavrımızı koyalım. Bizlere bu tarz şeyleri empoze edemezsiniz diyelim.

Ümit ederim bu çıktığımız yolda bir netice elde ederiz. Zira bu elde edeceğimiz netice bizim kendi değerimiz olacak. Elde edemezsek de değerimizi yitirmiş olacağız.”

 

Ayşe Teralı: Ufaklıklara başörtüsü mü takacaksınız?

“Grubu kurma hedefimiz çocuklarımız içindir. Kimsenin haberi olmadan evlatların ders kitaplarında değişim yapılmış oldu. Bu değişim neye dayanarak yapılmış oldu? Türkçe kitaplarında dinin ne işi var? Bu ufaklıklara Türkçe dersi adı altında din dersi mi verilecek? Ufaklıklara başörtüsü mü takacaksınız? Amaç ne? Bugün oldu Ulusal Eğitim Bakanlığı bu mevzuda hala sessiz. Asla kimseden bu mevzuda bir izahat çıkmadı. Meydana getirilen emeğe saygıları yok mu? Bu kitapları hazırlayan öğretmenlere sorulmadan değişikliğe gidildi. Biz daima diyoruz ki çocuklar bu ülkenin ve bizim geleceğimizdir. Niçin evlatlarımızın ve ülkenin geleceğiyle oynanmasına izin verelim? Biz çocuklarımız için her şeyi halletmeye hazırız. Yapacağımız eylemin de arkasındayız. Bizim çocuklarımız başı bağlı bir halde okula gitmeyecek ve eğitim almayacak. Yaz tatilinde çocuklar camilere gönderildi. Ve camilere gönderilen evlatların ailelerine bisiklet ve para yardımı yapılmış oldu. Bu iş nereye gidiyor anlamıyoruz. Bisiklet ve para uğruna çocuğumu camiye göndermem. Empoze edilen nedir?

Gelebilen herkesi bu eyleme bekliyoruz. Çocuklarımız bizim geleceğimiz ve umudumuzdur. Bu eylemi onlar için yapıyoruz. Bu çocuklar bu şekilde eğitime başlayacaklarsa, bu ülkede biz bittik. Evlatlarımızın geleceği ve eğitimiyle oynanıyorsa biz bunun karşısındayız.”

 

Mine Akad: Laik eğitimde dini semboller kullanılmaz

“Toplumsal medyada çıkan görselleri inceleyebildim. Medyaya yansıyanları okudum. Kitaplar Kıbrıs Türk halkının kültürüne ve yaşam biçimine aykırılık teşkil ediyor. İnsanların dinine müdahale edilmesine daima karşıyım. Din mevzusu Tanrı’la şahıs arasındadır ve hususi bir mevzudur. Laik eğitimde dini semboller kullanılmaz. Iyi mi haç takmıyorsak, başımızın bağlı olduğu figürler, sarıklar, cübbeler şeklinde dini sembol olarak kabul edilen hiçbir şeyin devlet dairelerinde de, okullarda da, kitaplarda da olmaması gerekiyor. Bunlar insanları değişik etkileyebilir. Bu ülkede bir tek Müslümanlar yaşamıyor. Değişik gruplar da var. Her insana saygı duymak lazım. Okullarda din dersleri işlenirken de oldukca dikkatli olunması gerekiyor. Din dersinin dışındaki kitaplara dini sembollerin yerleştirilmesine karşıyım. Müslümanlıkla da ilgili olabilir, Hıristiyanlıkla da ilgili olabilir. Kesinlikle din konusunu evlatların kitaplarından ayırmak gerekiyor. Kıbrıs kültürümüzde, yaşantı tarzımızda bu tip objeler oldukca azdır ve bunu ailelerin savunması gerekiyor. Her insanın kendi aile yaşantısı ve din anlayışı da farklıdır. Devlet eli ile bu şekilde bir şeyin yapılması bizlere oldukca ters geldi.İsteyen çocuğuna istediği dinde eğitimi verir. Fakat siz devlet olarak ufaklıklara herhangi bir dinin baskısını yapamazsınız. Devlet eliyle bunu empoze edemezsiniz. Bir de Hindistan ve Filistin şeklinde niçin geri kalmış ülkeleri çocuklarımıza örnek veriyoruz?  Çocuk gelinleri, minik yaşta evlendirilen kızların olduğu ülkeleri ben çocuklarıma örnek olarak gösterilmesine şiddetle karşıyım. Benim çocuğum yüzünü gelişmiş ülkelere dönsün isterim. Bilhassa ilköğretim çağındaki ufaklıklara tüm bunların öğretilmesini kesinlikle sakıncalı buluyorum.”

yd-destek-gorseli-2-20230830105032.jpg

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.