Kıbrıs’ta yatırım, kazanç, hatta vatandaşlık hayaliyle geliyorlar, maddi içsel zarara uğruyorlar. Bu kez mağdurun adı İranlı yatırımcılar. İran’dan Şimal Kıbrıs’a uzanan bolca aldatmacalı sürecin sonu polis karakolunda bitiyor. Detaylar Kıbrıs Emlak Merkezi’nde.
İranlı Yatırımcılar Şimal Kıbrıs’ta Dolandırıcılık İddiası İle Polislik Oluyor
Dünyanın her yerinde olduğu şeklinde, Şimal Kıbrıs emlak ve inşaat sektörü de bazı dönemlerde mağduriyet ve dolandırıcılık iddialarıyla anılıyor. Kimi zaman X bir firmanın işgüzarlığı zarar veriyor sektöre, kimi zaman ise belirli bir pazarı hedef alıyor fena niyetliler…
Bu kez mağdurun adı İranlı yatırımcılar.
Bir süredir Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sayıları artan İranlı yatırımcılar, dolandırıcılıkla anılmaya başlandı. Mağdur edenler ise bu kez kendi ülkelerinden, kısaca İran’dan.
İddiaya bakılırsa İran’da etkinlik gösteren bazı acenteler “Kıbrıs vatandaşlığı” vaadiyle Şimal Kıbrıs emlaklarını pazarlıyor. “Kıbrıs’ta yatırım yapmış olursanız yurttaş olacaksınız, AB pasaportunuz olacak” deniyor. Fakat bu pazarlamada kesinlikle “Şimal Kıbrıs” adı geçmiyor.
Vatandaşlık vaadi şeklinde, müşteriye sunulan ödeme ve kazanç planı da dikkat çekici. “Aylık 500 lira taksit ödeyeceksiniz, evi kullanmadığınız dönemde 3 bin lira kira getiriniz olacak” deniyor.
Fakat 500 liranın sterlin, 3 bin liranın ise TL olduğu gene belirtilmiyor. Potansiyel alıcı bu sayıları sterlin olarak hayal ediyor.
500 sterlin taksit ödeyip, 2 bin 500 sterlin fazladan kazancağı düşüncesine kapılıyor. İran’daki evini, işini, düzenini Kıbrıs’a taşımaya karar veriyor.
Bu hayalle İran’dayken daha önsözleşme imzalanıyor, kaporasını ödüyor. Satış sözleşmesi için Kıbrıs’a gelip yüzde 30 peşinatı ödedikten sonrasında, vatandaşlığı ne süre alacağını soruyor. İşte her şey orada ortaya çıkıyor.
Hem bu alışverişin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığı, KKTC vatandaşlığının daire yatırımıyla verilmediği ve kazanmayı hayal etmiş olduğu paranın sterlin değil, TL olduğu netleşiyor.
Neye uğradığını şaşıran alıcı, soluğu karakolda alıyor. Ve bu örnek bir değil, iki değil, her defasında benzer akışla tekrarlanıyor…
Bilhassa de Gazimağusa ve İskele bölgesinde etkinlik gösteren sektör temsilcilerine bakılırsa şikayetçi sayısı günden güne artıyor. Mağduriyet yaşayanlar dilini bilen ve derdini anlayıp çözüm bulabilecek birilerini arıyor. O yüzden yerli firmalar tabelalarına, internet sayfalarına ve toplumsal medya hesaplarına direkt kontakt için Farsça ilave halletmeye başladı.
İlk bakışta mağduriyette aslolan görevli olarak İran’daki işgüzar bazı emlak acenteleri gösteriliyor. Bir ihtimal acente bile değiller. Fakat Şimal Kıbrıs’ta etkinlik gösteren ve bu sürece dahil olan bazı inşaat firmaları ise tabloyu net bir halde alıcıya aktarmamakla suçlanıyor. Şu demek oluyor ki her şeyi değil, seçilmiş doğruları söylemekle…
Peki netice?
Netice Şimal Kıbrıs’ta mağduriyet yaşayan ülke listesine İngiltere, Rusya, İsveç, Türkiye, Irak ve Suriye’den sonrasında İran da eklenmiş oldu.
Eğer bu yanlış bilgilendirme ve mağduriyete neden olan satış süreci doğru yönetilmezse, sonu ülkemiz ve inşaat sektörünün imajı açısından pek parlak görünmüyor.
O yüzden senelerdir tüm alıcılara söylediğimiz şeklinde, İranlı yatırımcıların da bir kişiden duydukları vaat ile birikimlerini, geleceklerini ipotek altına almak yerine, araştırarak ve okuyarak yatırım sürecini devam ettirmeleri gerekiyor.
KIBRIS EMLAK MERKEZİ
En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun